Geçtiğimiz pazar akşamı yaptığı finali ile, 26 bölüm önce sorduğu "Rosie Larsen'ı Kim Öldürdü?" sorusunu nihayet cevaplayan The Killing, gergin bekleyişi sona erdirdi. Orijinali Danimarka yapımı Forbrydelsen isimli diziden uyarlanan The Killing, sıradan bir suç dramasından çok daha fazlasını vaadediyor ki, vaatlerinin hemen hepsini yerine getirerek, başarılı bir final yaptı. Yazının devamı katilin kim olduğu ile ilgili olacağından, finali izlemeyenlerin okumaya devam etmemesini öneriyoruz.
Sürprizbozan
Her bir bölümü bir gün olarak ilerleyen The Killing'de, Rosie Larsen'ın cesedinin bulunmasının üzerinden 26 gün geçtikten sonra aydınlığa kavuşan cinayetin sorumlusunun tek bir kişi olmadığını, son hamleyi yapan Rosie'nin teyzesi Terry olsa da, Rosie'nin kanının herkesin eline biraz bulaştığını gördük. Her şey Ricmond'ın seçimleri kazanması adına yapılırken, Jamie ile başlayan halka, Michael Ames ve onunla kaçıp yeni bir hayata başlama hayalleri kuran Terry ile son buldu. Aslında o arabayı herkes biraz itti. Biz bir katil ararken; birçok kanlı el ile tanıştık ve ne kadar masum görünse de Richmond da onlardan biri..
Dizinin sonunda Holder ve Linden arasında geçen iki satırlık diyalog, aslında iki koca sezonu özetlemeye yetiyor..
Holder: Kötü adamı yakaladık.
Linden: Kimmiş o?
Dizinin bir başka dava ile önümüzdeki sezon devam edip etmeyeceğini bilmiyoruz ama, bize sorarsanız burada kalsın, Linden o arabadan inerken cinayet masasını da bırakmış olsun isteriz..