Hesabım
    Eylem Kaftan "Bir Gün, 365 Saat" Filmini Beyazperde'ye Anlattı: "Hayatımda Yaptığım En Zor Filmdi"

    Yönetmen Eylem Kaftan ile Adana Altın Koza Film Festivali'nde yarışan filmi "Bir Gün, 365 Saat"i konuştuk...

    Sürekli bir psikolog desteğiyle ilerlediğinizi ve küçük bir ekiple çalıştığınızı belirttiniz. Ekibin küçük olması da Reyhan, Leyla ve Asya’nın rahat etmesini sağlamak için miydi? Çekimleri planlarken ne gibi detaylar gözetildi?

    Biz zaten kızlarla çok vakit geçirip konuşmuştuk her şeyi detaylı bir şekilde. Görüntü yönetmenimiz Florent Herry ile birlikte de tasarımı üstüne çok düşündük. Mizansenleri konuştuk, mekanlara baktık. Onun dışında doğaçlamayla gitti. Ama zaten çok konuştuğumuz için, dediğin gibi, hepimizin kolektif olarak yarattığı o dünyanın içinde geziniyorduk. Bir çerçeve belirlemiştik, ondan sonra herkes ne yapacağını çok iyi biliyordu. Yani işte o küçük kızların olduğu sahnede kızların yüzünü göstermemek gibi tercihlerde bulunuldu ama zaten küçük bir ekipti, filmin bütçesi de çok yüksek değildi. Ama tabi küçük ekip olması, hayatında hiç kamera karşısına geçmemiş insanlar için rahatlatıcı oldu. Ekiple de zaten karakterler buluştular konuştular, herkes çok saygılıydı.

    Film fikrini onlara ilettiğinizde nasıl bir tepkiyle karşılaştınız?

    En başından zaten öyle yaklaştık. Reyhan, en başından beri “Çok iyi fikir” dedi, başka kızlara da ilham olacaksa onları motive edecekse çok güzel, dediler. Hatta Reyhan bir noktada şunu söyledi, beni çok duygulandırmıştı bu. Filmin çekimleri çok iyi geçti onlara ve hepimize çok iyi geldi. O da filmi çekerken “Ben bütün bu acıları bu filmde yer almak için yaşamışım meğer”dedi. Çünkü insan çok tuhaf, başına kötü şeyler geldiği zaman genellikle “Bu niye benim başıma geldi?” gibi bir soru soruyor ve bunu anlamlandıramıyor. Reyhan bunu, bu film üzerinden anlamlandırdı, “Bir gün bu filmin bir parçası olmak için ben bunları yaşamışım” dedi, bu çok etkilemişti mesela beni. Filme çok inandı yani, çok inandılar…

    Leyla da söyleşide filmin kendi terapi sürecine çok büyük bir katkısı olduğunu ve birçok şeyle de bu film sayesinde yüzleştiğini belirtmişti aslında. Bu noktada şunu da eklemek istiyorum, filmin başında “Karakterler gerçektir, isimleri değiştirilmiştir” ifadesi yer almasına rağmen, izleyiciler arasında başlangıçta, bu izlediğimiz kişiler oyuncu mu yani karakterler ve hikayeler gerçek ama başkaları mı onları canlandırıyor gibi bir kafa karışıklığı yaşandığına tanık oldum…

    Ben özellikle oyuncu zannetmesin insanlar, onların gerçek hikayesi olduğunu anlasınlar diye yazdım ama bir kafa karışıklığı oldu. Çünkü bir şekilde bu kadar zor bir konunun bu kadar cesurca anlatılmasına insanlar inanamadılar. Sadece Türkiye’de değil, yurt dışında da aynı tepki oldu. Ama yani aslında o yazı aslında çok açıkça söylüyor, sadece isimleri değiştirildi…

    facebook Tweet
    Öneriler
    Back to Top