Usta oyuncu Alp Öyken, sanat hayatındaki 60'ıncı yılını, 35. Ankara Film Festivali "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüyle kutladı. Büyük Kuşatma filmindeki dinamik performansıyla gençlere taş çıkartan başarılı oyuncu günümüz dizilerine dair de önemli bir tespitte bulundu. “Kötü dizilerin gençler için uyuşturucudan farkı yok, ikisi de felakete yol açıyor” dedi.
Gizem Ertürk'ün röportajı;
Sinan Kesova imzalı Büyük Kuşatma filmini Ayvalık Film Festivali’nde izlediğim günden beri Alp Öyken’in performansını unutamıyorum. İlerleyen yaşına rağmen perdeden taşan enerjisi, işine olan tutkusu, karakterine olan inancı beni büyülemişti. Ardından ziyaret ettiğim festivallerde de ödül almasını büyük bir heyecanla bekledim. Güzel haber, yılın son festivali olan Ankara’dan geldi. 35. Ankara Film Festivali’nden gelen ödülü alırken Öyken; Ömrümün son baharında bana bu ödülü layık görenlere teşekkür ediyorum, dedi. En büyük teşekkürü de gür bir sesle Mustafa Kemal Atatürk’e etti. Tören sonrası kendisini tebrik edip duygularını sorduğumda ise “Hak yerini buldu” dedi tatlı bir ses tonuyla. Aynı fikirdeyim. İnanması zor olsa da 'Susam Sokağı'nın Tahsin ustası sinemada ilk başrolünü ve ilk ödülünü 81 yaşında Büyük Kuşatma ile aldı.
Gizem Ertürk: Sev dünyayı açılır her kapı, işte Susam Sokağı diye başlamak istiyorum…
Alp Öyken: Ben çocuk oyunlarından, aileye yönelik işlerden hiç kaçınmazdım. Bu tarz işlerin topluma doğrudan katkısı olduğunu düşünüyorum. O yüzden Susam Sokağı’ndaki Tahsin Usta rolü benim için çok önemlidir.
Büyük Kuşatma’da oynamaya sizi ikna eden en önemli şey ne oldu?
Yine aile ilişkilerini konu alması derim. Filmin ana konusu aile ilişkilerini içerdiği için kabul ettim. Evrensel bir konu olduğu için de senaryoyu çok sevdim.
Sizce bir performansın başarılı olması için olmazsa olmaz faktör nedir?
Senaryo elbette çok önemli. Ancak o senaryonun duygusunu seyirciye geçiremezseniz iyi senaryonun da bir anlamı kalmaz. Bunun formülü de ezberdir. Ezberlerseniz sözcükler sizin olur. Doğal olur. Kimse de bu adam rol kesiyor diyemez.
Genç bir ekiple çalıştınız… Nasıl bir deneyimdi?
Onlardan gençlik enerjisi aldım. Belki onlar da benden almışlardır. (gülerek) Rejisörüm çok acımasızdı. (yine gülüyor) Kadro gerçekten çok gençti. Benim torunum ile yönetmen aynı yaşta. Gerisini siz düşünün. Gençlerle çalışınca, genç kalıyorsunuz.
Kariyeriniz boyunca birçok dizide de rol aldınız. Günümüz dizileri ile bir kıyaslama yapmanızı istesem, neler söylersiniz?
Kıyaslanmaz bile… Tabancalar çoğaldı. Kan çoğaldı. Arada güzel diziler var hakkını yemeyim ancak büyük bir çoğunluğu böyle. Neredeyiz biz savaşta mıyız? Neden sürekli herkes birbirini vuruyor, öldürüyor? İğrenç bir şey. Ayıptır illa para kazanacağım diye tutsun diye böyle işler yapılmaz. Reyting diye tutturmuşlar. Gençler bunları seyrediyor. Gençler için uyuşturucular nasıl felaketse böyle diziler de felaket getiriyor topluma…
Sizi bu yıl Hakan Algül imzalı Tur Rehberi filminde nasıl bir rolde izleyeceğiz?
Çok eğlenceli bir film. Aralarında benim de olduğum bir sürü moruk bir araya doluşup ölmeye gidiyor. Kendilerine bir de dedektif tutmuşlar. Beni şuraya geldiğimde yok edeceksin demişler. Birisi şeker hastası mesela. Şeker komasına girmeyi seçiyor. Bense havalara uçuyorum. Hazerfan Çelebi’yi oynuyorum. Pilotmuş çünkü adam havada ölmek istiyor. Aslında bir yanıyla da Büyük Kuşatma’daki Macit’e benziyor. Zamanında yaptığı yanlışlarla Macit bey gibi kendisini komik duruma düşürüyor. Ben çok sevdim. Küçük bir rol ama rolün küçüğü büyüğü olmaz cinsinden bir senaryo. Küçük karakter yok ayrı karakterler var biri olmasa çok eksik olurdu.