İspanya İş Savaşı sırasında geçen 'Devlerin Günahı', ünlü Fransız aktör Romain Duris'in başrolde olduğu romantik yapım 'Gönül Avcısı', Norveç ormanlarından gelen 'Troll Avı', Fransız aksiyon sinemasının en taze örneklerinden 'Zor Hedef', aynı isimli çok satan romandan uyarlanan 'Ödünç Sevgili' ve 'Karanlık Sırlar' filminin yönetmeni Kim Ji-Woon'un yeni filmi 'Şeytanı Gördüm' 27 Mayıs haftasında vizyona girenler...
DEVLERİN GÜNAHI / THERE BE DRAGONS
Fragman
'Devlerin Günahı'nın yönetmenliğini ve senaristliğini The Mission (Misyon) ve The Killing Fields (Ölüm Tarlaları) filmleriyle iki kez Oscar'a aday gösterilen Roland Joffé üstleniyor. 1936-39 yılları arasında İspanya Sivil Savaşında geçen bu büyüleyici hikâye muhteşem görüntüler ve epik bir anlatımla sinemaya aktarılmış.
Yabancı basında çıkan eleştiriler, yönetmen Joffé'nin 'The Mission'da iyi yaptığı her şeyi burada kötü yaptığı ve oyunculukların da bekleneni veremediği yönünde...
Filmin konusu:
Londra'lı gazeteci Robert Torres (Dougray Scott) 1982 yılında İspanya'yı ziyaret ettiğinde Katolik bir grup olan Opus Dei'ye ait bir kitap hakkında araştırma yapmaktadır. Robert araştırmasının bilgilerini aldığı babası Manolo Torres (Wes Bentley) ile konuşurken acılı bir hikâyenin kahramanları ile tanışır. Manolo'yu Opus Dei'ye bağlayan kaynak grubun kurucusu Josemaría Escrivá (Charlie Cox)'dır. Hikâye yirminci yüzyılın başlarında iki çocukluk arkadaşı olan Manolo ve Josemaría'nın hayatlarının yollarının ayrılması ile başlamıştır.
Josemaría'nın sevgi dolu ailesi trajik bir şekilde ölünce kilise tarafından yetiştirilir ve vizyon sahibi genç bir papaz olur. Manolo ise soğuk karakterli zengin bir endüstri devinin oğludur. İspanya'nın iç savaş ile ikiye bölündüğü günlerde Manolo Nasyonalistler ile birlik olur ve Cumhuriyetçilerin içine bir ajan olarak sızar. Ajanlık yaptığı bu iki taraflı hayatında genç ve güzel bir Macar olan İldiko'ya (Olga Kurylenko) duyduğu derin aşk ve kıskançlık herşeyi daha da karmaşık hale getirecektir. İldiko ise cumhuriyetçilerin cesur lideri Oriol (Rodrigo Santoro) ile aşk yaşamaktadır. Bu sırada Madrid'de bir yerlerde genç rahip Josemaria bir grup Katolik idealist genci bir araya getirmiştir. Cumhuriyetçi çeteler kiliseleri ateşe verip, sokaklarda rahipleri vurmaktadırlar... Zor günlerdi ve yolları kesişecekti...
Fragman
'Gönül Avcısı', yönetmen Pascal Chaumeil'in ilk uzun metrajlı çalışması olsa da, bugüne dek yönetmen yüzden fazla reklam filmi, durum komedisi ve televizyon filmi yönetti. Ayrıca, kendisi İkinci Birim Yönetmeni olarak Luc Besson'un "The Fifth Element" filminde de çalıştı. Filmin başrolündeki Romain Duris ise, kendi döneminin en başarılı, en üretken Fransız aktörlerinden birisi. 15 yılda 33 uzun metrajlı filmde rol aldı.
Senarist Laurent Zeitoun'un kendi yaşamından esinlenerek kaleme aldığı film, ilhamını 1934 tarihli 'It Happened One Night'dan alıyor.
Filmin konusu:
Alex (Duris), son derece etkileyici, komik, oldum olası havalı ve daha da önemlisi, kadınların hayır diyemediği bir tip ve onun çok profesyonel bir işi var: İlişkileri bozmak. Ünüyle doğru orantılı bir ücret karşılığında, bir kaç hafta içinde, her koca, sevgili ya da nişanlıyı, "eski" sıfatına kavuşturmak konusunda ondan daha başarılı kimse olamaz! Gizlenerek, telefon dinleyerek, sahte kimliklerle, insanın içini eriten o gülümsemesiyle ve akla gelebilecek daha bin bir çeşit numarayla, söz verdiği işi kesinlikle yerine getiriyor!
Juliette (Paradis) ise gencecik, çok güzel, özgür ruhlu ve bağımsız bir zengin kız. En büyük tutkuları alışveriş yapmak ve güzel şaraplar tatmak. Bir de, "Dirty Dancing" filmini kare kare ezbere biliyor. On gün sonra, hayatının aşkıyla (Andrew Lincoln) evlenecek ama babası bu işe pek sıcak bakmıyor.
Alex, görünürde kusursuz denebilecek bu çifti ayırmak üzere işe alındığında, kendisini zamana karşı kazanması gereken hareketli bir yarışın içinde bulur. Bu yarışta, Paris'in güneşli sokaklarından, Fas'ın moda dünyasına sürüklenecektir. Alex, neredeyse imkânsız olan bu çok eğlenceli baştan çıkarma operasyonunda, kendi peşine düşen acımasız alacaklıların, öfkeli eski kocaların ve hatta Juliette'in elinden zor kurtulacaktır.
Ama en kötüsü, belki de, aşk söz konusu olunca, mükemmel bir plan yapılamayacağını, kendi zararına da olsa, anlayacaktır.
Fragman
'Dead Snow' ve 'Cold Prey'den sonra Norveç'ten çıkan ilginç işlerden biri 'Troll Avı'. İskandinav mitolojisinin trollerini bir ormanda karşımıza çıkaran bu düşük bütçeli yapım, kendi içinde değerlendirildiğinde çok zeki bir sinemasal işçilik barındırmakta. Macera, korku ve kara komediyi belgesel bir havada yansıtan film, türün meraklılarını sevindirecektir...
Filmin konusu:
Norveç'in Kuzey ormanlarında izinsiz olarak ayıları avlayan bir avcıdan şüphelenen üniversiteli bir grup, film projesi olarak bu konunun üstüne gitmek ister. Avcı onları, kendinden uzak tutmak isteyince grup da bir akşam gizlice avcının peşine düşer ve aslında peşinde oldukları şeyin bir ayı olmadığını fark ederler; dev bir Troll ile karşı karşıyadırlar.
Fragman
Lus Besson'la birlikte altın çağını yaşayan Fransız aksiyon sinemasının en taze örneklerinden biri 'Zor Hedef'. Projeyle bizzat bir bağı olmasa da film, Besson sinemasının dokularına sahip. 'Pour elle' ile tanıdığımız yazar-yönetmen Fred Cavayé'in ikinci yönetmenlik denemesi olan 'Zor Hedef', aksiyon-gerilim severleri memnun edecektir...
Filmin konusu:
Samuel ve Nadia için hayat güzel gidiyordu. İlk bebeklerinin doğmasına çok az kalmıştı. Aynı zamanda Samuel sağlık görevlisi belgesini almak için çalışıyordu. Ama bir gün her şey değişti... Nadia, Samuel'e saldıran adamlar tarafından kaçırılır. Samuel kendine geldiğinde telefonu çalmaktadır. Polis gözetiminde hastanede yatan adamı oradan çıkarmak için sadece üç saati vardır. Samuel'in kaderi polisin hırsızlık suçundan peşinde olduğu Sartet'e bağlıdır. Eğer karısını bir daha görmek istiyorsa Samuel çok hızlı davranmalıdır.
ÖDÜNÇ SEVGİLİ / SOMETHING BORREWED
Fragman
"Eski bir şey, yeni bir şey, ödünç alınmış, mavi bir şey." şans getirmesi için düğün töreninde bu nesneleri taşıyan gelin adayları için söylenen şans tekerlemesi bu sözlere sahip. Peki ya ödünç alınan şey damatsa? Emily Giffin'in çok satan romanı Ödünç Sevgili/Something Borrowed bu soruyu sorarak, uzun süredir platonik bir arkadaşlık ilişkisi içinde olan Rachel ve Dex'in birbirlerine karşı besledikleri gerçek -ve uygunsuz- hislerini, Dex'in başka biriyle evlenmesinin eşiğindeyken keşfetmeleriyle ortaya çıkan sorunları işliyor. Bu sorunlar, o başka birinin, Rachel'ın en iyi dostu Darcy olmasıyla daha da büyüyor.
Yönetmenliğini Luke Greenfield'in üstlendiği "Ödünç Sevgili/Something Borrowed"un senaryosu Jennie Snyder Urman tarafından, Emily Giffin'in yazdığı çok satan roman Ödünç Sevgili/Something Borrowed'dan uyarlandı. Filmin başollerinde Akademi Ödülü® adayı Kate Hudson, Ginnifer Goodwin, John Krasinski, Colin Egglesfield, ve Steve Howey yer alıyor.
Filmin konusu:
Rachel (Ginnifer Goodwin) New York'ta bir hukuk firmasında çalışan yetenekli bir avukat, cömert ve sadık bir arkadaş, en iyi -ve nişanlı- arkadaşı Darcy'nin (Kate Hudson) kendisine sürekli hatırlattığı gibi ne yazık ki hâlâ bekâr bir kadındır. Ancak 30. yaş gününü kutladıktan sonra, müzmin iyi kız olan Rachel, kendini hukuk fakültesinden beri aşık olduğu Dex'in (Colin Egglesfield) kollarında bulur. Gelin görün ki Dex, Darcy'nin nişanlısıdır.
Darcy'nin düğünü yaklaşırken çılgınca geçen haftalar boyunca olaylar üst üste gelirken, Rachel kendini içinden çıkılması imkânsız bir durumda, Darcy ile paylaştığı değerli dostluğu ve hayatının aşkı arasında kala kalmış halde bulur.
ŞEYTANI GÖRDÜM / I SAW THE DEVIL
Fragman
Karanlık Sırlar filminin yönetmeni Kim Ji-Woon'un yeni filmi, Kore'de daha önce benzeri görülmemiş bir yaş sınırlamasıyla neredeyse yasaklanan Şeytanı Gördüm, zevk için öldüren tehlikeli bir psikopatla üst düzey bir gizli ajan arasındaki kedi-fare oyununu izleyen bir intikam filmi. Başrolünü İhtiyar Delikanlı'nın kahramanı Choi Min-sik'in paylaştığı, şiddet düzeyi çok yüksek bu müthiş gerilim, haftanın kaçırılmaması gerekenlerinden...
Filmin konusu:
Kyung-chul zevk için insanları öldüren tehlikeli bir psikopattır. Yıllardır peşinde olan polis henüz onun nasıl göründüğünü bile öğrenememiştir. Kyung-chul, emekli bir polis şefinin kızı olan Joo-yeon'u gözüne kestirir. Kızı acımasızca işkence edip öldürmeyi kafasına koyan katil, onu izlemeye başlar. Joo-yeon'un ölümü, gizli ajan olan nişanlısı Dae-hoon'u çok sarsar ve katili bulmaya karar veren adam, bunun için bir canavara dönüşmesi gerekse bile, öcünü almak için elinden gelen her şeyi yapacağına yemin eder.