CEHENNEM MELEKLERİ / THE EXPENDABLES
2008 yılında Cehennem Melekleri beklentileri karşılamaktan uzak. Aşırı testosteron yüklü kaslı vücutların tehlikeden tehlikeye atladığı eril yapısıyla, araya katılan basit ve sıradan replikleriyle ve aksiyon filmlerinin çoğunda olduğu gibi kahramanlarımızın sırıtan oyunculuklarıyla kötülüklerle savaştığı son derece vasat bir yapım çıkmış ortaya. Rica minnet kadroya dahil oldukları yüzlerinden okunan yan kadronun, dramatik çatıya hiç bir katkı sağlamayan haleti ruhiyesi de cabası. Fakat yine de yıllar sonra böyle bir kadroyu sinema perdesinde seyretmek keyifli bir deneyim.
Her ne kadar aradan geçen onca yılda silah sanayiinde ve dövüş sanatlarında kaydedilen ilerlemeler filme yansıtılmışsa da, ABD’nin kendinden çok farklı memleketlere olan bakış açısını değiştirmeye yetmemiş. Amerika hep aynı Amerika.
Filmin konusu ise kısaca şöyle:
Cehennem Melekleri’nde, bir Güney Amerika ülkesinin kural tanımaz diktatörünü yıkmak ve diktatörlük rejimini sona erdirmek için ülkeye gizlice sızan bir grup paralı askerin hikayesi anlatılıyor...
Yeni görevleri nedeniyle ülkeye gizlice giriş yapan özel birlik kısa sürede hiçbir şeyin kendilerine anlatıldığı gibi olmadığını fark eder. Akabinde ekip kendini büyük bir yanılsama ve ihanet içinde bulur. Olaylar kontrolden çıkmaya başladığında ve masum hayatlar tehlike altına girdiğinde bu ekip çok daha büyük bir düşmana karşı mücadele etmeye başlar. Bu kardeşler takımını yok etmek adına onları bu görevin içine sokmuş olan ve geleceklerini tehdit eden kişiye karşı?
Büyükler’, komedyen ağırlıklı kadrosuyla vizyonda. ’Zohan’a Bulaşma’ gibi absürd mizahın kötü bir örneğini yakın zamanda hem yazmış hem de oynamış olan Adam Sandler’ın çoğu Saturday Night Live kadrosundan oluşan kankalarıyla çektiği bu son film, aslında bir ’adam olamayan çocuk’ parodisi.
Filmin tanıtımını bolca su harcanmış serin görsellere yaslayan stüdyo, filmin pazarlamasını yaparken aynı zamanda bize filmin içeriğine dair önemli ipuçlarını da sunmuş aslında. Bizim ’bir taşla iki kuş vurmak’ olarak adlandırdığımız bu teknik, filmin sırtını dayadığı bol sulu şakaların da önceden bir uyarısı gibiymiş de, anlamamışız. 30 yıl aradan sonra geçmişin nostaljisini yapmak için bir göl evinde buluşan 5 eski arkadaş ve bir ton eşek şakasından ibaret senaryosuyla Büyükler, ’Punch-Drunk Love’ ve en son ’Reign Over Me’ gibi şahane flmlerde şahane oyunculuklar gösteren Sandler’in neden kötü bir senarist olduğunun da kanıtı. Tıpkı ’Hot Tub Time Machine’ gibi filmlerle kendini harcayan KEDİLER VE KÖPEKLER: KITTY GALORE’UN İNTİKAMI / CATS & DOGS: THE REVENGE OF KITTY GALORE
Live-action ve animasyonun birleştiği bu 3 boyutlu macera, kediler ve köpeklerin arasında süre giden savaşı anlatıyor. Daha önceki ’Kediler ve Köpekler’in devamı sayılabilecek bu film, maalesef ilkinin yanına bile yaklaşamıyor.
Filmin konusu ise kısaca şöyle:
Kediler ve köpeklerin ezeli çekişmesinde çılgın bir kedi rekabette birkaç pati öndedir. Meows adlı casus kedilerin grubunun üyesi olan Kitty Galore'un, düşmanlarını altetmek için şeytani bir plânı vardır. Bu tehdit karşısında kediler ve köpekler kendilerini ve insan dostlarını kurtarmak için işbirliği yaparlar.
ARABIA 3D / MacGillivray Freeman’s Arabia
Arabia 3D'de Arap Yarımadası insanlarının bilgiye olan açlığı, ticaretten gelen zenginlikleri ve inançlarına olan bağlılıkları sayesinde günümüz dünyasının en güçlülerinden biri olmasına rağmen çok az anlaşılan bölgelerinden biri olmasına yol açan zorlu bir çöl ortamının öyküsü anlatılıyor. Arabia 3D sayesinde izleyiciler Arap Yarımadası'nın daha önce hiç girilmemiş coğrafyalarındaki gizemleri keşfedecekler.
Arabistan'ın bu renkli portresinde, modern günlük yaşamdan çağdaş görüntüler, eski medeniyetlere dair tarihsel canlandırmalar ve 3 boyutlu dijital görsel efektlerle, öykülerde anlatılan geçmişi ve geleceği ele alınıyor. Bu görsel ve teknik üstünlük sayesinde izleyiciler bir deve kervanıyla kum tepelerini aşacaklar, hazinelerle dolu Kızıl Deniz'e dalacaklar, görkemli bir kayıp şehrin harabelerini ilk kez keşfedecekler. En büyük buluşların gerçekleştiği İslam dünyasının altın çağına bir anlamda geri dönüşler yapan filmde; her yıl hacca giden 3 milyon Müslümana eşlik etmenin yanı sıra yarının dünyasını şekillendiren Arap gençlerini ve üniversitelerde giderek daha fazla eğitim almaya başlayan Arap kadınlarını tanıyacaklar.