Basın toplantısı bugün gerçekleşen, yönetmenliğini Ercan Durmuş'un üstlendiği, senaryosunu Burak Göral'ın yazdığı Gece 11:45'in çekimlerine başlanmış bile. Neredeyse tüm kadrosu ile basının karşısına geçen film ekibi meraklı sorular ile karşılaştı. Merağı uyandıranlar ise filmin oyuncu kadrosundaki birkaç şaşırtıcı isimdi. Filmin başrolünde tanınmış bir müzisyen var: Feridun Düzağaç. Diğer oyuncuların çoğu, Nihat Odabaşı (popüler fotografçı, ki o da bayağı bir ilgi çekti) hariç oyuncu geçmişleri ile tanıdığımız kişiler. Ancak bu durumu şaşırtıcı bulmamak gerek; Türkiye'de başka altyapılardan gelip oyunculuğu deneyen birçok insan var artık. Sanırım Düzağaç'ın sürpriz bir oyuncu seçimi olarak görülmesi, müzisyenlik ile sınırlı kalacak bir kariyeri olacağını öngörmemizdendi. Düzağaç'ın filmde canlandırdığı karakter ile oldukça uyumlu olabileceğini ve kendini oyunculuk açısından gösterebileceği bir rol olduğunu öngörenler ise filmin senaristi Göral ve yönetmeni Durmuş. Feridun Düzağaç basın toplantısında kendisi de itiraf etti: "canlandırdığım karakter de benim gibi melankolik, kendi dünyasında yaşayan birisi."
Senarist Burak Göral, film hakkında gelen soruları yönetmen adına da cevapladı. Ekim ayından itibaren karşınızda İstanbul'un gerçekleri üzerine, sıradan insanların rahatlıkla içine girebileceği bir film olacak ve sıkı durun: bu film popüler değil, yani popülerlik hedeflenmemiş. Filmin başlangıcı bir sahneye dayanıyor, bir sahneden ortaya bir senaryo çıkaran Göral, filmde üç ayrı hikayenin anlatıldığını, ama bu üç hikayenin de birçok defa kesiştiği noktaların bulunduğunu belirtti. Paramparça Aşklar ve 21 Gram gibi filmlerden etkilenmediklerini ve kendi eleştirmen kimliği ile değerlendirdiğinde bu filmin etkisinden kurtulamayacağımızı söylüyor.
Göral'a göre iddialı ve akıllı bir senaryodan çekilen filmin konusuna gelince: film üç karakterin farklı hayat hikayelerini ve varoluş mücadelelerini aktarıyor. Feridun Düzağaç'ın canlandırdığı Mehmet, ailesini bir trafik kazasında kaybettiği için sokaklarda yaşamaktadır ve hayattan ümidini kesmiştir. Deneyimli ve uluslararası oyuncu Yelda Reynaud'un canlandıracağı Zeynep ise uzun süredir kendi bağımsızlığını yakalayamamış, ailesi için yaşayan bir kadındır. Bir gün kendi adına yaşamaya karar verir ve aşık olduğu adam için herşeyi terketmeyi göze alır. Dizilerden ve reklamlardan aşina olduğumuz Yiğit Özşener, filmin üçüncü ana karakterini, sistem ile uyumlu olmayı başaramayan senarist Okan'ı oynuyor. Bu karakterlerin hayatları 11:45'te bir İstanbul sokağında, bir olay etrafında kesişiyor ve bu rastlantı hayatlarının geri kalanını belirliyor.
Oldukça genç kadrosu ile ilgi çeken film ekibi ortaya iyi bir film çıkacağından ümitli. Türk Sineması'nın kendine güvenen genç bir yüzü var artık. Yapımcısından, senaristine, oyuncusuna uzanan yaptığı işin profesyonel ve farklı olduğuna inanmak isteyen ve bu konuda çabalayacağını söyleyen bir film ekibi vardı bugünkü basın toplantısında. Umarız niyetleri ile yaptıkları iş kesişir bu filmin hikayesinde...
Bige Akdeniz