Bu hafta ile birlikte yavaş yavaş yerli filmlerin vizyon şansı bulmaya başladığını görüyoruz. Önümüzdeki ayla birlikte çok daha fazla yeni yerli film göreceğimizi söyleyip bu haftanın yenilerine şöyle bir göz atalım...
Annemi Öldürdüm / I Killed My Mother
Mart 1989, Quebec Kanada doğumlu Xavier Dolan?ın gerçekleştirdiği, otobiyografik özellikler taşıyan ilk uzun metraj sinema filmi ANNEMİ ÖLDÜRDÜM 18 Mayıs 2009'da görücüye çıktı. Üstelik bütün sinemacıların rüyalarını süsleyen Cannes Film Festivali'nde!.. Dolan, büyük övgülerin yanı sıra üç önemli ödül ile ayrıldı festivalden. Ardından Kanada'nın Oscar aday adayı oldu!
Bangkok'dan Reykjavik'e toplam 22 ödül ve 6 adaylık kazanan bu festival şampiyonu aynı zamanda İstanbul Film Festivali 2010: Radikal Halk Jürisi Özel Ödülü’nü de kazanmıştı. Bu sene Kanada’yı Oscar’da temsil edecek bu önemli film, ilk gösterimini yaptığı Cannes film festivalinde 8 dakika alkışlanmıştı.
Yönetmen Xavier Dolan’ın senaryosunu 16 yaşında yazdığı filmin konusu ise kısaca şöyle: Filmin merkezinde gay lise öğrencisi Hubert var; onun en yakınındaki, aynı zamanda da en uzağındaki insan ise annesi Chantale! Aralarındaki aşk-nefret ilişkisi öyle boyutta ki oğlan, okuldayken annesinden ölmüş gibi bahsedebiliyor. Birlikte olduklarında ise mekan gözetmeksizin kavga ediyorlar?
Hubert, annesinin düzenbazca manevralarından ve suçluluktan bunalmış, onu küçümsemekten kendini alamıyor. Bu aşk/nefret ilişkisinin kafa karışıklığıyla Hubert ergenliğin gizemlerine sürükleniyor.
Borsa: Para Asla Uyumaz / Wall Street: MoneyNever Sleeps
Üç kez Oscar kazanan yönetmen Oliver Stone günümüzün en saygı duyulan ve başarılı filmcilerinden biri. Stone için, anılarında sakladığı 1987'teki ?Wall Street? dünyasına dönmek zamanlama olarak doğru olduğu kadar yeni bir şeyler keşfetme imkanını da kendisine sundu. Yeni filmi hakkında, ?Borsa: Para Asla Uyumaz?ın hikayesi bu kadar orijinal olmasaydı sanırım yeniden yer almaktan bu denli zevk duymazdım. Yirmi iki yıl büyük değişiklikler getiriyor. Benim için çok taze ve yeni oldu.? diyen ünlü yönetmen, uzun 13 yıl aradan sonra Borsa’ya tekrar açılmaktan mutlu. Michael Douglas ise kendisine Oscar kazandıran Gordon Gekko rolü ve akıllara kazanan mantrası ?hırs iyidir? ile geri dönüyor.
Günümüzün en gözde genç oyuncularından Shia LaBeouf yakın zamanda gişe rekorları kıran ?Transformers: Revenge of the Fallen? ile karşımızdaydı. Yakın zamanda ?Milk? filmindeki rolüyle Oscar adayı olan Josh Brolin, Bretton James isimli acımasız bir Wall Street adamını canlandırıyor, LaBeouf'un karakteri Jake Moore'un eğitmeni olacak kişi olarak. ?Frost / Nixon'daki Richard Nixon rolüyle Oscar adayı olan Frank Langella ise Louis Zabel ismiyle Jake'in patronu rolünde. ?An Education / Aşk Dersi? filmindeki rolüyle Oscar adayı olan Carey Mulligan?ı, Winnie Gekko olarak, Gordon'ın uzaklaştığı kızı ve Jake'in nişanlısı rolünde izliyoruz. Ve Susan Sarandon? ?Dead Man Walking? ile Oscar kazanan ve dört kez de aday olan aktris Jake'in annesi Sylvia olarak kendi emlak işi raydan çıkan ve oğlundan yardım bekleyen anne rolünde karşımıza çıkıyor.
Filmin konusu ise kısaca şöyle: Dünya küresel bir ekonomik krizle çalkalanmaktadır. Genç bir Wall Street yatırımcısı kötü bir durumda kalmış eski bir Wall Street uzmanıyla iki aşamalı bir görev için anlaşır: Gelmekte gözüken finansal çöküş öncesi finansal çevreleri bundan haberdar etmek ve bu genç yatırımcının akıl hocasının ölümünden kimin sorumlu olduğunu bulmak...
Kardeşimden Sonra / Charlie St. Cloud
Ben Sherwood'un büyük övgüler toplayan romanından yola çıkan Kardeşimden Sonra, Zac Efron?un dünyayı benzersiz şekilde görmesini sağlayan bir kazadan sağ kurtulmuş küçük kasaba kahramanı olarak başrolde oynadığı bir romantik dram filmi. Bu duygusallık dolu öyküde, bir yandan hayatının amacını ve aşkın dönüştürücü gücünü keşfederken, diğer yandan geçmişini kucakladığı romantik bir yolculuğa çıkıyor.
Romanın yazarına göre film, 'Bir kaza sonrasında iki kardeş birbirlerini terk etmeyeceklerine dair yemin ederse ve sonrasında doktorlar onlardan birini kurtarıp diğerini kurtaramazsa ne olur? Daha sonra bu ilişkiye ne olur? Ya bu sözü bir tanesi öteki için tutabilirse?? sorularıyla açıklıyor ve ekliyor: ?Bu öykü, iki kardeşin kırılamayacak bağı hakkında.?
Filmin konusu ise kısaca şöyle: Başarılı liseli yelkenci Charlie St. Cloud (Efron), bekâr annesi Claire ve küçük kardeşi Sam'in büyük hayranlığına ve onu sakin Kuzeybatı Pasifik kasabasından uzaklara götürecek bir Stanford bursuna sahiptir. Ama Charlie'nin parlak geleceği, bir trajedi gelip onun hayallerini elinden alınca yarıda kalır.
Bir araba kazası esnasında, kardeşler, ölmek üzere olduklarını farkettiklerinde birbirlerine uzanır. O an Charlie, Sam'i hiç bir zaman terketmeyeceğine dair söz verir. Ama ansızın, Charlie azimli doktor Florio Ferrente'nin müdahalesi sonucu hayata döndürülür. Fakat Sam, trajik bir şekilde, kurtarılamaz...
Haftanın tek korku filmi olan 3 Harfliler: Marid, yaşanmış gerçek bir olaydan esinlenerek günümüze uyarlanmış. Olayı yaşayan kişinin amatör video çekimlerinden yola çıkılarak anlattığı korkutucu hikaye karakterlerin adları değiştirilerek gerçek olaya benzer şekilde sinema diline aktarılmış. Filmin başında ve sonunda yer alan anlatıcı çocukken ve yirmi yıl aradan sonra yaşanan gerçek olayı birebir gerçekliği ile tüyler ürpertici şekilde ortaya koymaktadır.
Film çocukluğumuzdan beri her birimizin çevremizden sık sık duyduğumuz, kimimizin bire bir yaşadığı öteki alemden gelen varlıkların yaşattıkları olayları gerçekçi bir yaklaşımla sinema seyircisine aktarmayı amaçlıyor.
Onların varlıklarına inananların filmde birçok sahneyi ürkerek seyredeceklerini iddia ediyoruz. İnanmayanların kafasında ise filmin sonunda önemli bir soru işareti kalacak; ya her şey gerçekse?
Son yılların MUSALLAT?tan sonraki en iddialı korku filmi olma özelliği taşıyan proje MUSALLAT filminde de ele alınan öteki alemden gelen CİN'leri ele alıyor.
Filmin konusu ise kısaca şöyle: Ayla, kocası Serkan ile mutlu bir çifttir. Ayla 11 yaşında öteki alemden gelen bir varlığın musallat olması ile kabus dolu bir üç gün yaşamıştır. O günlerden bu günlere en önemli koruyucusu olan muskasını önceki gün kaybettiği için kendini korumasız ve çaresiz hissetmektedir. Serkan yeni bir muska yazması ve Ayla'yı rahatlatması için bu konularda ismi bilinen İzzet Hoca'yı o akşam eve davet eder. Akşam yakın arkadaşları Meltem ve Cem de geleceklerdir. Ayla'nın yeniden başlayan kabusları ile herkesin aynı gece Ayla ve Serkan'ın evinde yaşayacağı kabus dolu dakikalar öteki alemden gelen varlığın gücünü ve zalimliğini herkese gösterecektir.