Filmde Serhat Teoman gazeteci Anıl'ı, Tuvana Türkay ise tüm gizemlerin merkezinde bulunan Esin'i canlandırıyor. Esin'in eşi olarak tanıdığımız Çetin karakterinde Saygın Soysal'ı, jandarma komutanı Hakan rolünde Burak Sarımola'yı izliyoruz. Komedi rolleriyle hafızalara kazınan Asuman Dabak ise bu kez ezber bozan bir karakter ile karşımıza çıkıyor...
“Karanlıktan Kaçış” projesine nasıl dahil oldunuz? Hikaye ve canlandırdığınız karakter açısından sizi bu filmin bir parçası olmaya çeken noktalar nelerdi?
Tuvana Türkay: Senaryoyu okudum. Bir psikolojik gerilim. Çok Beğendim. Yazım dili kusursuza yakındı. Daha önce çok vakıf olmadığım bir hastalık içerdiği için gerçekliğini kendi karakterim adına epey araştırdım. Ve çok derin, benim için oynaması çok keyifli bir o kadar da zor, renkli bir yolculuğa sahip olabilecek bu karakteri kabul ettim. Uyandığı her sabah bomboş bir hafıza ile hayata devam etmek zorunda olan bir karakter. Bir kaza sonucu ortaya çıkan hastalığa bağlı oluşan bir serüvendi. Karakterim tertemiz bir sayfaydı ve ona senaryo dışına çıkmadan istediğimi yazabilirdim. Bunun özgürlüğü bir oyuncu için çok caziptir. Castımız çok başarılı isimleri bir araya getirdi. Bu da işin bir parçası olmamda etkendir.
Serhat Teoman: Senaryoyu okuduktan sonra işin dilini, tarzını ve farklı anlatım şeklini çok sevdim. Ardından yönetmenimizle buluşup filmi ve beni düşündükleri karakteri kendisinden dinlemek istedim. Kafasında yarattığı dünyaya inandım ve böylelikle projeye dahil oldum.
Saygın Soysal: Menajerimden senaryo gelince gerilim türündeki bu hikaye ilgimi çekti, sinemamızda çok da örneği olmayan farklı bir hikaye anlatıyordu. Sonrasında yönetmenimiz ve ekiple tanışıp iyi anlaşınca da projenin içinde yer almaya karar verdim.
Burak Sarımola: Tıpkı diğer projelerde olduğu gibi tabii ki kast aşamasında yönetmenimizin benim role uygun olduğumu düşünmesiyle oldu. Daha sonrasında bana senaryo geldi. Senaryoyu okudum. Okuduğum anda zaten filmin içeriği, bir kere cesur bir tarzı olması filmin… Psikolojik gerilim diyorum ama hani içinde birçok öğeyi barındırıyor. Oynadığım karakter ve filmin içinin dolu olması, önermesinin olması beni filmin bir parçası yaptı.
Asuman Dabak: Cazip olan en başında Sığacık’ta çekiliyor olmasıydı çünkü ben deniz ve doğa aşığıyım. Menajerim Tümay Özokur senaryoyu yolladığında konuk oyuncu olarak benimle çalışmak istediklerini söyledi. Rolün az ya da çok olması değil içime sinmesi önemlidir benim için ve bu karakter ile daha önce tanışmamış olduğumdan projenin parçası olmayı kabul ettim.
Sizi görmeye çok da alışık olmadığımız bir karakterle izliyoruz bu filmde. Nasıl yaklaştınız bu karaktere?
Asuman Dabak: Bu zamana dek Tatlı Hayat projesindeki canlandırdığım Menekşe’nin başarısı sektörün beni komedi oyuncusu olarak algılamasına sebep oldu ve hep bu tarz roller geldi. Oysa büyük bir yanılgıydı, ben komediyi her daim zevkle oynadım o ayrı ama Tatlı Hayat dizisi başlayana kadar hep dram oynamıştım. Bu algıyı kıracağım her role de sıcak baktım ki Hudutsuz Sevda ile de sanıyorum artık sadece komedi oynayabilen bir oyuncu olmadığımı da gösterme şansını yakaladım.