İlk bölümün ilk sahnesiyle ne kadar yıkıcı bir dizi olduğunu belli eden "The Last of Us" yayınlanan ilk üç bölümün ardından yıkımın büyüklüğünü tam anlamıyla göz önüne seriyor.
İlk bölüm, izleyicilerin kendilerini karakterlere kaptırması için mükemmel bir şekilde tasarlanmıştı, genç Sarah Miller (Nico Parker) ve babası Joel'in (Pedro Pascal) gözünden salgının ölüm ve yıkıma ne kadar büyük bir hızla yol açtığını gördük ve kendimizi o tekinsiz dünyanın içinde büyük bir duygusal gerilim ve yıkımla karşı karşıya bulduk.
Kalp kırıklığımız hâlâ tazeyken, şiddetin ve ahlaksızlığın bir yaşam biçimi haline geldiği bir geleceğe, 20 yıl sonrasına geçiş yaptık ve kıyametin her karakter üstünde bıraktığı etkiyi görmeye başladık. Vahşetin mazur görüldüğü bu dünyada artık herkes bencil duygusuzluklarına boyun eğmek ya da ne kadar acı verici olursa olsun sahte umutlara tutunmakla ilgili bir seçim yapmalıdır. Seçim her zaman kolay değildir ve biz harap olmuş ülkede yolculuğa çıkarken alınan her kararın ağırlığı seyircilerin omuzlarına yüklenir.
"The Last of Us"ın gelecek bölümlerini heyecanla beklerken, aynı derece kalp kırıcı, duygusal açıdan zorluklarla yüzleştiren diğer dizilere de bir bakalım istedik. İşte "The Last of Us" gibi duygusal açıdan yıkıcı diziler...