Cannes'da gün, hit seri Karayip Korsanları'nın 4. macerası olan "Pirates of Caribbean: On Stranger Tides"ın özel gösterimiyle başladı. Her ne kadar filmin kadrosu kırmızı halıya damgasını vursa da, Cannes'da yarışmalı bölümde gösterilen İsrail yapımı 'Footnote' ve Avusturya yapımı 'Micheal' has sinemanın iki örneği olarak dikkat çeken yapımlardı... Yerli sinemamızın unutulmuş klasiklerinden 'Hudutların Kanunu' ise, Fatih Akın'ın sunumu ve Tuncel Kurtiz'in de katılımıyla, jüri başkanı Robert De Niro'nun ilk yönetmenlik denemesi 'A Bronx Tale'in de gösterildiği Klasikler bölümünde seyirciyle buluştu. Festivalde günün kapanış filmi de Federico Fellini'nin 1984 tarihli 'E La Nave Va' (Ve Gemi Gidiyor) filmiydi...
İlk gösterimini dün Cannes'da yapan "Pirates of Caribbean: On Stranger Tides", tüm kadro filmin tanıtımı için festivale çıkarma yaptı. Yapılan basın toplantısına filmin yönetmeni Rob Marshall, oyuncuları Johnny Depp, Penelope Cruz, Ian Mc Shane, Geoffrey Rush ve yapımcısı Jerry Bruckheimer katıldı. Üç filmle 2,6 milyar dolar uluslararası gişe hâsılatı yapan serinin yapımcısı Bruckheimer, bu rakamın seyirciler tarafından eleştirmenlere gönderilmiş bir mesaj olduğunu söyleyerek negatif eleştirileri dikkate almayacağını ve altın yumurtlayan tavuğu kaçırmamaya kararlı olduğunu şimdiden gösterdi. Jack Sparrow karakteri hakkında konuşan Johnny Depp de, Sparrow'u Keith Richards ve Pepe le Pew karışımı bir 18. y.y. rock n'roll yıldızına benzetti. Seriye yeni katılan rol arkadaşı Penelope Cruz'la çalışma fırsatı bulduğu için mutlu olduğunu da söyleyen ünlü oyuncu rahat tavırlarıyla dikkat çekti. İlk gelen eleştirilerse, filmin serinin fanlarını mutlu etse bile yenilik bekleyenleri sevindirmeye yetmeyeceği yönünde.
Yüksek bütçeli Hollywood yapımlarından sonra gelelim yarışmalı bölüme... Bu yıl iki İsrail yapımı uzun metrajın katıldığı Cannes'da yarışmalı bölümde gösterilen 'Footnote', farklı düşüncelere sahip bir baba-oğlu merkezine alan geveze bir Yahudi mizahı örneği. Aynı üniversitede Yahudi dini metinleri üzerine ders veren öğretim görevlisi olan baba-oğul ilişkisi, yer yer Woody Allenvari bir anlatımla ilerleyen, akademik ve aile içi çatışmaları irdeleyen eğlenceli bir aile draması. 'Footnote'un gösteriminden sonra Sony, filmin dağıtım haklarını satın aldığını ekleyelim... Gösterimden sonra eleştirmenler tarafında oluşan genel hava, 'Beaufort' filmiyle Berlin'den Altın Ayı ile dönen yönetmen Joseph Cedar'ın son çalışmasının Cannes'da ödülü zorlayacağı yönünde...
Bu yıl merkezine cinsel istismar sorunlarını/suçlarını alan pek çok filmin gösterildiği Cannes'da, bugün de gelenek bozulmadı. Yarışmalı bölümde gösterilen Avusturya yapımı 'Micheal', Avusturya'da 10 yaşında kaçırılıp ancak 18 yaşında kaçmayı başaran Natascha Kampusch'un hayatından izler taşıyan, 35 yaşında bir pedofille kaçırdığı 10 yaşındaki bir erkek çocuğu arasındaki ilişkiyi anlatan bir ilk film. "Beraber yaşayan iki kişi arasında her zaman bir ilişki vardır. Fakat böyle bir durumdan nasıl bir ilişki doğardı? İşte benim anlatmak istediğim öykü bu" diyen yönetmen Markus Schleinzer, Michael Haneke'nin kast direktörü olarak da tanınan bir isim. Psikolojik şiddeti alttan alta sert biçimde seyircisine sunan film, karakterin derinlerine inmek yerine var olan durumu ortaya serdiği ve çözüm önerisi sunmayan bir finalle bittiği şeklinde eleştiriler aldı.
Ülke olarak merakla "Bir Zamanlar Anadolu'da"nın gösterimini beklerken, bugün Cannes'da Fatih Akın'ın sunumu ve Tuncel Kurtiz'in katılımıyla, Dünya Sinema Fonu'nun desteğiyle dijital olarak yenilenen kopyasıyla unutulmuş klasiklerimizden 'Hudutların Kanunu' gösterildi. Yılmaz Güney ve Lütfi Akad'ı buluşturan ilk film olma özelliği taşıyan 'Hudutların Kanunu'nun gösterimine, Yılmaz Güney'in kızı Elif Güney, yönetmen Nuri Bilge Ceylan ve "Bir zamanlar Anadolu'da" filminin ekibi de katıldı. Festival Genel Sekreteri Thierry Fremaux, gösterimle ilgili yaptığı konuşmada, Türk sinemasını överek, "Çok yaşa Türk sineması, çok yaşa Türkiye" dedi.
Gündüz pek çok filmin gösterildiği Cannes'da, geceleri düzenlenen partiler de renkli ve eğlenceli geçiyor. Dün AIDS hastaları yararına düzenlenen ve Duran Duran'ın sahne aldığı (BELVEDERE) RED partisi de bunlardan biriydi. Partiye Jude Law, Quincy Jones, Vanessa Hudgens, Jamie Foxx, Zoe Saldana, Owen Wilson gibi pek çok isim katıldı...
Bugün ayrıca başka bir ödül haberi daha vardı. İki kez Altın Palmiye kazanan ve bu yıl Un Certain Regard jüri başkanı olarak görev alan Emir Kusturica, Fransa Kültür Bakanı Frédéric Mitterrand tarafından verilen Légion d'honneur Nişanı'na layık görüldü.
CANNES'DA BUGÜNÜN PROGRAMI:
Yarışmalı Bölüm
. LE GAMIN AU VELO (THE KID WITH A BIKE) / Yönetmenler: Jean-Pierre DARDENNE - Luc DARDENNE
. THE ARTIST / Yönetmen: Michel HAZANAVICIUS
Un Certain Regard
. HALT AUF FREIER STRECKE (STOPPED ON TRACK) / Yönetmen: Andreas DRESEN
. BE OMID E DIDAR / Yönetmen: Mohammad RASOULOF
. MARTHA MARCY MAY MARLENE / Yönetmen: Sean DURKIN
Cannes'da yaşanan tüm gelişmeleri aynı anda öğrenmek için Beyazperde'den ve twitter sayfamızdan ayrılmayın...