Usta yönetmen Martin Scorsese, son filmi "The Irishman"in ardından bu yıl "The Killers of the Flower Moon" filmiyle geri dönüyor. 200 milyon dolar bütçeli filmin senaryosunu, Scorsese ve Eric Roth birlikte kaleme aldı. Film, David Grann'in Osage Nation üyelerinin seri cinayetlerini konu alan çok satan kitabından uyarlandı.
1920'lerde, yavaş yavaş küçültülen topraklarında petrol bulunan Amerikan yerlileri, kısa sürede ekonomik refaha kavuştu. Ancak bir süre sonra birileri Osage Nation üyelerini birer birer öldürmeye başladı. Birçok özel dedektifin çözmeye çalıştığı bu vakaların nereye kadar gittiğini ortaya çıkarmak, o dönemde yeni kurulan FBI’ın sorumluluğuna düştü. FBI yöneticisi J. Edgar Hoover’ın eski Teksas Korucusu Tom White’tan yardımını istediği soruşturma hem Amerika’nın en tartışmalı devlet kurumunun ülkedeki yerini sağlamlaştıracak hem de soğukkanlılıkla yürütülen kanlı bir komployu ortaya çıkaracaktı...
Gerçek hayattaki Osage Nation üyelerinin işbirliğiyle Oklahoma'da çekilen filmde Leonardo DiCaprio, Robert De Niro, Jesse Plemons, Brendan Fraser, John Lithgow ve “Certain Women” çıkışlı Lily Gladstone başrolde.
Martin Scorsese İmzalı "Killers of the Flower Moon"un İlk Gösterimi YapıldıGladstone, Sundance'ta Variety ile bir röportaj gerçekleştirdi ve Scorsese'nin film planlarının nasıl değiştiğinden bahsetti. Oyuncuya göre, yönetmen filminde topluluğu doğru bir şekilde yansıtmak istiyordu ve bu nedenle süreç boyunca orijinal planlarından farklı bir yere doğru ilerlemek durumunda kaldı. Soruşturmanın merkezindeki kadına hayat veren Gladstone şunları söylüyor:
"Dış dünyanın filmi bilgilendirmesine izin verdiğinizde film daha iyi olur. Prodüksiyonun Osage Nation topluluğuyla bu kadar ilgilenmesi çok ferahlatıcıydı. Varlığımıza ısındıkça, filme daha fazla dahil oldular. Topluluğun, nasıl yapıldığı ve neyin tasvir edildiği konusunda söylemek zorunda olduğu şeyler nedeniyle, bu film Scorsese'nin yapmak için başladığı filmden neredeyse tamamen farklı bir film oldu."