Güve, boş yere 20 yıl mahkum olduğu hapisten çıktıktan sonra kendini tamamen yabancı bir dünyada bulur. Hapse girdikten hemen sonra 1944'te Bulgaristan'da komünist rejim yönetimi ele geçirmiştir. Kendini komünist Sofya'nın sokaklarında bulan "Güve", bir gece içinde doktorlardan ajanlara, serserilere ve mezar kazıcılara kadar pek çok kişinin dahil olduğu olaylara bulaşacaktır.
Bulgar sinemacılar Zift öncesinde 70-80 civarında film noir ve neo noir izlediklerini açıklamışlar bir röportajda. Filmde sadece bu türün klasiklerine değil, çağdaş klasiklere de pek çok göndermeler mevcut. Tarantino filmleri ve hatta Dövüş Kulübü de Zift'in ilham kaynakları arasında. Etkileyici görüntü çalışması, stilize sahneleri ve durmak bilmeyen mizahı ile kült olmaya aday bir film. Rejim değişimi sonrası ortaya çıkan tablo ise bu filme acı acı güldüren, fantastik bir ortam yaratıyor. Beyazperde'nin tavsiyesi.