Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 46. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali bu yıl bir ilke imza atıyor. Festival çerçevesinde "Halkın Portakalı" adıyla bir bölüm oluşturuluyor. "Festivali tekrar halkla bütünleştirmek" amacı ve "Ekibini topla, bedava sinema eğitimi al; filmini çek, yarışmaya katıl!" sloganıyla yola çıkan "Halkın Portakalı", Antalyalıların yoğun ilgisi ve beğenisini topladı. Proje çerçevesinde, kentin her yerinden başvuran ve yaklaşık 80 kişiden oluşan 10 farklı ekibe hızlandırılmış sinema eğitimi verildi. Ekipler önce senaryo, filmografi, oyunculuk gibi konularda eğitim aldılar. Ardından yönetmenlik, görüntü yönetmenliği eğitimleri geldi.
Ekipler tamamen kendi seçtikleri konularda, yaratıcılıklarını diledikleri gibi serbest bırakarak senaryolarını ürettiler. Film çekimlerine ise 27 Eylül'de başlandı. Çekim sahnelerinin tozunu yuttuktan sonra sıra montaja gelecek.
Ekiplerin filmlerinin her biri, özel ve minik gala geceleriyle Antalyalılara gösterilecek. Ekipler kendi gala gecelerinde, izleyici olarak gelen hemşerilerini sahnede selamlamanın gururunu yaşayacak.
Yarışma jürisi ve ödül
Mustafa Akaydın Halkın Portakalı filmlerinin jürisine bizzat başkanlık yapacak. Jüri, sinema sanatıyla ilgili akademisyenlerden oluşacak.
Ve nihayet, Altın Portakal Ödül Töreni gecesinde, ilk ödüller Halkın Portakalı'nın halktan oluşan ekiplerine verilecek.
Sinema sanatını eşsiz yapan kolektif bilinç, yardımlaşma ve yaratıcılık kavramlarıyla üretilen "Halkın Portakalları", Altın Portakal'a yepyeni bir boyut katacak.
Katılımcılar neler dedi?
Tansu Güzel (17):
"Önceden halka karşı bir tavır var gibiydi"
"Eğitimler çok yararlı oldu. Artık sinemaya farklı bir açıdan bakıyoruz. Film izlerken artık, bu açıyı nasıl ve neden kullanmış diye düşünerek izliyoruz.. Biz bir aşk senaryosu yazdık. Ben daha sonra da yazmaya devam etmek istiyorum. Daha önce de Altın Portakal'ı takip ediyordum ama Halkın Portakalı heyecan kattı. Halk her şeyin içinde olmalı. Daha önce iki merkezde gerçekleşiyordu festival. Halka karşı bir tavır var gibiydi. Şimdi 10'dan fazla noktada gösterimler yapılacakmış. Bu gerçekten güzel bir gelişme."
Zeki Yılmaz (22):
"Hayata bakışım değişti"
"Biz birinci olmak için girmedik bu yarışmaya. Belki dereceye girmeyeceğiz ama sonuçta bir eğitim almış olacağız. Bir hafta öncesine kadar bakış açım çok farklıydı. Bir haftada bu kadar çok şeyin değişebileceğini tahmin etmezdim. Ben bateri çalıyorum ama üniversitede radyo-televizyon bölümünde okumak istiyordum zaten. Şimdi temel eğitimi almış oldum"
Canan Özal (43):
"Halkın Portakalı kaçırılmayacak bir olanak yarattı"
"Ben Altın Portakalı hep takip ederdim. Özellikle kısa filmleri. Daha önce festivalde ödül alan kısa filmleri gördüğüm için çok rahatlıkla söyleyebilirim ki buradan çıkacak filmler festivalde gösterilen filmler kadar, hatta daha güzel olacak. Diğer arkadaşlarımın senaryolarını da okudum. Hepsi birbirinden güzel. Ekmek parası peşindeyken böyle bir eğitime ne vakit ne de para ayırabilirdik, mükemmel bir fırsattı."
İlknur Akidil (45):
"Artık festivalin bir parçasıyız"
"Aslında Altın Portakalı hep görürdüm ama hiçbir etkinliğe katılmamıştım.Halkın Portakalı'na katılmak bizi de festivalin bir parçası yaptı. Bu yüzden çok mutluyuz."
Yusuf Albayrak (27):
"Halkın Portakalı hayallerimi gerçekleştirdi"
"Bütün eğitmenlerimiz çok profesyonel ve işlerini çok ciddiye alıyorlar. Onların bu tavrı bize de yansıdı. Herkes bütün diğer işlerini bırakıp sinemayla ilgilenmeye başladı. Büyülü bir şeyler oldu bence burada. Halkın Portakalı bize hayallerimizi gerçekleştirme olanağı sağlayan bir organizasyon. Kelimelerle anlatamıyorum duygularımı. Bize bu fırsatı veren herkese çok teşekkür ediyorum."
EĞİTİMCİLER NE DEDİ?
Yelda Karataş:
"Hayatı değiştirdiğimizi hissediyoruz"
"Öğrencilerin hiçbiri şimdiye kadar sinema ile bu şekilde ilgilenmemiş. Hatta bir kısmı sinema kültürüne ve estetik bilgisine de sahip değil. Ama kısa zaman içinde ortaya çıkan şey insanlara emek verdiğinizde hayata ne kadar hızla, başka açıdan da bakabileceklerini gösteren bir örnekti benim için. Şimdiye kadar hem eğitim hayatımda hem profesyonel hayatımda binlerce senaryo okudum. Ama hiçbirinden bu kadar etkilenmedim. Yazdıkları senaryolar beni alt üst etti. İnanılmaz bir sonuç aldık. Tabii ki profesyonel değiller ama şuna inanıyorum ki profesyonele yakışır iş çıkaracaklar. Az zamanda büyük işler başardık gerçekten.
Birlikte çalışmayı, görsel düşünmeyi öğrendiler. İthaka'ya yolculuğu öğrendiler. "İthaka'nın sana bir şey vereceğini umma" der Kavafis, "o sana bu yolculuğu verdi". Önemli olan bu yolculuktu. Yapılan işin değerini öğrendiler. Değerini anlatamazsanız anlamlandıramazlar da. Bir şeye değer verirseniz o anlamlı olur. Biz o değeri paylaşabildik hepsiyle. Burada hep beraber hayatı değiştirdik gerçekten."
Haluk Arus:
"Katılımcılar çok istekli"
"Aslında çok doğru bir eğitimci kadrosu kuruldu burada. Katılımcılar da çok doğru insanlar. Ekip çalışmasını çok kısa süre içinde benimsediler. Başlarken herkeste bir hırs vardı. Bir yarışma havası hakimdi. Sonra zaman geçtikçe o hırs bir bilgi susuzluğuna dönüştü. Derslere ara verildiği zaman bile eğitmenlerin başından ayrılmıyorlardı. Öğrenmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Hatta bir katılımcı, "Keşke para ödülü yerine bu eğitimi bütün yıl boyunca sürdürmek gibi bir ödül verilse..." dedi. İnsanlar gerçekten güzel şeylerin değerini biliyorlar."