Yakında ülkemizde gösterime girecek Spielberg filmi Terminal'de anlatılan hikaye tamamen gerçek ve yönetmenin ilham perisi hala Paris'te Charles de Gaulle Havaalanı'nda bekleyen, Mehran Karimi Nasseri adlı İranlı bir göçmen.
Terminal'de Tom Hanks'in canlandırdığı Viktor Navorski adlı Rus, New York'ta JFK Havaalanına gelir ve yolculuğu esnasında vatandaşı olduğu ülkede askeri darbe olduğu, yeni hükümeti de Amerika tanımadığı vizesi geçersiz olur ve havaalanında yaşamını devam ettirmek zorunda kalır.
Fransa'da yaşanan gerçek hikayede ise 1988'de İranlı Nasseri Fransa üzerinden İngiltere'ye geçmek ister fakat göçmen olduğunu kanıtlayan tüm evrakları kaybeder ve havaalanında kalır. Kim olduğunu ispat edemeyen göçmenin söyledikleri de birbirini tutmuyor, İranlı olduğunu inkar ediyor hatta Farsça konuşmayı bile reddediyor. Yapılan resmi soruşurmada 1970 yılında ülkesinden sınırdışı edildiği anlaşılmış ancak kimliği bile olmadığı, kendisini tanıyan ya da sahiplenen hiç kimse bulunmadığı için Fransız yetkililer de ne yapacaklarını şaşırmışlar. Son olarak Fransa, Nasseri'ye ülkede serbest dolaşım hakkı tanımış fakat havaalanından çıkarsa tutuklanacağından korkan göçmen bu hakkı da reddetmiş.
Nasseri hala havaalanında bekliyor. Tıpkı filmde olduğu gibi insanların yardımlarıyla yaşamaya devam ediyor. Spielberg bu garip İranlıyı farkeden ilk isim değil. 2000 yılında İranlı belgeselci Alexis Kouros bu hikayeyi anlatan Waiting for Godot at de Gaulle (De Gaulle'de Godot'yu Beklerken) adlı bir belgesel yapmış.
Nasseri hala bekleyedursun anlatılanların gerçek ve hala devam ediyor olması filmi daha ilgi çekici kılıyor. Belki de tüm bu olanların en trajikomik yanı, Dreamworks'ün doğal olarak hikayenin hakları için İranlıya ödediği telif ücretinin, Nasseri kimliksiz, dolayısıyla da banka hesapsız olduğu için eline geçemiyor olması.