Festivalin ikinci günü Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasıyla ve Yeşilçam emekçilerinin mezarlarının ziyaret edilmesiyle başladı. Uluslararası film yarışmasında jüri üyeliği yapmak üzere Antalya'ya gelen ünlü yönetmen Emir Kusturica, gelen tepkiler üzerine jüri üyeliğinden çekildiğini ve ülkesine döneceğini açıkladı. Jüri başkanı Bahman Ghobadi ise Jüriye bir Kürt yönetmenin başkanlık etmesinin önemine değindi.
Sanatçılardan saygı duruşu...
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin desteğiyle Antalya Kültür Sanat Vakfı (AKSAV) tarafından düzenlenen 47. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin ikinci gününde, Yeşilçam sanatçıları, Antalya Ulusal Yükseliş Anıtı'nı ve Yeşilçam emektarlarının mezarlarını ziyaret etti.
Aralarında Şemsi İnkaya, Şerif Sezer, Ayten Uncuoğlu, Menderes Samancılar, Coşkun Göğen, Sümer Tilmaç, Süleyman Turan, Engin Evin ve Yılmaz Köksal'ın da bulunduğu oyuncular, Cumhuriyet Meydanı'ndaki anıtın önünde yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı'nı okudu.
Sinemanın emektarları anıldı
Daha sonra aralarında Sümer Tilmaç, Coşkun Göğen ve Engin Evin ve Ali Dal gibi isimlerin bulunduğu sinema sanatçıları, festivalin fikir babaları ve uygulayıcıları Dr. Avni Tolunay ve Behlül Dal, Türk sinemasının 'kötü adamı' Hayati Hamzaoğlu ve bir kaza sonucu genç yaşta hayatını kaybeden yapımcı/sunucu Boran Kaya'yı mezarları başında andı.
Kusturica jüri üyeliğinden çekildi
Altın Portakal'da jüri üyeliği yapmak üzere Antalya'ya gelen dünyaca ünlü yönetmen Emir Kusturica bir basın toplantısı düzenleyerek kendisine yönelik eleştirilere yanıt verdi. Kusturica, jüri üyeliğinden çekildiğini ve ülkesine döneceğini açıkladı. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın kendisini Bursa Festivali'nde öperek ve kucaklayarak karşıladığını anlatan ünlü yönetmen, tavır değişikliğinin altında siyasi nedenlerin yattığını söyledi. Bakan Ertuğrul Günay için Türkçe 'düşman' ifadesini kullanan Kusturica, "Kendisini düşman olarak görüyorum çünkü bunu hak ediyor. Kültür Bakanı (bu adam bunları yaptı) derse sokaktaki insan beni vurmaya kalkabilir" diye konuştu.
Kusturica'nın eleştirilerinin hedefinde, kendisinin festivale katılışını gerekçe Antalya'ya gelmeyeceğini açıklayan yönetmen Semih Kaplanoğlu da vardı. Kusturica, Kaplanoğlu için, "Eğer insanlığa karşı işlenen suçlara çok karşıysa neden Ermeni soykırımından söz etmiyor, neden Irak Savaşı karşıtı kampanya yapmadı. Böylece duyarlılığını bütünlemiş olurdu" diye konuştu.
"Meseleyi fazla abartıyorsunuz demedim"
Üniversite öğrencileriyle yapmayı planladığı atölye çalışmasını da iptal etmekten üzüntü duyduğunu ifade eden Emir Kusturica "Çevrenizde onlarca koruma varken ders veremezsiniz. O yönetmen ya da Bakan yapsın atölye çalışmasını, belki daha iyi yaparlar" dedi.
Sanatçı duyarlılığını "Hayatını insanlığa pencereler açmak için adamış bir insan herhangi bir suçu destekliyor olamaz" sözleriyle ifade etmeye çalışan ünlü yönetmen, Bosna Savaşı'nda tecavüze uğrayan Boşnak kadınlarla ilgili olarak "Meseleyi lüzumundan fazla abartıyorsunuz" demediğini, bu sözlerin maksatlı olarak uydurulduğunu ileri sürdü. Yaptıklarıyla değil yapmadıklarıyla eleştirildiğini söyleyen ünlü yönetmen bunu "Grotesk bir tavır" olarak niteledi. Kusturica kendisini tek bir kelimenin; 'antiemperyalist' kelimesinin tanımladığını söyledi.
Ünlü yönetmen, önümüzdeki ay çıkacak 17 hikayeden oluşan otobiyografisini ilk okuyan kişinin Boşnak bir yönetmen olduğunu söyledi.
Akaydın: Tepkiler Türkiye'yi temsil etmiyor
Uluslararası jürinin düzenlediği basın toplantısına katılan Antalya Büyükşehir Belediyesi ve AKSAV Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Antalya'ya gelen ünlü yönetmen Emir Kusturica'ya teşekkürlerini iletti. "Olan bitenlerle ilgili olarak üzgünüm" diyen Akaydın, Kusturica'nın sanatsal birikimiyle ilgilendiklerine vurgu yaptıb. AKP'li Bursa Belediyesi'nin 4 ay önce düzenlediği festivalde konser veren Kusturica'nın herhangi bir tepki ile karşılaşmadığını, bugünkü eleştirilerin ise politik olduğunu kaydetti. Uluslararası basın mensuplarına İngilizce olarak açıklamada bulunan Akaydın, kendisinin sosyal demokrat Cumhuriyet Halk Partisi mensubu olması nedeniyle tepkilerin büyütüldüğünü ifade etti. Kusturica'nın çevresinde korumalarla gezmemek, festival katılımcılarını rahatsız etmemek adına Türkiye'den ayrıldığını ve Antalya Büyükşehir Belediyesi'ne defalarca teşekkür ettiğini belirten Akyadın "Tepkiler Türkiye'nin entelektüellerini temsil etmiyor, Antalya'yı hiç temsil etmiyor" diye konuştu.
Akaydın sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir gerginliğin başında kültürden sorumlu bir bakanın yer alması gerçekten çok düşündürücüdür. Bence Altın Portakal tarihine kara bir leke olarak geçmiştir. Kültür Bakanı kültürsüzlüğün temsilcisi olamaz. Ben bu suçlamaları kendisine yöneltmek istemiyorum. Ben ayıpladım. Benim tanıdığım bildiğim Ertuğrul Günay böyle bir tavrı gösterecek birisi değildi. Kendi elinde olmayan nedenlerden dolayı, üstündekilerin baskılarından dolayı böyle bir tavır almış olabilir."
Ghobadi: Jüri başkanının bir Kürt olması önemli
İran sinemasının asi ruhu Bahman Ghobadi, Altın Portakal'da jüri başkanının bir Kürt olmasının önemine vurgu yaptı. Düzenlediği basın toplantısında yeni filmini İstanbul ve Kuzey Irak'ta çekeceğini açıklayan Ghobadi, İran'daki yasaklı oyunculara yer vererek onları adeta bir zindandan çıkarmak istediğini söyledi. Ghobadi Antalya'da izlediği yarışma filmlerinden çok etkilendiğini belirtti ve festivalin film seçimindeki özenini övdü.
Kürt sinemasını yetim bir çocuğa benzeten Kürt asıllı İran'lı yönetmen, "Bir çocuk dünyaya geldi ama kimse destek vermiyor. Şimdi ona destek verme zamanı. Erbil'de günde 10 film çekiliyor" diye konuştu.