Hesabım
    Bir Gün Tek Başına Sinemada!

    Vedat Türkali'nin 27 Mayıs darbesi zamanında filizlenen bir aşk öyküsünü anlattığı romanı Bir Gün Tek Başına sinemaya uyarlanıyor.

    1974'te Milliyet'in düzenlediği roman yarışmasında birincilik ödülü alan Vedat Türkali imzalı kült roman Bir Gün Tek Başına, direnişçi fikirleri tükenmeye yüz tutan Kenan ve devrimci ateşi asla sönmeyen Günsel'in hikâyesini anlatır.27 Mayıs'ın, dönemin Türkiye'sinin, Beyazıt Meydanı'ndan çatışanların hikâyesidir.

    Bir Gün Tek Başına yıllar sonra şimdi de beyazperdede karşımıza gelecek. Filmin çekimleri Mart'ta başlayacak. Vedat Türkali senarist koltuğunda, yönetmenliği ise oğlu Barış Pirhasan ve torunu Yusuf Pirhasan paylaşıyor.

    Barış Pirhasan kendisiyle yapılan bir röportajda şunları anlattı: "27 Mayıs'ın hemen ertesindeki yıllardı. Babam Vedat Türkali, Atıf Yılmaz ve o dönem yönetmen yardımcılığı yapan Yılmaz Güney, 27 Mayıs'a zemin hazırlayan olayların kronolojik biçimde yer aldığı, aynı zamanda birkaç karakterin öyküsünün anlatıldığı bir projeyle meşgullerdi. Aslında benim hayal meyal hatırladığım, ancak sonradan detaylarını öğrendiğim bir dönem. O dönemi en sert biçimde yaşamış insanlarla görüştüler, birçok portre çıkardılar. Araştırmaların çoğu senarist olarak babamda toplanıyordu. Hikâye tamamlandı, ancak film çekilemedi. Ardından babam, yaklaşık 10 yıl sonra, o dönem elde ettikleri belgeleri yeniden toparladı. Görüştüğü insanları bulup başka görüşmeler de yaptı, malzemeyi romana dönüştürdü... Romanı filmleştirmekse benim için aslen 10 yıllık bir hayal. Neyse ki şimdi gerçekleşiyor. Romanın birçok insanın hayatında çok önemli yeri olduğunu, kültleştiğini, efsaneleştiğini biliyoruz. Bununla beraber roman bizim hayatımızda her daim bir yerde durmuş, bir şekilde var olmuş... Filme uyarlarken ekstra bir gerginliğimiz, bir yükümüz yok."

    Yusuf Pirhasan ise şunları söyledi: "İki yönetmen olmak, setteki onlarca insanla bu işi yapmaktan çok farklı değil. En başta zihinsel birliktelik gerekli. Herkes aynı filmi çekmek için yola çıktığından emin olmalı. Başta bu fikir beni ürkütmüştü. Yıllarca Londra'da ve ABD'de aldığım eğitim, orada kendi başıma var olup elde ettiğim başarılar... Sonra Vedat Türkali'nin ve Barış Pirhasan'ın oğlu olarak film çekmek... Ama sonra, bu işin içinde olmazsam ne kadar pişman olacağımı düşündüm ve çalışmaya başladım."

    Bu efsane projenin gerçekleşmesini sabırsızlıkla bekliyoruz.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top