Hesabım
    Sinemada Mülkiyet

    Sanatçılar, Fikri Mülkiyetinizin kabulü için birleşin!

    Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 14 Ekim 2009 tarihinde, "Avrupa'da ve Türkiye'de Sinema Sektöründe Fikri Mülkiyet" paneli ile güne başladı. Panelin moderatörlüğünü Birleşik Oyuncular Meslek Birliği ( BİROY)üyesi Derya Durmaz yaptı. Panele, Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği( SİNEBİR) Başkanı İsmail Güneş, Uluslararası Aktörler Federasyonu(FİA) üyesi Jemmy Shuman, Fransız Yazarlar Sendikası Üyesi Bernard Beselglick, Senaryo Yazarları Derneği Genel Sekreteri Haluk Ünal, Sinema Oyuncuları Meslek Birliği Genel Başkanı Atilla Engin ile Kültür Bakanlığı temsilcisi Günay Kiracı katıldı.

    " Sektördeki dağınıklık sorunların çözümünü zorlaştırıyor."

    1951'den günümüze, yapımcılar dışında sinema oyuncularının ya da yazarlarının haklarının olmadığını belirten Kültür Bakanlığı temsilcisi Günay Kiracı; "Bunun sebeplerinden bir tanesi de sektörün dağınık olması. Birden fazla meslek birliğinin oluşu, telif haklarında yaşanan sıkıntıyı gidermiyor" dedi. Özellikle 1995'ten sonra yapılan değişikliklerle Avrupa ve Amerika'daki hukuki düzeye ulaşıldığını ancak uygulamalarda sıkıntıların giderilemediği belirten Kiracı, eser sahiplerinin ve sinema eseri tanımının net yapılamamasının da sorunlara yol açtığını söyledi.

    "Evinde oturan sanatçının sırtından birileri para kazanıyor."

    Daha sonra söz alan Uluslararası Oyuncular Federasyonu üyesi Jemmy Shuman, Avrupa ve Amerika'dan Fikri Mülkiyet hakları konusunda örnekler verdi. Bir sanatçının evinde otururken başka birilerinin onun eserleri üzerinden para kazandığını belirten Shuman, federasyon olarak özellikle bu konunun üzerine gittiklerini, UNESCO ile işbirliği ile yol aldıklarını belirtti. Özellikle internetin korsan kullanıma çok müsait olduğunu söyleyen Shuman, "Bütün dünyada yeni anlaşma ve sözleşmelere ihtiyaç var. Amerika bugün fikri mülkiyeti çözme noktasında birinci ülke konumunda. Keza Kanada ve Avrupa'nın bazı ülkeleri de. Ama buna rağmen uygulamalarda hala sorunlar yaşanıyor. Sinema konusunda özellikle Fransa'da, sendikaların toplu iş sözleşmeleriyle, sorun çözüldü. Ama Televizyonlar konusunda hala sıkıntılar yaşanıyor. Bu sorunları çözmenin en önemli yolu; Sendikaların ve meslek birliği örgütlerinin toplu iş sözleşmelerine katılmasıdır" dedi.

    "Telif hakları felsefesi oluşturulmalı"

    Telif hakları konusunda yeni bir anlayış ve "felsefe"nin yaratılması gerektiğini söyleyen Fransız Yazarlar Sendikası üyesi Bernard Beselglick, "Bu felsefe Anglosakson ülkelerinde ve ABD'de iyi uygulamalara yol açtı. Bu süreci uygularken her ülkenin kendi şartlarına uygun düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Örnek modeller ülkelerin özel durumlarına uyarlanması gerekiyor"diye konuştu.

    "Ersin Pertan ve Yücel Çakmaklı bir lira telif almadan öbür dünyaya göçtüler."

    Türkiye'deki son durumu anlatan Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği( SİNEBİR) Başkanı İsmail Güneş, "5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri yasası içinde korsan bir yasa çıkartıldı,3257 diye. Bu yasa bir filmin sahibinin sadece yapımcı olduğunu belirtiyordu. Burada yönetmenin, senaryo yazarının, müzik sahibinin ya da diyalog yazarının hakkı yoktu. Bu durum 1995'te kazanımlarımızla değişti ancak bunun üzerine gitmedik, gidemedik."dedi. TRT'ye telif haklarıyla ilgili bilekçe yazdığını söyleyen Güneş, "Ersin Pertan ve Yücel Çakmaklı bir lira telif almadan öbür dünyaya göçtüler dedim. Bunun üzerine TRT bir protokol hazırlamamızı istedi. Biz de hazırlıklarımızı son noktaya getirdik. Bir terslik olmazsa 2010 da bu protokolü imzalayacağız."diye konuştu.

    "Dil birliği sağlanmalı."

    Siyasi irade karşısında sağlam durmak için "dil birliği"ne ihtiyaç olduğunu söyleyen Sinema Oyuncuları Meslek Birliği Genel Başkanı Atilla Engin, " Türkiye'de oyuncular sosyal güvenlikten bile yoksunlar. Bu çözülmeli. Ayrıca 12 Eylül askeri darbesinin derneklerin içini boşaltması sonucu sinema oyuncuları kendilerini sahipsiz ve güvencesiz hissediyorlar. Bu güven ortamının sağlanması diğer önemli bir konudur."dedi.

    Fikri mülkiyet mi? O ne ki?

    1934'ten beri uygulanan 5846 nolu yasanın yetersizliğinin 1995'te fark edildiğini söyleyen Senaryo Yazarları Derneği Genel Sekreteri Haluk Ünal, "Senaryo Yazarları Derneği olarak 2004'te kurulduk. Kurulduğumuzda "Fikri Mülkiyet Hakları" dediğimizde, "O ne ki?" diyorlardı. Çünkü Türkiye'de marifet, hüner bir değer olarak algılanmamıştır. Bugün de yasa var ama bu yasayı kuruyacak "Tapu kadastro Müdürlüğü" yok. Oysa mülkiyetin olduğu her yerde "tapu kadastro müdürlüğü" var. Umarım 2010'da fikri mülkiyet tapu kadastro müdürlüğümüz olacak. Diğer bir sorun da, terminolojik farklılıklardan kaynaklanıyor. Yurt dışın ile terminolojik ortaklık kurulamadığından dolayı, yapımcılar arasından anlaşmalar yapılamıyor. Bu uyumların da 2010'da biteceğini bekliyoruz." diye konuştu.

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top