Yazın iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde bol filmli bir vizyon haftasına girmiş bulunmaktayız... 9 filmin vizyona girdiği 22 Nisan haftasında 'Daha İyi Bir Dünyada' ve 'Mutluluğun Peşinde' kaçırılmaması gereken yapımlar...
Fransa-Belçika yapımı korku-gerilim filmi 'Ölüm Çiftliği', yerli komedi 'Çok Komik?', Nicole Kidman'ın hem başrolü hem de yapımcılığı üstlendiği ilk film 'Mutluluğun Peşinde', Liam Neeson'ın seyircisini yine şaşırtmadığı 'Kimliksiz', haftanın tek animasyonu 'Alfa ve Omega', Yabancı Film Oscarlı 'Daha İyi Bir Dünyada', düşük bütçeli bilim-kurgu 'İstila', merkezine JİTEM'i alan yakın dönem filmi 'Kayıp Özgürlük' ve prömiyerini Tiflis'te yapan haftanın son yerli filmi 'İçimdek Sessiz Nehir' bu haftanın yenileri!
Fragman
Başrollerinde Yolande Moreau ("Amelie", "Paris, je t'aime", "Gainsbourg"), Émilie Dequenne ve Benjamin Biolay'in oynadığı, dünya prömiyeri geçen yıl Cannes Film Festivali'nde yapılan korku ve gerilim yüklü film "Ölüm Çiftliği", eleştirmenlerden umduğunu bulamamıştı.
Filmin konusu:
Kervan geçmez, ıssız ve karlı bir yerde Charlotte ve Max yol kenarındaki bir restaurantta duraklarlar. Ve tuvaletten geri dönmeyen Max'i aramak için Charlotte hiç bir şeyden habersiz çevreye bakınır. En sonunda vazgeçip dönmeyi düşünür ancak barmen tarafından engellenir. Charlotte kimsenin geçmediği bu yerde yalnız başına korkunç gerçeklerle karşı karşıya kalır. Yoksa o da bir av mı olacaktır?
Fragman
Filmin konusu:
Öykü, günümüzün 500 bin kişilik kentinde, 1970'lerin son yarısında geçen bir yaşanmışlığa tanık ediyor bizi. "Geçmişin değerlerini taşıyan ve farklılıklarına karşın nesillerdir bir arada yaşamayı başarmış, gece gündüz demeden birlikte ağlamış, birlikte gülmüş, acılara ve sevinçlere birlikte ortak olmuş bu insanlar arasında, her zaman, her durumda birbirine destek olan, Nazmi, Halis ve Düzgün'ün (Abdullah Şekeroğlu) öyküsü anlatılmakta bu sımsıcak filmde. Aynı avluda doğmuş, gözlerini aynı taşlı avluda açmış, aynı mahallenin tozlu topraklı sokaklarında büyümüş, çocukları birlikte geçmiş bu üç arkadaş, zaman içinde farklı yaşamlar kurarlar kendilerine.
Kendine özgü düşünme, konuşma ve davranış tarzı ile Düzgün, bu arkadaşlık çatısının en tepesinde dururken, zaman zaman Nazmi ile Halis arasında arabuluculuk yapmak görevini de üstlenmektedir. Bu arada, Hüseynik'e dışarıdan gelen bazı kişiler yıllar boyu Alevi'yi, Sünni'yi, Hristiyanı, Müslümanı, Kürdü, Türkü, Lazı, Çerkezi incitmeden bağrında yaşatmış, bu kardeş medeniyetleri severek ve benimseyerek içine sindirmiş olan ahalinin ve üç arkadaşın yaşama ve birbirlerine bakışları değiştirmesine neden olur.
MUTLULUĞUN PEŞİNDE / RABBIT HOLE
Fragman
Time dergisine göre "yılın en iyi ilk on filmi arasında" yer alan, aynı adlı Pulitzer ödüllü oyundan uyarlanan Mutluluğun Peşinde, aynı zamanda Nicole Kidman'ın hem başrolü hem de yapımcılığı üstlendiği ilk film.
Filmin konusu:
Becca ve Howie Corbett mutlu bir evlilikleri olan bir çifttir; fakat küçük çocukları bir araba kazasına kurban gidince kusursuz dünyaları alt üst olur ve bu beklenmedik acı onları mutluluk arayışında duygusal bir yolculuğa çıkmaya zorlar. En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar adayı olan Nicole Kidman'a, En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre adayı olan Aaron Eckhart eşlik ediyor. En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında iki kez Oscar'a layık görülen Dianne Wiest ise Kidman'ın annesi rolünde. Yönetmen Mitchell'a göre bu film "güzel bir melankoli, içinden mutluluk geçen bir şarkı" gibi.
Fragman
'Orphan'la kalburüstü bir iş çıkartan yönetmen Jaume Collet-Serra, arkasına aksiyon sinemasının önemli senaristlerinden Oliver Butcher ve Stephen Cornwell'i de alarak yine aksiyon dozu yüksek bir yapıma imza atmış. Başrolde Liam Neeson var, daha ne olsun...
Filmin konusu:
Dr. Martin Harris (Liam Neeson) Berlin'de geçirdiği bir araba kazasından sonra kendine geldiğinde birdenbire karısının (January Jones) kendisini tanımadığı ve başka bir adamın da (Aidan Quinn) kendisinin yerine geçtiğini fark eder. Resmi olarak kimse ona inanmamaktadır ve kimliği belirsiz suikastçılar tarafından takip edilmektedir. Birdenbire kendini, başka bir ülkede yanlız, yorgun ve kaçak durumunda bulur.
Beklenmedik bir şekilde ona tek yardım eden kişi Ally (Diane Kruger) sayesinde bu durumdan kurtulmak için uğraşır. Ancak, gerçeği ortaya çıkartmak ve kimliğini geri kazanmak için kendisini ne kadar zorlayabileceğini ve ne kadar ileri gidebileceğini bilmez.
ALFA ve OMEGA: EVE DÖNÜŞ MACERASI
Haftanın tek animasyonu olan 'Alfa ve Omega', 23 Nisan'a bir gün kala çocuklar için yerinde bir seçim. Aynı şeyi film için söylemekse, biraz zor... ABD-Hindistan yapımı 'Alfa ve Omega'dan bir Pixar kalitesi beklenmemeli...
Kate ve Humphrey adındaki iki kurt yaşadıkları parktan ayrılmak zorunda kalınca, yeni evlerine varmak için bilmedikleri ve tehlikeli bir yolculuğa atılırlar.
Fragman
Filmini "toplumu ve kişisel hayatlarımızı kontrol etmeye çalışırken karşılaştığımız sınırlamaları araştırıyor." olarak tanımlayan bol ödüllü yönetmen Susanne Bier, günümüzün en başarılı Danimarkalı yönetmenlerden biri. Son filmiyle En İyi Yabancı Film Dalı'nda Oscar heykelciğini kapan yönetmen, kendi "ileri" dünyamız daha iyi bir dünya için model oluşturuyor mu yoksa aynı yasasızlıkta bulunan kargaşa toplumumuzun altını kazıyor mu, diye soruyor...
Filmin konusu:
Anton Danimarka'nın cennet gibi bir şehrinde oturan ve Afrika göçmen kampındaki işine trenle giden bir doktordur. Bu iki son derece farklı dünya o ve ailesini, intikamla bağışlama arasında zor seçimlere iten anlaşmazlıklarla karşı karşıya bırakır.
İki oğulları olan Anton ve karısı Marianne, ayrı yaşıyorlar ve boşanma olasılığı konusunda çekişiyorlar. Büyük oğulları on yaşında ki Elias, okulda serserilerce rahatsız ediliyor. Bu durum, babası Claus'la Londra'dan taşınan yeni çocuk Christian'ın onu korumasıyla son buluyor. Christian'ın annesi kansere karşı savaşını kaybetmiş ve Christian onun ölümünden fazlasıyla üzgün...
Fragman
Başrollerinde Scoot McNairy ve Whitney Able'ın rol aldıkları MONSTERS, BAFTA ödüllü ve EMMY ödülüne aday gösterilen CGI animatör Gareth Edwards. Yapımcılığını Allan Niblo ve James Richardson üstleniyor.
BAFTA ödülü kazandığı ve EMMY ödülüne aday gösterildiği görsel efektleriyle BBC'nin gözde dizilerinden "7 Wonders of the Industrial World" ve "Space Race"in ardından Edwards kendi sinema filminin üzerinde çalışmaya karar verir.
Edwards'ın açılışını Cannes'da yaptığı ve 15.000 dolar gibi düşük bir bütçeyle çektiği filmi Monsters ilginç bir seyirlik. Geleceğin yeni Neill Blomkamp'ı olarak gösterilen Edwards, filmi Meksika'da çekmiş ve tüm görsel efektleri de kişisel bilgisayarıyla halletmiş. Filmin kadrosu ise bir elin parmaklarını geçmiyor...
Filmin konusu:
2009 yılında NASA güneş sistemimizde uzaylılar olduğuna dair işaretler bulunduğuna dair ipuçları elde eder. Jüpiter'in ayından örnek toplaması için uzaya gönderilen bir uydu Dünya'ya dönerken Orta Amerika'ya düşer.
Kısa bir sure sonra aracın düştüğü Meksika sınırında yeni yaşam formları görünmeye başlar. Bölge karantinaya alınır fakat Meksika'nın yarısı YASAK BÖLGE ilân edilerek karantinaya alınır.
Bugün Amerika ve Meksika askeri güçleri hâlâ "yaratıkların" istilâsına karşı koymaya çalışmaktadırlar...
Amerika'lı fotoğrafçı Andrew Kaulder (Scoot McNairy) Amerikalı bir turist olan Sam Wynden (Whitney Able)'a enfekte olmuş bölgeden Meksika sınırını geçerek Amerika'ya ulaşması için eşlik etmeyi kabûl eder.
1990'lı yılların ortalarında İstanbul'da bir sabah, Deniz Şahin adlı bir genç, silahlı ve sivil kişiler tarafından evinin bulunduğu sokakta kaçırılır. Gencin götürüldüğü yer JİTEM adlı kontrgerilla örgütünün sorgu merkezi, kaçıranlar ise JİTEM timidir. Timin amacı, örgüt üyesi olmakla suçladıkları Deniz Şahin'den örgütün faaliyetlerine ilişkin bilgi almaktır.
Üç hafta boyunca işkence yaptıkları Deniz Şahin'den bilgi alamayan JİTEM şefi Kemal ve ekibi, elde ettikleri yeni bir istihbarat sonucunda, örgütün para kuryesi olarak suçlanan Liceli'yi kaçırırlar. Aynı sorgu üssünde uzun süre yaptıkları işkencelerde Liceli'yi çözemeyen JİTEM ekibi bu kez Liceli'nin 17 yaşındaki kız kardeşi Lili'yi kaçırıp ağabeyine karşı kullanırlar.
Asıl "hikaye" bundan sonra başlar.
Fragman
Halis 40'lı yaşlarda, geçimini kendisine ait katmer dükkanı ile sağlayan kendi halinde, insanlar tarafından sevilip sayılan bir adamdır. Eşi Ayla ile arasında yıllardır süren soğukluğu artık kanıksamıştır. İstanbul'da Üniversite okuyan kızları Öykü ise Halis ve Ayla'nın belki de tek ortak noktalarıdır. Daha 16 yaşında Halis'le elenmiş olan Ayla okumamış olmanın eksikliğini bol bol roman okuyarak ve belediyenin kadınlar için açmış olduğu kurslara katılarak gidermeye çalışır. Hükümet tarafından yaşadıkları bu sahil kasabasına kurulması planlanan atık tesisine karşı çıkması nedeniyle merkez tarafından baskıya uğrayan belediyenin yaşadığı maddi zorluğu aşmasında diğer kasabalı kadınları da organize eden Ayla'nın tek öfkesi eşi Halis'tir. Aynı zamanda belediye encümenliği de yapan Halis bir gün katmer dükkanına yanında çalıştırmak üzere Meznun'u alır. Saddam döneminden sonra kaçak yollardan Türkiye'ye gelmiş olan Meznun bir süre Tuzla'daki tersanelerde kaçak olarak çalışmış ancak buradaki ölümcül kazalardan sonra taşeron firma zaten kaçak olması nedeniyle ilk olarak kendisini işten çıkarmıştır. Başlangıçta kendisini işe aldığı için Halis'e minnettarlık duyan Meznun bir süre sonra ailenin gergin ama kanıksanmış sıradan hayatlarını yerle bir eder. Mahremiyet kalkar ve bilinen ama konuşulmasından bile çekinilen gerçeklerle aile yüzyüze kalır.