Türkiye’nin Kuir sineması üzerine ilk kapsamlı festival olma özelliğindeki Pembe Hayat KuirFest bugün itibariyle sona eriyor. Sadece dünya çapındaki farklı filmlerin gösterimleriyle değil, ayrıca “Bel Kıran Translar: Köçekler”, “Bir Aile, Bir Aşk ve İki Belgesel” başlıklı söyleşilerle ve Nefret Suçları Karşısında Kuir ve Trans Direniş Hareketleri, Direnişin Sanatı: Görünürlük Yaratmak ve Nefretle Mücadele Etmek başlıklı atölye çalışmaları, Necla Rüzgar’ın, Pembe Hayat KuirFest’e özel düzenlediği resim atölyesi ve Faysal Tekoğlu’nun eğitmenliğinde düzenlenen KuirTango Atölyesi ile farklı bir soluk kazanan festival, gördüğü ilgiden de memnun.
Basın sponsorları arasında olduğumuz festival ayrıca Ümit Ünal’ın son filmi Nar ile M. Caner Alper ve Mehmet Binay ortak çalışması olan Zenne filmlerinin Ankara’daki ilk gösterimlerine de ev sahipliği yaptı.
Bu akşam ayrıca Ankara’nın taze eğlence mekanlarından Sixtiees’te Saat 22'de Pembe Hayat KuirFest’in kapanış partisi de düzenlenecek. Giriş ücretinin 20 TL olduğu geceye eğlenmek isteyen herkes davetli! Detaylar: http://festival.pembehayat.org
İşte festivalden son gün programı
24 Kasım 2011
Kızılay Büyülü Fener Sineması 2. Salon
12:00 Bana Bak
Belgesel türündeki filmde İstanbul’da yaşayan ve çalışan fotoğrafçı Nevruz, ülkemizdeki eşcinsel ve biseksüel kadınların yaşam alanlarını, fotoğraf makinesinin objektifinden aktarıyor. Kültürel baskıları ve ailevi sınırlar ana mesele…
Sevgilimi Ben Vurdum (I Shot My Love)
Tomer Heymann, dedesi Nazi Almanya’sından kaçtıktan yetmiş yıl sonra, doğduğu topraklara, Berlin Uluslararası Film Festivali’nde gösterilecek filmiyle döner. Burada tanışıp aşık olduğu Alman dansçı Andreas Merk yönetmenin hayatını kökten değiştirir. Merk, Heymann’ın yanına Tel Aviv’e taşınmaya karar verdiğinde kendini her hareketini kayda almakta direten bir partnerin yanı sıra ailesinde Nazi geçmişi olan bir Alman olarak İsrail’de olmak durumuyla baş etmek zorunda kalmış bulur...
14:15 Dönersen Islık Çal
Bir travesti ile bir cüce... İkisi de toplumun kıyısında kalmış, ezilmiş ve hor görülmüş karakterler. İstanbul'da, tabii Beyoğlu'nda yollarının kesişmesi, cinsel ve fiziksel kimlikleri isimlerinin önüne geçen bu iki kişi için bir umut ışığı olabilir mi? 1990’lı yılların yerli sineması içerisinde karşımıza çıkan marjinal karakterler üzerinden hayatı sorgulayan filmin yönetmenliğini Orhan Oğuz üstlenirken başrollerini Fikret Kuşkan ve Mevlüt Demiryay’ın paylaşıyor…
16:30 Erkek Gibi Ölmek (To Die Like a Man/Morrer Como Um Homem)
Odete (2005), O Fantasma (2000) gibi eşcinsel sinemanın modern klasikleri arasında yer alan filmleriyle tanıdığımız Portekizli yönetmen Joao Pedro Rodrigues’nin bol ödüllü filmi Erkek Gibi Ölmek (To Die Like A Man, 2009) cinsel kimlikler, dayatmalar üzerine bir dram.
19:00 Romeolar (Romeos)
Trans erkek Lukas, kendi kimliği ile ilgili aidiyet sorunları yaşarken, yeni girdiği sosyal ortamda Fabio adlı bir geye aşık olur. Fakat Fabio’nun Lukas’nın trans olduğundan habersizdir. Yıllar boyu kimliğini saklamak zorunda kalan Lukas, şimdi aşkı için bu hale katlanmaya devam edecek midir? Dünya galasını Berlin’de yapılan Rainbow Honolulu ve Oslo LGBT film festivallerinden ödülle dönen yapımın yönetmenliğini Sabine Bernardi üstleniyor.
21:15 Üç (Drei)
20 yıldır birlikte yaşayan Hanna ve Simon, Berlin'de yaşayan modern, eğitimli, çocuksuz bir çifttir. Bilindik hayat, tahmin edilebilir yaşamlar. Birlikte yaşama, çocuk sahibi olma, sonu bitmeyen tartışmalar, seks, düşük yapma, ayrılma, barışma. Sunuculuk yapan Hannah ve sanat teknisyeni olan Simon, birlikte koca bir hayatı sığdırdıkları yaşamlarında bir gün Adam'la tanışırlar. Önce Hanna, sonra da Simon aynı adama âşık olur. Birbirlerinden habersiz yaşadıkları bu aşk yolunda gitmeyen hayatları raydan çıkarmaya yetecektir... Bafta adayı “Koş Lola Koş (Lola rennt)” filmi ile kültleşen, “Koku: Bir Katilin Hikayesi (Perfume: The Story of a Murderer)”, “Paris, Seni Seviyorum (Paris, je t'aime)” ile de beğeni toplayan yönetmen Tom Tykwer’ın son filmi modern ilişkileri biraz alaycı ve komik bir dille irdeliyor.
Kızılay Büyülü Fener Sineması 3. Salon
21:00 Yok (Ausente/Absent)
Plan B (2009) filmiyle tanınan Marco Berger'in son filminde bir yüzme hocası ile öğrencisinin arasında geçen gerilimli ilişki, itiraf edilemeyen duygular, ahlaksal tartışmalara da açık uç bırakan bir yorumla karşımıza geliyor. Arjantin semalarından gelen bu gey film, 2011 Teddy ödüllerinde En İyi Film seçilmişti...