Zeynep Merve Uygu'nun hazırladığı 'Sinema Meclisi'ne görüş bildiren sinemacılar, Emek Sineması'nın akıbetiyle ilgili kaygılarını Film Arası okuyucularıyla paylaştı. Emek Sineması'nın teknik olarak ihtiyaçlara cevap verememesi halinde yıkılması ya da restore edilmesinde bir mahsur görmediğini ifade eden Ayla Algan'ın aksine, Halil Ergün'ün de aralarında bulunduğu diğer isimler rant kaygısı taşıdıklarını ifade etti. Sinema yazarı Abdurrahman Şen ise Beyoğlu Belediyesi'nin haklı olabileceğini ancak meramını anlatmakta pasif kaldığını belirtti. İşte sinemacıların konuyla ilgili düşünceleri:
Bana kızmayın ama doğrusu bu!
Ayla Algan-(Oyuncu): Emek Sineması depreme dayanıklı değilse ve sağlamlaştırılamayacak bir haldeyse tabi ki hemen bir şeyler yapılması lazım. Konunun çözümü var çünkü ölçülebilir bir şeyden bahsediyoruz. Bu bir futbol maçı değil. Böyle bir olayda taraf tutma lüksümüz yok. Sevsek de sevmesek de iyi işler yapıldığını kabul etmeliyiz. Başkan, mimariden anlayan birisi ve bu anlamda çok güzel şeyler yapıyor. Dükkânları kiralayıp Devlet Tiyatrosu'na katkı sağlıyor. Böylece bilet fiyatları düşüyor ve daha çok kişi tiyatro izleyebiliyor. Yapılacak bir sinemanın nerede olacağı değil de nasıl olacağına bakalım diyorum.
Açıklamalar doyurucu değil
Halil Ergün-(Oyuncu): Türkiye'de bir sürü sorunun yanında bu birikimleri koruyamama eksikliğimiz de var. Bir sürü yerde sinema salonu açılabilir. Ama Emek sadece bir sinema olmaktan çok daha zengin şeyler taşıyor. O yüzden bu iddialar, bu açıklamalar ne doyurucu ne de yapıcı. Vahşice bir inşaat saldırısı içindeyiz zaten. Beyoğlu da bundan nasibini alıyor.
Belediye meramını anlatamıyor
Abdurrahman Şen-(Sinema Eleştirmeni): Kültür, sürekliliği olan, olması gereken bir bütündür. Bu bütünlüğü sağlayan unsurlardan biri de elbette kültürel mekânlardır. Eğer Emek Sineması da festivallerin salonu olmasaydı bazılarının kılı bu kadar kıpırdar mıydı bilemiyorum. Benim için Emek Sineması, İstanbul kültür hayatının son zümrütlerinden biridir. En kısa zamanda lâyık olduğu tarihî saygı çerçevesinde aslına uygun restore edilip, gerçek sevgililerine, aynı amaçlarda hizmet verebilmek kaydıyla hediye edilmelidir. Daha önce AKM konusunda da olduğu gibi belediye -ya da bakanlık- yetkilileri konuyla ilgili hazırlıklarını, düşüncelerini açıklamada, kamuoyuyla paylaşmalarda geri / pasif kalıyorlar.
Azımsanamayacak bir azınlığız
Ayça Damgacı-(Oyuncu): Kolektif hafızada herkes için yeri olan bir tarihi sinema. Emek'i yıkmak bir bina yıkmaktan çok öte. Her yere alışveriş merkezleri açmak istiyorlar. Buna direnmekten başka bir çıkış yolu yok, azımsanamayacak bir azınlığız aslında. En son yapılan eylemde, Demirören AVM'nin içine girdiğimizde dükkânların acilen kepenk kapaması ve yaşadıkları o komik korku bu güce sahip olduğumuzun en büyük göstergesi.
Emek Sineması bir simgedir
Fırat Yücel-(Altyazı Dergisi Yayın Yönetmeni): Alışveriş Merkezleri'nin içine tıkılmış çok salonlu sinemaların kültürsüzlüğüne, hayal kurmayı imkânsızlaştıran, insanla sokağın (yani yaşamın) arasını açan yapılara karşı simgesel bir kale olduğu için Emek'e sahip çıkıyorum. "Yıkmayacağız, koruyacağız" diyorlar, ama korumaktan anladıkları ticari bir kompleksin 4. katında Emek'in çakma bir taklidini yapmak, Demirören'in kaçak katlarına bakan bir Emek Sineması taklidi.
Bizi AVM'lere mahkûm edecekler
Nesimi Yetik-(Kısa Film Yönetmeni): Şu ana dek tatminkâr bir açıklama yapılmadı. En önemlisi bizlerin bu konuda sorumlu davranması. Emek Sineması gündemimizde olmalı. Onu yok etmek isteyenlerin eline bırakmamalıyız. Yoksa hepimiz alışveriş merkezlerine mahkûm edilmiş sinema izleyicileri olacağız.
Görüşlerin geniş hali Film Arası Dergisi'nin Mayıs sayısında.