TRT TV Filmleri projesinin filmlerinden üçüncüsü olarak ekranlara gelecek olan Son Takla, Trabzon merkezli bir öyküyü seyirciyle buluşturuyor. Proje kapsamında seçilen Kerem Oğuz Evrandır’ın senaryosunu filme döken isimse Volkan Özgümüş.
Filmin türü dram olarak adlandırılsa da aslında sporun merkezine oturduğu bir yapım var karşımızda. 19 Mayıs Perşembe günü seyircilerle buluşmasının bir nedeni de bu olsa gerek.
Osman Sonant’ın titizlikle canlandırdığı Cemil karakteri, yıllar önce takımı ve şehri Trabazon’dan İstanbul’a transfer olmuş bir futbolcudur. Ona futbol aşkını aşılayan ise kendisi de hem futbol oyuncusu hem de antrenör olan babasıdır. Cemil kariyeri için önüne çıkan adımları atmış Beşiktaş’a transfer olmuştur. Ama geride kendisini bekleyen gözü yaşlı bir nişanlıyı, biricik Zeynep’ini ve de ihanete uğradığını düşünen yöre halkını bırakmıştır. Zira Beşiktaş’ın Trabzon ile karşılaştığı bir maçta forma giyen Cemil’in gol sevincini, Trabzonsporlular sindirememiştir. Uzun yıllar sonra gelen bir telefon, Cemil’i yollara, baba ocağına geri döndürür; ama karşısında kaçmadan yüzleşmesi gereken ‘miraslar’ vardır…
Futbolun Türk halkı üzerindeki ağırlığı yadsınamaz; özellikle Karadeniz’de yöre halkı Trabzonspor takımına namusu gibi sahip çıkar. Senaryonun omurgası en çok bu sahiplenmenin üzerinden ilerleyerek, Cemil’in baba ocağında geride bıraktıklarıyla yüzleşmesine odaklanıyor. Cemil önce kendisini affetmeyi öğreniyor; sonrasındaysa kendisini affettirmeyi. Bir karakter değişimi ve dönüşümüne izin veren yapısı var filmin. Bunun yanı sıra, günlük dile oldukça uygun yazılan diyaloglar, genç futbol oyuncularının rutinleri, Zeynep’in abisi Saffet karakterinin filmdeki inatçı ve tezat duruşu gibi unsurlar dramatik yapıyı da besliyor. Filmin tüm bu unsurları bir araya geldiğinde birlik olmayı ve aile sıcaklığını vurgulayan bir bütün oluşturuyor.
Başrol Sonant’ın yanı sıra usta oyuncu Ruhi Sarı’nın Saffet rolünde, Başak Daşman’ın da Zeynep karakterinde yerli yerinde oyunculuklar ortaya koyduğunu da ekleyelim. Film boyunca seyrine doyulmayan Karadeniz coğrafyasının güzelliği ise bambaşka; özellikle Çiftepınarlar takımının antrenman sahnelerini ve yolculuklarını seyrederken dahi insanın içi ferahlıyor. Filmin genel dokusu ve rengi, atmosfer oluşturma, mekân kullanımı gibi teknik detayları ise iyi çalışılmış bir ekip tarafından kotarılmış.
İnsanın içinde yaşadığı vicdan azabı, kaçış, öfke, intikam gibi yıkıcı duyguların spor ve futbol sevgisi ile ehlileştirilebileceğini, çözüme ulaşabileceğini gösteren Son Takla, gençlere inandığınız yoldan geri dönmeyin mesajını da aşılıyor. Dramatik unsurlarla birleşmiş centilmen bir spor filmi olarak tam da 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nda gösteriliyor olması daha da büyük anlam taşıyor.