Aksanlı Sinema Kavramı
Gelelim bütün bunları anlatma sebebime… Naficy’nin kazandırdığı aksanlı sinema kavramı, Fatih Akın filmlerine gerçekten iyi oturuyor. Aksanlı sinema kavramında, bir iç içe geçme söz konusu. Herhangi bir yerli olmak değil, ikisinin karışımı ya da iki farklı yerden ortaya çıkan yeni bir şey olmak denebilir buna. Fatih Akın, göçmenlik meselesini ve muhtemelen yine kendi deneyimlerini filmlerine yedirirken yalnızca Almanya’da yaşayan Türkler üzerinden ilerlemiyor. Özellikle -muhtemelen bize benzerlikleriyle de sık sık karşılaştığı- Yunanlar, İtalyanlar, Sırplar filmlerinde yer alan göçmen karakterler arasında. Ancak hiçbir zaman filmin ana teması göçmen olmak değil. Göçmenlik doğal bir durum, alışılmış bir yaşam şekli, kültür olarak filmin içinde akıyor ancak nihayetinde insan olmaya ilişkin bir konu anlatılıyor. Kısa ve Acısız filmi bu duruma iyi bir örnek; esasında bir gangster hikayesi anlatan filmde, bir grup göçmen arkadaşın sevgi dolu hikayesini de izliyoruz. Karakterlerden biri Türk, biri Yunan, biri Sırp. Fatih Akın filmlerini kendine özgü yapan ve seyirciyi kapsayan tarafının da karakterlerin insan olma çabasını ön plana çıkarması olduğunu düşünüyorum.
Aksanlı sinema kavramına dönecek olursak; doğal olarak yersiz-yurtsuzluk da barından bu kavram, karakterlerin aksanlı konuşmasını değil, ortaya çıkan yeni kültürü ifade ediyor. Ancak Fatih Akın’ın karakterleri genel olarak aksanlı da konuşur. Daha yaşlı karakterler Almancayı, genç karakterler Türkçeyi aksanlı konuşur hatta. Bu da II. nesil göçmen olan Fatih Akın’ın hem kendi pozisyonuna hem de göçmenliğe ilişkin gerçekçi gözlemlerine dayanıyor. Bir röportajında bu konuyla ilgili oldukça net bir değerlendirme de yapıyor:
Yaptığım filmlerde göçmenlik durumu sadece bir fon. Yalnızca bunun olduğu filmler de yapıldı, örneğin '40 m2 Almanya'. Ancak o, benden önceki dönem. Hâlâ acı hikayeler var ama ben kişisel yaşamımdan şeyler vermeyi tercih ettim.
Bu birkaç cümle, yukarıda anlatmaya çalıştığım şeyleri açıklar nitelikte aslında. Fatih Akın filmlerini incelerken kimlik, melez, eve dönüş, yol, suç, öfke, nostalji gibi kavram ve kelimeler etrafından ilerlemek mümkün. Ancak bunların hepsini ele almak ciddi bir makale demek ki bunu da Neslihan Kültür yapmış. Kültür’ün Maltepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi’nde yayımlanmış Aksanlı Sinema ve Fatih Akın makalesine bakabilirsiniz. Ben bu yazıda Akın’ın filmlerine kısa bir bakış sunarak yorum yapmaya devam edeceğim.