Hesabım
    İnceleme: Yeşilçam'da Bir Küçük Hollywood

    BluTv'nin iddialı dönem dizisi Yeşilçam'a ilk bakış..

    Çağan Irmak yönetmenliğindeki, Blutv'nin iddialı dönem dizisi Yeşilçam'ın ilk iki bölümü geçen haftalarda, takip eden iki bölüm ise dün akşam itibarıyla yayınlandı. 60'lı yılların Yeşilçam'ında sinema tutkunu bir prodüktör olan Semih Ateş'in (Çağatay Ulusoy) hikayesine odaklanan dizi, zamanında Kırlangıç Mevsimi isimli oldukça iş yapan bir filme imza atan, ardından eşini de işini de kaybeden, ancak sinemaya olan tutkusunu asla kaybetmeyen genç bir adam olan Semih Ateş'in Büyük Ateş Film isminde başka bir yapım şirketi kurarak, hayallerine sıfırdan başlamasını konu ediyor. Kendisinin safında yer alanlar olduğu gibi, elbette Yeşilçam'ın olmazsa olmazı kötü adamları da izlediğimiz Yeşilçam, ilk iki bölüm itibarıyla hikayesiyle olmasa da, senaryosuyla biraz zayıf görünüyordu. Ancak bu hafta yayınlanan 3. ve 4. bölümler politik meselelerin sadece bir fon olmayacağını gösterirken, özellikle sansür problemine parmak basmasıyla daha umut verici bir hal aldı. Zaten BluTv diziye hali hazırda 2. sezon onayını vermiş ve yeni sezonun çekimleri de başlamış durumda.

    Çağan Irmak'ın kendi yazdığı işleri çekmeyi seven ve dolayısıyla tümü ile kendine ait olan işlerde daha başarılı yapımlar ortaya çıkaran ve dönem işini çok seven bir yönetmen olduğunu biliyoruz. Ancak bu kez Yeşilçam'da Volkan Sümbül ve Levent Cantek'in kaleminden çıkan bir hikayeyi filme aktarıyor ve bu durum kendisini hemen belli ediyor. 

    Çağatay Ulusoy'un başrolde yer aldığı dizinin oyuncu kadrosu ilk bakışta güçlü isimlerden oluşuyor gibi görünse de, Yeşilçam dokusuyla çok da uyuşmamış olduğu daha ilk bölümde kendini belli ediyor. Ancak bu uyuşmazlık Çağatay Ulusoy, Yetkin DikincilerAltan Erkekli ve Özgür Çevik için geçerli değil. Özellikle Ulusoy'un bu role oldukça yakıştığını, Çevik'in de rolünün hakkını sonuna kadar verdiğini düşünüyorum. Kadın başroller ise maalesef bir Yeşilçam filminden çıkmış gibi değiller, dört yapraklı yoncanın herhangi birini Afra Saraçoğlu'nda ya da Selin Şekerci'de görmek pek mümkün değil. Özellikle cast seçimi konusunda oldukça başarlı olduğunu düşündüğüm Çağan Irmak, ilk hayal kırıklığını işte burada yaratıyor. Yine de Nilüfer Açıkalın ve Güngör Bayrak gibi isimleri görmek ise beni mutlu etti.

    Kocaeli İzmit’te Sekapark’ta bulunan platoda çekimleri gerçekleşen dizinin arkasında, başarılı bir teknik ekip olmasına rağmen, maalesef iş kendimizi gerçekten Beyoğlu'nda hissetmeye gelince tökezliyor. Çünkü yaratılan dünya adeta bir küçük Hollywood. Gerçi döneme atıfta bulunarak, dizi de bu benzetmeyi sıklıkla kullanıyor ancak yine de Yeşilçam'ın Yeşilçam olduğu zamanı gerçekten gören gözleri, bu Beyoğlu'na ikna etmek zor olsa gerek. Ancak iş Ayhan Işık, Atıf Yılmaz, Ertem Eğilmez gibi gerçek karakterleri görmeye gelince, bir gözlerimiz parlamıyor değil.

    Yazının başında da belirttiğim gibi, dizinin 3. ve 4. bölümleri yeni karakterlerin de varlığıyla açılırken, Semih'in çocukluğuna da inerek karakter derinliğini yaratıyor. Belki tam bir Çağan Irmak tadı almak mümkün değil ama sinema tutkusu olan hemen herkesi yakalayacak bir köşesi var Yeşilçam'ın. Hem kimbilir belli mi olur, belki; "bir film yaparlar, hastalar iyileşir".

    facebook Tweet
    Benzer Haberler
    Öneriler
    Back to Top