TÜRSAK Vakfı ve PİNEMA işbirliğiyle ülkemize ikinci kez gelen efsanevi yönetmen Francis Ford Coppola, 19 Ekim Pazartesi günü Sait Halim Paşa Yalısı''nda düzenlenen FRANCIS FORD COPPOLA GÖZÜYLE DÜNYA SİNEMASI başlıklı panelde, çeşitli üniversitelerin Sinema-TV ve İletişim bölümlerinde öğrenim gören 130 öğrenciyle bir araya geldi ve dünya sineması, kendi eserleri ve sinema sanatının geleceği hakkındaki düşüncelerini ve öngörülerini paylaştığı, 2,5 saate yayılan keyifli bir sohbete katıldı.
Francis Ford Coppola, sinema sanatının tarihine damgasını vuran efsanevi bir yönetmenle buluşmaktan büyük heyecan duyan sinema öğrencilerinin kendisine yönelttikleri, filmlerini, sanata ve sinemaya bakışını ve dünya görüşünü değerlendiren soruları içten ve derinlikli üslubuyla, zaman zaman kendine has esprili bakış açısını da ortaya koyarak yanıtlarken, günümüz sineması ve kendi kariyeriyle ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
TÜRSAK Vakfı ve PİNEMA işbirliğiyle, Sait Halim Paşa Yalısı'nın sponsorluğunda gerçekleştirilen FRANCIS FORD COPPOLA GÖZÜYLE DÜNYA SİNEMASI panelinin başlamasından sonra öğrencilerin arasına inen Francis Ford Coppola, panelin bitiminden sonra genç sinemacılarla fotoğraf çektirdi ve salondan katılımcıların alkışlarıyla uğurlandı.
HOLLYWOOD YÖNETMENİ OLMAK İSTEMİYORDUM
Sinema kariyerine başladığı yıllarda Hollywood yönetmeni olmak, büyük finansman gerektiren, gişe beklentisi yüksek filmler üretmek gibi bir hedefi olmadığını, aksine Avrupa sinemasının öncü yönetmenleri gibi bağımsız filmler yapmanın hayalini kurduğunu söyleyen usta yönetmen Francis Ford Coppola, Baba ( The Godfather) filminin yakaladığı başarı olmasa, bugün bulunduğu yerde olamayacağını belirtti.
Sinemayla ticaret arasındaki ilişki ve Hollywood'un kazanç politikasının sanat üzerindeki etkisi hakkındaki düşünceleri sorulduğunda, bir sanatçının, sinemadan ya da genel anlamıyla sanattan kar beklentisi içine girmeksizin başka bir işten para kazanıp istediği filmleri çekmesinin daha doğru olacağına inandığını söyleyen Coppola, sahip olduğu üzüm bağlarının, şarapçılık ve otelcilik girişimlerinin kendisine sağladığı maddi özgürlükle artık bağımsız yapıtlara imza atabildiğini belirtti. Genç sinemacılara "sevdikleri şeyi yapmalarını" tavsiye eden Coppola, "(yola çıkarken) sinema yapmanın sizi zengin etmeyeceğini varsaymanız gerekir" dedi.
BÜYÜK USTANIN "ÇILGIN TEORİSİ": SİNEMA GELECEKTE İNTERAKTİF VE PERFORMANS ODAKLI OLACAK
Başka bir soru üzerine sanatın yeniden üretilmesi sürecinin internet ve "downloading" fenomeniyle birlikte yepyeni ve durdurulamaz bir boyut kazandığını, insanların internetten film ve müzik indirmelerinin önüne geçilmesinin imkansız olduğunu söyleyen Francis Ford Coppola, sanatın herkes için bedelsiz olması gerektiğine inandığını açıkladı ve sinema sanatının geleceği konusundaki öngörülerini "çılgın teorim" olarak adlandırdığı kehanetle dile getirdi:
COPPOLA, aynen müzik ya da tiyatro performanslarında olduğu gibi, sinemanın da gelecekte, yönetmenlerin seyircilerle birlikte film gösterimlerine iştirak edecekleri interaktif ve her performansı eşsiz bir deneyim vaat edecek bir şekil alacağını ve sinema endüstrisinin böylece korsanlığın önüne
SİNEMA ARTIK ÇOK DAHA TİCARİ
Hayatında pişman olduğu şeyler olup olmadığı sorulduğunda, ünlü yönetmen hayatında pişmanlık duyduğu iki şeyden birincisinin One From The Heart filminde kurduğu hareketli ve çoklu kamera düzeneğinden, görüntü yönetmeni Vittorio Storaro'nun isteğiyle vazgeçmesi, ikincisinin ise Steven Spielberg, George Lucas gibi çağdaşlarıyla birlikte kariyerine başladığı sırada kendi kendine verdiği "gelecek kuşaklara sinema sanatını aldığı yerden daha iyi bir şekilde bırakma" sözünü yerine getirememesi olduğunu, fakat bu sonuncusunun kendi hatası olmadığını, sinema sektörünün artık her zamankinden daha ticari hale geldiğini ve her şeyin pazarlamaya dönüştüğünü belirterek cesur açıklamalar yaptı.
FİLMLERİ BELİRLEYEN EKİPLERİDİR
Bugüne dek çok farklı tarzlarda, çok farklı öyküler anlatan filmlere imza attığını söyleyen Francis Ford Coppola, her filminin kimyasının aynı zamanda o film için kurduğu ekip tarafından belirlendiğini ifade etti.
Coppola, Vito Corleone, Kont Dracula ve Albay Kurtz gibi görkemli karakterleri tasvir etmeyi özellikle seçip seçmediği sorusuna, "kendi kendine psikanaliz yapamayacağını" fakat çocukluğundan beri hissettiği yalnızlık içinde görkemli karakterler düşlemeyi sevdiğini ve filmlerinde işlediği karakterlerin de aileleri ve işlerine rağmen yalnız olduklarını düşündüğünü söyleyerek yanıt verdi ve tamamladığı son filmi Tetro'nun kendi ailesiyle ilgili olduğunu ifade etti.
Usta yönetmenin oyuncu seçimi konusundaki kriterlerini sorgulayan bir başka soruya ise Francis Ford Coppola, Hollywood'un çok büyük oyuncularını filmlerine dahil etmek için hiçbir zaman çok büyük çaba harcamadığını, bunun yerine Nicolas Cage, Al Pacino gibi aktörlere yatırım yaparak sanata yeni isimler kazandırmayı seçtiğini söyleyerek yanıt verdi. Coppola, bir filmin yaratım sürecinde ele alınması gereken en zor şeyin ne kamera açıları ne de mekan seçimi olduğunu, aşılması gereken en büyük zorluğun oyuncu yönetimi olduğunu düşündüğünü belirtti.