Bu sene beyazperdede ustaların filmleri yarıştı. Festivale katılan gazeteci ve eleştirmenler son yıllardaki en güçlü seçki olduğunu düşünüyordu. Altın Palmiye'yi kazanan Michael Haneke ise mutluydu: "Sinema alanındaki en iyi ödülü kazandım, o nedenle mutluyum..."
Festivalin ilk bombası Lars von Trier imzalı Antichrist oldu. Cinsel organ parçalanmaları, konuşan bir tilki ve bitmek bilmeyen kâbus atmosferi filmi zor bir deneyime dönüştürüyordu.
Saygı duyanlar az, nefret edenler hatta kınayanlar çok oldu. Yine de en iyi kadın oyuncu ödülü getirdi bu acayip film. Oyuncu ise açık ve netti:
"Trier için çalıştığım için gurur duyuyorum..."
En İyi Yönetmen ödülü kazanan Kinatay da içerdiği sert şiddet sahneleri nedeniyle çok konuşuldu.
Bahman Ghobadi imzalı No One Knows About Persian Cats isimli yeraltı belgeseli çok sevildi. Ken Loach'ın futbol filmi ise neşeli ve olgundu.
Festivalin en ilginç ve çarpıcı açıklaması ise Tarantino'dan geldi:
"Ben Amerikalı bir sinemacı değilim. Dünya gezegeni için filmler yaparım ve Cannes bunu sunduğum yerdir."