1 Haziran 1926’da doğan yıldız, 5 Ağustos 1962’de hayatını kaybetti. Ölümü üzerine hala spekülasyonlar yapılan, komplo teorileri üretilen Monroe, aynı zamanda en fazla taklit edilen isimlerin başında geliyor.
1953 yılında oynadığı ’Niagara’ ile ünlenen Monroe, 1959 yılında Billy Wilder’ın yönetmenliğinde çevirdiği ?Some Like It Hot?, ile kariyerindeki en başarılı ve popüler döneme girdi. Monroe bu filmdeki oyunculuğuyla bir Altın Küre ödülü kazandı.
Ancak Monroe’nun sete sürekli geç gelmesi, repliklerini hatırlayamaması,zaman zaman odasından çıkmayarak çekimlere katılmayı reddetmesi yönetmen Billy Wilder ile arasında büyük çatışmalara yol açtı.
Bu filmden sonra çevirdiği ?Let’s Make Love? filmi ise kritik ve ticari açıdan başarısız oldu. Yine de filmde söylediği 'My Heart Belongs to Daddy' şarkısı büyük hit oldu.
Marilyn daha sonra senaryosunu kocası Arthur Miller’ın yazdığı 1961 yapımı ?The Misfits? filminde Clark Gable ile birlikte başrolde oynadı. The Misfits, aynı zamanda Monroe’nun ve Clark Gable’ın tamamladıkları son film olacaktı. 1962 yılında ?Something's Got to Give? adlı komedi filminde oynamaya karar verdi. Bu film, onun aynı zamanda ilk çıplak sahnesini de içeriyordu. Ancak sete az gelmesi ve onun yerine J.F. Kennedy’nin doğum günü için şarkı söylemeye gitmesi üzerine Fox şirketi tarafından filmden kovuldu.
Monroe’nun filmdeki rol arkadaşı Dean Martin’nin başka bir aktristle çalışmak istememesi üzerine işe geri alındı. Ancak Monroe, yüksek dozda sakinleştirici ilaç alarak 5 Ağustos 1962’de Brentwood, Los Angeles’daki evinin yatak odasında henüz 36 yaşındayken hayata veda etti. Yapılan otopsi sonucunda ölüm sebebi yüksek dozda Barbitürat alımı sonucu muhtemel intihar olarak ilan edilmesine karşın, olay yerindeki delil yetersizliği, otopside alınan dokuların daha sonradan kaybolması ve görgü tanıklarının çelişkili ifadeleri sonucu ölüm sebebinin cinayet olduğuna ve politik sebeplerden Cia, Mafya ve Kennedy ailesinin buna sebep olduklarına dair birçok komplo teorisi ortaya atıldı.