İstanbul'un popüler bir bölgesinde oteli bulunan Ashu, özel konukları için son hazırlıkları yapmaktadır. Birbirinden tamamen farklı karakterde olan konukları otele yavaş yavaş giriş yapmaya başlarken her şey yolunda gibidir. Ancak Ashu'nun onlar için bambaşka bir planı vardır: bilge görünümlü gizemli bir adam olan Aziz Sodom aracılığıyla misafirlerini hayatta seçimleriyle yüzleştirir ve onların gizli yaşamlarını gün yüzüne çıkarır...
Aynı otelde bir araya gelen farklı milletlerden insanların yalanlar ve yüzleşmeler etrafında birleşen hikâyesini anlatan Reflection filmini, yönetmeni İlker Savaşkurt ile konuştuk.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
1987’de Bayrampaşa, İstanbul'da göçmen mahallesinde doğdum. Bayrampaşa cezaevine üç sokak ötede büyümek kapalı alanlar ve kurallara olan ilgimi, o hikayelere olan iştahımı perçinledi. Ortaokulda Bakırköy'e taşınmamızla birlikte müzikle tanıştım. Uzun süre müzikle ilgilendim. Özellikle metal gruplarında basgitar çaldım ve vokallik yaptım. Üniversiteyi terk edip, Florida'dan gelen bir müzik teklifini kabul ettim. Dört yıl kadar Teksas'ta yaşadıktan sonra ülkeme geri döndüm. Bir süre sonra kendimi sinemada daha iyi ifade edebileceğimi düşündüğüm için okula devam etmeye karar verdim. 2009 yılından beri sadece sinema, yönetmenlik ve kurgu ile ilgileniyorum.
Filmin çıkış öyküsünden biraz bahseder misiniz? Reflection (Akis) nasıl doğdu?
Akis normalde Mehmet Kala'nın, 2010 yılında Emek Sahnesi’nde sanat yönetmeniyken yazdığı bir tiyatro metniydi. Daha Damat Koğuşu’nu bile çekmemiştik. Akis'in hikayesi ve karakterlerini çok beğenmiştim. Edebi yönüyle, anlatımıyla, hikâyesiyle çok hoşuma gidiyordu. Daha o sıralar Mehmet'e, “Ben bunu film olarak çekmek istiyorum” diyordum.
O sıralar Sürgün Türküleri: Yılmaz Güney vardı gündemimizde, onu çektik ve ardırdan Damat Koğuşu’nu çektik. Bu süreçler ortalama 6 yıl kadar sürdü elbette. Damat Koğuşu vizyona girdiğinde başka bir yere taşınmıştım ve bomboş bir evde duruyordum. Şu ana kadar yaptığımız ve ilgilendiğimiz işlerin hep sosyal gerçekçi bir noktada durduğunu fark ettim. Evet, muhalif kişiliğimiz var ama başka tarzları da seviyoruz diye düşündüm. Mehmet’le paylaştım Akis’i film yapma fikrimi. Mehmet'in yazdığı hikayede Sodom, Raven ve Shadow vardı ve tek bir otel odasında geçiyordu. Resepsiyonist Ashu gibi ve otelin diğer misafirleri gibi karakterleri düşündüm o ara. Onları geliştirdim. Mehmet de çok hızlı bir şekilde senaryolaştırdı.