Adaletin sinema ve diğer sanatlarla olan ilişkisinin sergileneceği ve ayrıca panel, tartışma ve atölyeler aracılığıyla konunun irdeleneceği Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali'nin Kısa Film Yarışması ön eleme sonuçları belli oldu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından, Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle, ilki bu yıl 23 – 30 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan festival kapsamında gerçekleştirilecek olan ve Türkiye’deki üniversitelerde öğrenim görmekte olan öğrencilerin kısa filmleriyle katıldıkları ‘Adaletin Terazisi Gençlerin Elinde’ konulu kısa film yarışmasında ön eleme sonuçları belli oldu. Sinema yazarları Murat Tolga Şen, Melis Zararsız ve Banu Bozdemir’den oluşan ön jüri, festivale başvuran kısa filmlerden 12 tanesini belirledi. Yarışmanın birincisini belirleyecek ana jüri ise şu isimlerden oluşuyor: Natali Yeres (Sanat Yönetmeni), Yeşim Ceren Bozoğlu (Oyuncu), Cansel Elçin (Oyuncu), Selman Dursun (Öğretim Görevlisi) ve Serdar Talas (Öğretim Görevlisi).
Bu yılki ana temasını "Darbeler" olarak belirleyen İstanbul'un yeni uluslararası tematik film festivalinde toplumsal değişimin adalet süreçleriyle olan ilişkisini anlatan filmler izleyiciyle buluşacak.
Toplamda 10.000 TL para ödülü dağıtılacak yarışmada, En İyi Film’in yönetmeni, Altın Terazi Ödülü ve 7.500 TL’lik para ödülünün sahibi olacaktır.
Festival filmlerinin gösterimleri ve etkinlikler, İstanbul Hukuk Fakültesi ile Başakşehir Belediyesine ait salonların yanı sıra, Beyoğlu'nun seçkin sinema salonlarında gerçekleştirilecektir.
Yarışmaya katılmaya hak kazanan filmler şöyle;
Baydara (Edra’nın Kaderi)
Yönetmen: Can Eren
Asansör görevlisi olan ve işin çok seven güler yüzlü Edra, kendisine çok bağlı annesi Jimnaz’la birlikte yaşamaktadır. Bir gün asansöre kokoş, orta yaşlı, huysuz bir kadın biner. Zemin kata geldiklerinde asansör arıza yapar ve kadınla asansörde kalan Edra’nın kaderi bir anda değişir.
Dicle
Yönetmen: Seren Gel
6 Ekim 2009’da “Çok acı var, dayanamıyorum” yazılı bir not bırakarak intihar eden sosyolog Dicle Koğacıoğlu anısına çekilmiş olan film, onu temsil eden karakterin bir namus cinayetinin gerçek yüzüne şahit oluşuyla içine girdiği vicdan muhasebesine ve son gününe odaklanmaktadır.
En Sevdiğinden
Yönetmen: Efecan Kağan – Oğuz Beyoğlu
Yaprak sarması bağımlısı olan genç için sıradan bir gündür. Annesinin ona düzenli olarak yolladığı sarmalar, o gün yine her zamanki kargo görevlisi tarafından kendisine teslim edilmiş, kendisi için haftalık sarma ziyafeti başlamıştır. Ancak o gün atladığı ufak bir nokta vardır. Tıkanan tuvaleti yüzünden çağırdığı tesisatçı eve gelecek ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır...
Fırın
Yönetmen: Fuat Erbey
Aslı ve Veysel aynı mahallede yaşayan, 9-10 yaşlarında iki çocuktur. Aslı ve Veysel’in bir gününü anlatan filmde, çocukların yolları önce mahallenin fırınında sonra da parkta kesişir. Film, aynı mahallede yaşamalarına rağmen birbirlerini hiç tanımayan insanların, aslında ne kadar da iç içe olduklarını ve bu yaşam kargaşasında yeterince umursanmayan çocukların maruz kaldığı kötülükleri gözler önüne sermektedir.
Korkuluk
Yönetmen: Adem Demirci
Bir kasabada yaşayan 20'li yaşlarında genç bir kadın, kocasının ölümünden sonra tarladaki bir korkuluğu kocasının yerine koyar. Her ne kadar artık yalnız da olsa, hâlâ kocasının bir korkuluk gibi onun hayatının ortasında durduğu hissinden kurtulmaya çalışmaktadır.
O An
Yönetmen: Erman Zambak
Gerçek kavramı, onu nasıl anladığımız ya da gördüğümüzle değil, ona ne kadar yakın olduğumuzla ilgilidir. Film, gerçeği fotoğraf üzerinden anlatır.
Pişti İlone
Yönetmen: Ramazan Güneş
Tek başına yaşayan ve müzik kasetlerini çok seven yaşlı bir adamın bu traji-komik hikâyesi 1993 yılında Güney Doğu’nun bir köyünde geçmektedir. 12 Eylül askeri darbe sonrası Kürtçe müzik kasetler yasaklanmıştır. Kasetlerinden vazgeçemeyen yaşlı adam onları saklamak için bahçesinde bir çukura gömer. Fakat müziksiz yapamadığı için sürekli korku içinde kasetlerini çıkarıp tekrar saklamaktadır.
Sesler
Yönetmen: Deniz Dargı
Bazen bir ses bizi başka dünyalara götürür. Hayaller kurdurur, anılarımızı canlandırır, hatırlatır… Hele ki uzaksak… tutsaksak… erişemiyorsak… Bunlar bazen, Ada vapurunun düdüğü, bazen sahile vuran dalga sesleri, bazen çocuk gülüşlerindeki neşedir. Bazen de sadece bizi yutan kalabalığın gürültüsüdür.
Toros Canavarı
Yönetmen: Fırat Yavuz
Bir zamanlar neredeyse her mahallede, her caddede hatta her sokakta aniden beliriveren, kimi zaman takip ve taciz ettiği insana derin bir ürperti veren, kimi zamansa içine aldığı binlerce bedeni sonsuza dek sessizliğe gömen “Toros” adlı arabanın korkutucu hikâyesidir, Toros Canavarı. Bu kısa hikâyede Toros, acımasızlaşmış insanlığın sembolik figürüdür.
X Win
Yönetmen: Serhat Karaaslan
Gerdek gecesi istenen kanlı çarşaf üzerine tek planlık diyalogsuz bir film.