'2 kızı olan ailenin yeni doğan bebeklerini ??yine kız oldu?? diye gömdüğü ihbar edildi. Gözler mezara çevrildi.'
Bu ve buna benzer gazete manşetleriyle haberdar olduğumuz bir Türkiye gerçeğini sinemaya taşıyan yönetmen Adem Uğur, yıllar önce İstanbul'da kendi mahallesinde, kendi sokağında tanık olduğu benzer bir olaydan yola çıkarak bu soruna parmak basıyor...
Şu anda 34 yaşında olan yönetmen, 16 yaşında tanık olduğu olayları yakın zamanda okuduğu bir gazete haberinin tetiklemesi ile motor deme zamanının geldiğine karar vermiş. Haberde, doğan bir kız çocuğunun kendi babası tarafından öldürülüp gömülmesi maalesef bir-iki gün çok gündemi işgal etse de her şey gibi çok çabuk silinmiş hafızalardan.
Sinemanın toplumsal bir 'kültürel miras' gerçeğinden yola çıkarak senarist arkadaşı Hüseyin Kırca ile paylaştığı bu süreci, senaryoya dönüştürmeye başlarlar. Hüseyin Kırca, 45 gün gibi bir zamanda senaryoyu yazar ve ilk motor Ocak 2010'da denir.
36 gün süren çekimlerde küçük kız çoçuğu rolünü oynayan Sema Sevim Taşdemir, 7 yaşında ve ilkokul birincisi. Oyuncu arandığını duyunca babası ile ekibin kaldığı otele gelip ilk provada rolü kapmış. 680.000 TL bütçesi olan filmde hiçbir efekt kullanılmadı. Müziklerini ise Cenin Müzik-Kenan Eryılmaz yaptı. Filmin bitiş jeneriği için özel bir parça bestelendi ve bunun için video klip çekimlerine başlandı. Eylül ortası gibi internet ve kanallara servis edilecek.
Filmin kadrsosunda Ümit Çırak (baba), Sema Sevim Taşdemir (Ayşe, çocukluğu), Ceren Karaoğlan (Ayşe, ergenlik çağı), Didem Rezze (Ayşe, yetişkin hali), Hilmi Özçelik (dayı), Sinan Bengier (dede), Tanya Jaziri (anne), Faruk Koraçan (komiser) ve Sibel Gökçe?nin (uzatmalı sevgili) rol aldığı film 22 Ekim'de gösterime girecek...
Filmin konusu ise şöyle:
Düzenli bir işi olmayan ve bebeği kız doğdu diye onu kabullenemeyen bir babanın, okul çağına kadar ev hapsinde tuttuğu kızı Ayşe okul çağında farklı bir zorlukla karşılaşır. Çünkü babası Selim, kendince doğru bildiğini sandığı nedenlerden dolayı okula göndermek istemez. Ayşe okula başlar ama üzerinde baba dayağı ve baskıları yoğunlaşır. Ayşe için her şey bir işkence halini alır.
İlkokulu bitirip liseye başlaması da, babası Selim'in aynı ters tepkilerine yol açsa da, Ayşe liseye yakın çevrede bulunan bir okulda eğitimine devam eder. Sonunda Üniversite sınavları ortaya çıkar. Bu süreçte Ayşe'nin babası Selim, Ayşe'nin yeterince okuduğunu düşünmektedir. Selim'e göre evlenme çağı çoktan geçmiştir. Bu yüzden bir an önce uygun bir delikanlı ile baş göz edip evlendirmesi gerektiğini düşünmekte ve aynı zamanda başlık parasının hesabını yapmaktadır...