"The Idol" hakkındaki tartışmalar bu yılın Mart ayında Rolling Stone'da yayınlanan bir makaleyle başladı. Bu haber, yönetmen Amy Seimetz'in yerine Sam Levinson geldikten sonra dizinin "çılgınca, iğrenç bir şekilde raydan çıktığını" ve çok sayıda yeniden yazım süreci geçirdiğini ortaya koydu. En önemlisi Levinson'ın hikayenin feminist taraflarını azaltarak, cinsel açıdan çok daha "rahatsız edici" bir "tecavüz fantezisine, işkence pornosuna" çevirdiği iddia edildi.
Set ekibinden 13 kişinin anlattıklarına dayanan haberde, dizinin tonunu ve temasını tamamen değiştiren senaryo değişikliklerinin son anda teslim edildiği çılgın ve toksik bir çalışma ortamı olduğu da belirtiliyordu.
Dizinin yıldızları, farklı şekillerde savunma yaptılar. Depp, Elle röportajında müstehcen sahneleri ve dizinin zorlu temalarını "Püriten bir şey yapmakla ilgilenmiyorum" diyerek savundu: "Dürüst olmak gerekirse, bana veya diğer insanlara meydan okumayan bir şey yapmakla ilgilenmiyorum. Bence bu şov korkusuz ve bu, içine dalmaktan gerçekten heyecanlandığım ve gurur duyduğum bir şey."
The Weeknd, ise konuya "@Rollingstone seni üzdük mü?" ifadesinin ve diziden bir klibin yer aldığı, Rolling Stone makalesi ile dalga geçen bir Twitter paylaşımıyla yaklaştı.
Dizinin dünya prömiyeri, bu tartışmaların ışığında Cannes Film Festivali'nde yapıldı. Lily-Rose Depp ve The Weeknd'in katıldığı ve ilk iki bölümün izlendiği prömiyerin ardından gelen ilk yorumlar bu tartışmaların daha da alevleneceğini gösteriyor.