Hesabım
    Armand Assante İstanbul'da Sinemacılarla Buluştu

    Ünlü yıldızdan Türk Sinemasına destek<br /><br />

    Gotti, Hoffa, 1492: Cennetin Keşfi, Striptiz, Yatağımdaki Yabancı, Er Benjamin, Napolyon ve Josefin, Kumsalda, Fatal Instinct, Trial By Jury, Judge Dredd, I the Jury, The Odyssey ve daha nice sinema ve TV filmi ile mini TV dizisi. İlk anda adı ile yüzünü bir araya getirmekte zorlananlar, ya da adını hatırlamayanlar olabilirse de yüzünü gördüğünüz anda "aaa, tabii, çok iyi tanıyorum" diyeceğiniz bir aktörün oynadığı filmlerden sadece bir kısmı yukarıda sıralananlar. Özellikle televizyonda film ya da mini dizi izleyenlerin tanımamasının olanaksız olduğunu düşündüğüm bir aktör: Armand Assante. O kadar çok filmi gösterildi ki.

    Çok karizmatik, son derece sempatik, yakışıklı, İrlanda-İtalya kökenli bu New York'lu Hollywood oyuncusu Türkiye'de. Bu yazıyı yadığım sıralarda İstanbul'da kahvaltıda, ya da Bodrum'a gitmek üzere havaalanı yolunda olabilir. Ya da yazıyı okuduğunuz saate bağlı olarak belki de Türkbükü plajlarından birinde denize girmekte, veya barlardan birinde votkasını ve bardaklarca coca cola'sını içmektedir.

    Dün gece Ritz Carlton otelinin bir barında Türkiye sinemasından bir grup insanla birlikteydi Assante. Yapımcı Arif Keskiner, yönetmen Yavuz Özkan, iki oyuncu Volkan Severcan ve ben, üç buçuk saat boyunca sinema konuştuk. Bizim sinemamızı. Şu aralar Moskova'da bir film çekmekte olan Armand Assante, birkaç günlük boşluk yakalayınca Türkiye'ye tatile gelmeye karar vermiş ve Bodrum öncesi, New York'tan bir grup arkadaşı ile İstanbul'da buluşmuş. Daha önce The Odyssey adlı mini TV dizisinin çekimleri için Fethiye'de bir ay kalan ve Türkiye'yi çok seven Armand bu kısa İstanbul misafirliğinde Türkiyeli sinemacılarla tanışmak istediğini söylemiş. İşte dünkü buluşma böyle gerçekleşti.

    Oyunculuğunun yanısıra yapımcı da olan Assante ayrıca Capri Film Festivali'nin başkan yardımcısı ve bu nedenle ülke sinemalarının dünyada tanınması için neler yapılması gerektiği konusunda epeyce kafa yormuş. Bu tanıtımda festivallerin önemini vurgulayarak bize yardımcı olmayı önerdi. Filmlerimizin dünya dağıtımını sağlamak için ülkemize film dağıtımcılarının gelmesi gerektiğini, bunun için de ünlü, çok ünlü isimlerin İstanbul'a gelmelerine öncülük etmek istediğini söyledi. Bir yandan da yapımcıları buraya yönlendirerek filmler çekmelerine önayak olabileceğini belirtti. İstanbul'un muhteşem bir şehir olmanın yanısıra çok eski kültürlerin beşiği olduğu için buraya gelmenin tüm bu ünlüleri çok heyecanlandıracağını anlattı. Gece boyunca onun nasıl heyecanla konuştuğuna tanık olduğum için de bu dediği son derece inandırıcı geldi bana. Artık Hollywood ve New York dolaylarında gönüllü bir elçimiz olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.

    Dedikleri gerçekleşir gerçekleşmez, orası şimdiden belli olmaz tabii. Ama şurası muhakkak ki dün geceki toplantı biz sinemacılara müthiş bir moral ve umut aşıladı. Bir Hollywood aktörünün verdiği bireysel desteğin Kültür Bakanlığı ve Başbakanlık Tanıtma Fonu gibi devlet kurumlarından da gelmesi durumunda, bir de bakmışsınız filmlerimiz dünya piyasasında yer bulmaya başlamış. Neden olmasın?

    Bu arada, Bodrum dönüşü Beyazperde.com için bir röportaj sözü de aldım Armand Assante'den. Eğer bir aksilik olmazsa, bu röportajı Eylül başında okuyabileceksiniz.

    Meltem Savcı

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top