Bu aralar herkes Art By Chance Ultra Short Film Festivali’ni konuşuyor. Cuma gününe kadar 30 saniyelik filmler bekleyen festivali Hatice Çağlar ile konuştuk:
-Proje nasıl ortaya çıktı?
Bu projenin bir fikir babası var; Yener Özaydın bu ekranlarla bir şekilde alakalı bir iş yaparken içerik eksiğini fark edip buraya en uygun olacak şeyin herkese ulaşabilecek bir festival olduğunu hissediyor. Bu filmler için öncelikle ekran networklerini bulmak gerekiyordu.
Dünyada belli ülkelerde metrolarda, alışverişi merkezleri, trenlerdeki ekranların sahibi networklerle bağlantıya geçildi. Türkiye'de ise bu ekranların sahibi, gösterim sponsorumuz Next Generation Media'nın vizyonu ve desteğiyle bu iş hayata geçti.
-Filmlerin süresini ve diğer özelliklerini nasıl belirlediniz?
Biz en başta bir festival yapalım da filmler bu ekranlarda da yayınlansın fikriyle yola çıkmadık. Biz tam da bu ekranlar için, metropol hayatının içinde, bu kadar uygun bir konumda bulunan bu alanlar için bir festival üretmeye çalıştık. Dolayısıyla şehir içinde hareket halinde hızlı bir hayat yaşayan modern insanın algısını yakalayabilecek, tesadüfi olarak insanlara ulaşabilecek özelliklere sahip bir festival olacaktı bu. Filmlerin süresi (30 sn), dahil diğer tüm özellikleri bu kriterler doğrultusunda oluştu.
-Gösterim mecranız çok ilginç. Belki de ilk defa kısa film kentin farklı köşelerine gidiyor. Ne tür filmler bekliyorsunuz?
Evet, fimler ilk defa herkesin eşit ulaşabileceği mesafede herkes için sinema salonlarından sokaklara taşıyor. Bu başlı başına oldukça heyecan verici. Her tür film bekliyoruz açıkcası, almaya da başladık. 30 snlik üretimler animasyon ve video art gibi türlere daha uygun gibi gözükse de gelen filmler arasında derdini o sürede anlatmayı becermiş kurmacalar da var. Bakalım görsellik mi öne çıkacak mesaj mı hep birlikte göreceğiz.
-Bu projenin kent yaşamına nasıl bir katkısı olabilir?
Kent yaşamını aniden ve kendiliğinden renklendirecek bu festival. Sabah metro beklerken insanların hiç hesapta yokken film izlemesini sağlayacak. Üstelik bu tesadüfilik bir festivale gitmeyi aklından geçirmemiş kişileri bile çarpabilecek. Herkes için sanat fikrinin şehirde insanları bir birlik duygusuna ittiğini düşünüyorum. Çünkü bu ekranlar herkese eşit mesafede, güzellikleri de burada. Bu festival Street Art hareketinin film ayağı olarak nitelendirilebilir.
-Şu anda proje halka açık en geniş sanatsal etkinlik olarak anılıyor. İlk yılında bu kadar yayılmasının sebebini neye bağlıyorsunuz?
ART BY CHANCE adı üstünde tesadüdifilikle şehir insanının sanatla buluşmasını sağlıyor. Bunu şu anda 11 ülke 59 şehirde yapıyor. Mayıs ayında dünyanın dört bir köşesi kısa filmlerle dolacak. Hızla yayılmasına gelecek olursak; oldukça yenilikçi bir fikir ve herkesi bir şekilde kucaklayan bir film etkinliği olduğu için sanırım dünyada bu kadar kısa sürede yayıldı.
-Yeni fikirler, projeler var mı?
ANBEAN bir dijital festival platformu, ilk festival ART BY CHANCE idi. Sırada aynı alanlarda gösterilecek iki festival daha var; SOCIAL STREAM Sosyal Sorumluluk Filmleri Festivali ve ONE MINUTE WORLD TOUR Turizm Filmleri Festivali