Sonunda beklenen gün geldi ve Tree of Life' Cannes'da görücüye çıktı...
Festival takipçilerini harıl harıl bilet bulma telaşına sürükleyen, festivalin en gizemli filminden bahsediyoruz. 36 yılda kimilerine göre başyapıt, kimilerine göreyse sıkıcı, fakat çok ses getirmiş 5 film çeken, gazetecilerden köşe bucak kaçan ve Cannes'a gelip gelmediği bile belli olmayan bir yönetmenin, Harvard'da felsefe okumuş, Kierkegaard, Heidegger, Wittgenstein gibi filozoflardan çeviriler yapmış bir sinema-filozofunun elinden çıkmış bir 'magnum opus'la karşı karşıyayız.
'Bertrand Bonello, beşinci yönetmenlik denemesinde yine aynı temalar üzerinde ilerleyip, filminin merkezine cinselliği yerleştirmiş.
Diğer filmlerinde olduğu gibi yönetmenin stilize anlatımı bu filminde de kendisini gösteriyor. 12 hayat kadının umutsuzca evin 'Madam'ına olan borçlarını ödemeye çalışmalarını izlediğimiz ve erkek müşteri rolleri dışında tamamı kadınlardan oluşan kadrosuyla film, dış dünyadan kopmuş bir genelevin sadece seks ve şehvetten oluşan atmosferini ve burada sahipleri tarafından köle gibi çalıştırılan kadınların hikâyelerini resmediyor. Basın toplantısında, "Filmin kast arayışı 9 ay sürdü" diyen yönetmen Bonello, amacının, kendilerine bakan erkeklerin kadınların gözünden nasıl göründüğünü anlatmak olduğunu belirtti. Kostüm ve set tasarımı konusunda kusursuz bulunan film, yer yer grafik şiddete kaçan ağır sahneleri ve cesur diliyle çok konuşulacağa benziyor...