Oscar ödüllü usta yönetmen Martin Scorsese, vizyona girmesiyle hem eleştirmen hem de seyirci tarafında övgüyle karşılanan yeni filmi Hugo'nun ertesinde yaptığı açıklamada bundan sonraki film projelerini 3D çekmek istediğini belirtti.
Deadline'a verdiği röportajda, Taksi Şoförü (Taxi Driver) ve Göklerin Hakimi (The Aviator) gibi önceki filmlerinde stereoskop tekniğinin nimetlerinden yararlanılsaydı daha etkileyici sonuçlar ortaya çıkabilirdi diyen yönetmen, son dönemdeki 3D çılgınlığını Technicolor'un 1930'ların ortasındaki durumuna benzetti.
3D'yi bundan sonraki filmlerinde kullanıp kullanmayacağı şeklindeki soruya, "Dürüst olmak gerekirse 3D olarak anlatılamayacak bir konu olduğunu düşünmüyorum." şeklinde cevap veren Scorsese; "Her gün dünyayı tüm derinliğiyle görüyoruz. Bu demek değil ki belli konular 3D çekilsin ama 1935'de Becky Sharp ile başlayan Technicolor dönemine döndüğümüzde, 10-15 yıl boyunca renkli filmler sadece müzikaller, komediler ve westernlerde karşımıza çıktı. Renkli film ciddi türler için kullanılmadı. Fakat bugüne döndüğümüzde tüm filmler artık renkli." şeklinde konuştu.
3D'nin sadece fantastik filmlerle sınırlandırılmaması gereken bir teknoloji olduğunu da belirten yönetmen, Werner Herzog'un 3D belgeseli Cave Of Forgotten Dreams'i ve Wim Wenders'in aynı teknolojiyi kullanan Pina filmlerini örnek vererek, 3D'nin sinemasal anlatıma derinlik katan bir araç olarak görülmesi gerektiğini söyledi.
Her ne kadar Scorsese Taxi Driver gibi kült filmlerinin 3D olarak daha iyi olacağını düşünse de, yönetmenin gelecek planlarında böyle bir dönüşüm işleminin bulunmadığını eklememiz gerek. Tabii şimdilik...