Netflix'te yayınlanan "DAHMER - Canavar: Jeffrey Dahmer’ın Hikâyesi" izlenme rekorları kırarak platformun şimdiye kadarki en başarılı dizilerinden biri oldu. Ryan Murphy tarafından yaratılan dizi, 1978 - 1991 yılları arasında 17 çocuk ve erkeği öldürdüğü bilinen seri katil Jeffrey Dahmer'ın vakasına dayanıyor.
Popülaritesi günden güne artan dizi hakkındaki etik tartışmalar ve şikayetler hız kesmeden devam ediyor. Dizinin yaşanan korkunç olayları dramatize etmesinin, kurbanların aileleri üzerindeki etkisi en çok sorgulanan konulardan biri. Diğer yandan, böyle bir dramatizasyonun vahşi bir katile yönelik sempatik yaklaşımları besleyebileceği endişesini içeren yorumlar da var.
1991 yılında, Milwaukee Journal için suç muhabiri olarak çalışırken Dahmer'ın cinayetlerinin hikayesini ilk kez yayınlayan gazeteci Anne Schwartz da dizi hakkında yorumlarda bulunarak tartılmalara katıldı. The Independent ile gerçekleştirdiği röportajda diziyi birden çok açıdan eleştiren Schwartz'ın en çok üstünde durduğu konu anlatılan olayların "vakanın gerçekleriyle pek fazla benzerlik göstermediği" oldu.
Schwartz ayrıca dizinin davayı araştıran polis memurlarını homofobik ve ırkçı olarak tasvir etme kararını da eleştiriyor. Olay yerindeki insanlarla röportaj yaparken polisle çok fazla zaman geçirdiğini belirten Schwartz "Yine de bu bir dramatizasyon, ama kolluk kuvvetlerine güven duyulmasının tam olarak kolay olmadığı bir zamanda, bu çok yararlı bir temsil değil." dedi ve bunu, birlikte uzun zaman geçirdiği insanlara yönelik adil olmayan bir muamele olarak değerlendirdi.
Murphy'nin dizisinin eğlence amaçlı yapılmış bir televizyon şovu olduğunu anladığını söyleyen Schwartz, izleyicilerin olaya ilişkin kusurlu ve yanlış bir sonuca varacağından korkuyor. Dizinin hemen akabinde, Dahmer'ın hapishanede taktığı gözlüğün açık arttırmaya çıkarıllması ve 150 bin dolara alıcı bulması, dizi hakkındaki etik tartışmaların bir süre daha devam edeceğini gösteriyor.