Hesabım
    Latin Yönetmenler Özlerine Dönüyor

    Harry Potter, Blade, 21 Gram geride kaldı

    Son yıllarda sinema dünyasında Latin kökenli yönetmenlerin önemli bir yeri var. Başlarda kendi dillerinde çevirdikleri ufak bütçeli filmlerle izleyiciyle tanışan bu yönetmenler daha sonra büyük stüdyolarla çalışmaya ve İngilizce film yapmaya başladılar. Her ne kadar aynı başarıyı devam ettirmiş olsalar da, son günlerde bu yönetmenlerin teker teker Hollywood'tan kaçmaya başladıkları konuşuluyor.

    Tehlikeli Yaratıklar, Blade 2 filmlerinden tanıdığımız, şimdi de Hellboy'u çeken Guillermo Del Toro, yine başka bir Latin yönetmen Alfonso Cuaron'un film şirketi ile ortak bir proje hazırlığında. 2001 yapımı Devil's Backbone'un devamı olacak Pan's Labyrinth için Del Toro ülkesi Meksika'ya gitmiş bile. Film hem Meksika'da çekilecek hem de İspanyolca olacak.

    Harry Potter ve Azkaban Tutsağı ile büyük başarı yakalayan Alfonso Cuaron; dördüncü Harry Potter filmini çekmek istemediğini zaten söylemişti. Yönetmen şu aralar, Meksika'da yaşanan 1968 öğrenci olaylarını anlatacağı filminden başka bir şey düşünmüyor. Bir diğer Latin Luis Mandoki'de iki yeni film için Meksika sınırlarını geçti. İlk filmin adının Casas de Carton olduğu açıklansa da ikincisinin adını henüz kimse bilmiyor. Oyuncu ve yeni yetme yönetmen Antonio Banderas'ın Crazy Alabama'dan sonraki ikinci yönetmenlik denemesi için İspanya'ya gideceğini zaten duyurmuştuk. Banderas filmini İspanya'nın güneyinde, kendi doğduğu kasaba Malaga'da çekecek.

    Paramparça Aşklar ve Köpekler ile sadece dünyada değil, ülkemizde de büyük çıkış yapan Alejandro Gonzales İnarritu, ilk İngilizce filmi 21 Gram'dan sonra yeniden köklerine dönme kararı almış, hem de film beğenilmesine rağmen. İnarritu'nun yeni filmi, dedikodulara bakılırsa yeniden İspanyolca olacak fakat proje ile ilgili her şey hala sır. Cannes Film Festivali'nde, yeni filminin isminin Linha do Pase olacağını açıklayan Water Salles de diğer Latin arkadaşları gibi filmi ülkesinde çekmeye planlıyor.

    Peki son bir iki yılda Hollywood'ta ne oldu da bu yönetmenler yeniden İspanya ve Meksika'nın yollarını tutup büyük stüdyolardan uzak durma kararı aldılar? Cuaron bunun ülkesine duyduğu özlemle ilgili olmadığını söylüyor; ''Evimi özlersem gidip Meksika yemeği yerim, sırf bu nedenle gidip Meksika'da film çekmem''. Diğer yönetmenler de bu geri dönüş akımı ile ilgili Cuaron gibi ser verip sır vermiyor. Yakalayabildiğimiz tek ipucu ise, Linha do Pase'nin yapımcısı Buena Onda Films'in başkanı Don Ronvaud'un sözlerinde; ''Latin yönetmenler Bush yönetiminin yarattığı sistemin parçası oldukları düşüncesinden memnun değiller ve bundan uzak durmak istiyorlar''.

    Ronvaud ne kadar haklı bilmiyoruz ama yönetmenlerin yeniden ufak filmlere döndüğü ortada. Belki de Del Toro'nun itirafı doğrudur, ''Büyük stüdyo filmleri bir tabak dolusu güzel yemek gibidir ama size ait ufak bir film birdenbire bulduğunuz bir oyuncak gibidir''. Yani belki de yönetmenler stüdyoların baskılarından ve her işe karışmalarından sıkılıp eski başlarına buyruk günleri özlediler.

    Siz yine de Latin yönetmenler Hollywood'tan tamamen kopuyor sanmayın. Del Toro Hellboy 2'yi de çekeceğine dair söz verdi bile, Cuaron, Children of Men isimli bir film yapacağını söyledi ve belki 6. Harry Potter filmini çekmeye aday olabileceğini de, Banderas ise zaten Zorro 2'de yeniden maskeli kahraman olacak.

    Sanem Türk

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top