11 Eylül 1973'te Şilili komutan Augusto Pinochet bir darbe düzenledi ve Başkan Salvador Allende'nin yönetimini ele geçirdi. Yaklaşık 50 yıl sonra, rejimi sona eren ve aslında ölümsüz bir vampir olan Pinochet, ölü taklidi yaparak kırsal bölgeye kaçtı.
Tarihi gerçeklikler tabii ki böyle değil, ancak Şilili yönetmen Pablo Larraín'in gotik yergisi “El Conde” (“Kont”) Pinochet diktatörlüğünü gotik bir hiciv ile ele alarak, bu yılların devam eden toplumsal travmasına fantastik bir açıdan yaklaşıyor. Sessiz dönem korku filmlerinin ve kara mizahın siyah-beyaz bir karışımı olan film, Pinochet yıllarıyle yüzleşmek için, onu ülkesindeki hayatı tüketen gerçek bir kan emiciye dönüştürüyor.
Bu ayın sonlarında Venedik Film Festivali'nde prömiyeri yapılacak olan Netflix yapımı "El Conde" kışkırtıcı bir bakış açısıyla yarışma seçkisinin en merak uyandıran filmlerinden biri. Festivalin gözde yönetmenlerinden biri olan Larrain daha önce "Jackie", "Ema", "Spencer" filmleriyle de Altın Aslan için yarışmıştı.
Pinochet döneminin kapsamı o kadar geniş ki, Netflix yöneticileri uzun metrajı önermeden önce “El Conde” aslında bir mini dizi olarak tasavvur edilmişti. IndieWire ile gerçekleştirdiği bir video röportajında Larráin Pinochet hakkında "Toplumumuz üzerinde böylesine bir etkiye sahip olan ezici bir figür," dedi, "Ülkemizi bir şekilde parçalayan korku, trajedi ve şiddet unsurlarını tanıttı."
Filmde Pinochet'yi efsanevi Şilili aktör Jaime Vadell oynuyor. Larraín'in uzun süreli çalışma arkadaşı Guillermo Calderón ile birlikte yazdığı senaryo, Pinochet'yi yaklaşık 250 yıl önce doğmuş ve hayatına Fransız Devrimi'ne karşı savaşarak başlayan bir yaratık olarak hayal ediyor ve sonrasında otokratik özlemlerinin tamamen gerçekleştirilebileceği Şili'ye ayak basana kadar bir dizi devrimle savaşmasını anlatıyor.
"El Conde" Venedik prömiyerinin ardından 15 Eylül'de Netflix'te yayınlancak.