1630'ların New England'ında geçen The Witch, büyücülük, kara büyü ve ele geçirme gibi karanlık güçler tarafından beklenmedik bir şekilde parçalanan altı kişilik bir aileyi anlatıyor. Robert Eggers'ın ürkütücü sinematografisi ve pek çok tuhaf imgesiyle dikkat çeken ilk uzun metrajlı filmi, cadılık unsurlarını fanatik dinsel inançla birleştiriyor.
1600'lerin Püriten Amerika'sını analiz eden film, Thomasin'in Püriten kültürü içindeki mücadelelerine ve boyun eğdirilmesine odaklanırken kadınların güçlenmesi temalarını ustaca ele alıyor. Jordan Peele, Forbes ile yaptığı bir söyleşide, Eggers'ın filminden gerçekten keyif aldığını açıkladı ve filmin "çok yüksek bir tarza sahip olduğunu ve bizi gerçek hayattaki gerçek bir cadıyla tanıştırmanın ciddiyetini taşıdığını" sözlerine ekledi.