Dünyaca ünlü Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov?un ?Cemile?sinden esinlenilerek çekilen film, tamamı Kırgızistan'da çekilen ilk Fransız filmi olma özelliğine sahip. Fransız yönetmen Marie Jaoul de Poncheville’in Kırgızistan’daki büyüleyici bozkırlarda çektiği TENGRI, 2009 Cannes Film Festivali’nde 'Cinema de la Plage' bölümünde gösterilmişti. Film, anlattığı tutkulu aşk öyküsü, eşsiz görüntüleri, müziği ve çarpıcı görselliğiyle izleyenleri büyülüyor.
Yönetmen şöyle anlatıyor:
'Doğudan batıya göç edip, buralara yerleşemeyen göçmenlere sonrasında ne olduğunu hep merak etmişimdir. Hatta ülkelerine geri yolladığımız bu kadın ve erkeklerden bazılarının kendilerinden ve bizden bir şeyler kattıkları yeni bir dünya yarattıklarını bile hayal etmişimdir. Bir gün bizim için de gerçek bir anlamı olacak yeni bir dünya?
Ama aslında o kadar da iyimser değilim. Bunun gerçek hayatta hiç olmayacak bir rüya olduğuna inanıyorum. İnsan, ölmeyi göze alarak hayatını ortaya koyduğu bir şeye geri dönemez. Yaşamak için yaratmak zorundadır. Yaratıcı olmak için de fazlasıyla cesaret gerekir. Kendimizde cesareti ise ancak insanlar bize baktığında ve bize ilgi gösterdiğinde bulabiliriz. Başkalarını umursayacak cesareti bulduğumuzda da her şeyi bir kez daha harekete geçiririz? ve böylece hayatımız da tekrar harekete geçer.
Filmin başında Timur'u Fransa'nın Calais sahilinde elleri kelepçeli gördüğümüzde, onun nereden geldiğini hemen merak ettim. Bu çaresiz adamı geldiği yere, memleketine geri dönerken ben de peşinden gittim. Onunla omuz omuza süren bu yolculukta, kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığında acaba insanoğlundan geriye ne kalır bulmaya çalıştım. Dahası, insanın içinde tutuşan küçücük bir ateşin -aşk ateşinin- tek başına bile insana nasıl hayat verdiğini görmek istedim...'