Taklit en tembel iltifat biçimidir. Film yapımcılarını bir filmin başarısına özenmek ve ona ulaşmak istedikleri için suçlayamayız, ancak bazen her şey plana göre gitmez. Kesin başarı formülü olarak görülen yöntemler bazen tamamen ters teper ve ortaya seyircilerin nefret ettiği, eleştirmenlerin başını çevirdiği ve yönetmenlerinin kariyerlerine kara bir leke gibi yapışan yapımlar ortaya çıkar.
Başarı kazanan kült filmlerin pervasızca sırtına bilmekle kalmayıp aynı zamanda orijinallerin başarılarına layık olamayan taklit filmler burada...
Muhteşem Yaratıklar & Alacakaranlık Efsanesi
Muhteşem Yaratıklar ve Alacakaranlık Efsanesi filmlerinin ikisi de, doğaüstü bir karşı cinsine aşık olan bir gencin aşk hikayesini anlatıyor. Ancak okurlarca sevilen gençlik roman serilerinin kritik noktası; seyircilerin sevdiği kıvrak aşk hikayelerinin beyaz perdede yavan kalıyor olması. Sonuçta suratsız bir kızın havalı bir vampire aşık olması, bir delikanlının 16. yaş gününde ya iyi olarak damgalanacak ya da dünyayı yok edeceği kesinleşecek olan cadı bir kıza aşık olmasından daha kolay anlaşılabilir bir tema.
Eragon & Yüzüklerin Efendisi
Eragon ve Yüzüklerin Efendisi'nin ortak noktası, ikisinin de sıradan insanları (bazen de hobbitleri) birer kahramana dönüştürerek güçlü kötülere karşı zafer kazandırması. Eragon'un 15 yaşında bir yazar tarafından yazılmış olması, kimi kült yapımlara özenmiş olmasını açıklayabilir. Ancak Yüzüklerin Efendisi ile Star Wars'u harmanlayarak beyaz perdeye bir yenilik getiremezsiniz... Sonuç olarak üçleme olarak planlanan Eragon'un macerası daha ilk film ile sonlanmış oldu.
Battleship & Transformers
Bir dönemin favori savaş oyunu olan Amiral Battı'nın hikayesinden uyarlanan Battleship ve robotların egemenliğindeki Transformers'ın ortak özelliği, iiki filmin de içinde robotvari karakterler barındırıyor olması. Hesaba katılmayan nokta; kimsenin sıkıcı bir masa oyununu temel alan bir film istemiyor olması ve bu yüzden filmin robotlara bel bağlamasıydı. Battleship gişede batmadı ancak bilim kurgu filmleri arasında adını hatırlayan da pek yok...
Percy Jackson & Harry Potter
Sıradan bir ada sahip olan genç bir adam, sıradan bir hayat yaşamaktadır. Ancak günün birinde gizli güçlerini keşfeder ve kendi türünün arasında olabileceği sihirli bir kuruma götürülür. Normal hayatında önemsiz olan bu genç, aslında kendi türünün dünyasında kritik bir öneme sahiptir... Hayır, bu Harry Potter değil! Bu hikaye, Yunan tanrılarının torunlarından biri olan Percy Jackson'ın hikayesi. Ancak Harry Potter serisinin yönetmenlerinden Chris Columbus'u kamera arkasına geçirmek bile, Percy Jackson'ın Hades'ın ırmaklarına dek batmasını engelleyemedi ve seri 2. filmi ile sona erdi.
Ölümsüzler & 300
İlhamını mitolojiden alan Ölümsüzler ve 300 filmleri, karizmatik bir kahraman, bol bol kol kası ve altın bir ışık efektinin bol bol kullanımı açısından oldukça benzer. Ancak 300'ün senaryosunun çok daha güçlü olması ve Ölümsüzler'in oyuncu seçimlerinin çok yanlış olması ikisinin arasında devasa bir fark yarattı. Sonuç olarak 300 gişede yükselirken, Ölümsüzler gişede başarı gösteremedi.
Uyumsuz & Açlık Oyunları
Shailene Woodley'li Uyumsuz serisi bir hit olarak başladı. Tıpkı fenomen olan Açlık Oyunları gibi, iyi kalpli başrol kızımız, gençlerin kendilerini başlıca özelliklerine göre oldukça garip isimli kategorilere ayırdıkları distropik bir gelecekte yaşıyor ve sonunda sisteme karşı ayaklanıyordu. Elinde yeni bir "Açlık Oyunları" olduğu için heyecanlanan Lionsgate, giderek azalan getirelere rağmen bol bol devam halkası planladı ve sonuç olarak serinin 3. filmi çok kötü bir hasılat elde ederken, 4. filmi ise televizyon filmi olarak çekiliyor.
Krull & Star Wars
Bilim kurgu sinemasının temel taşlarından Star Wars ve ilhamını ondan alan Krull'u karşılaştırmadan önce küçük bir hatırlatma yapalım; Star Wars da Akira Kurosawa ve Joseph Campbell'ın "The Hero with a Thousand Faces" oldukça belirgin izler taşıyor. Ancak Star Wars'un temel taşları olan yaşlı akıl hocası, naif kahraman, esir alınan prenses ve neşeli haydutlar grubunu alıp Krull'a birebir yerleştirmek de biraz hadsizlikti doğrusu. Kendi ölüm zamanını bilmeye yazgılı tepegöze saygıda kusur etmek istemesek de Krull'un ilhamı çok açıktı.
I've Been Waiting For You & Çığlık
I've Been Waiting For You ve Çığlık oyuncu kadrosu haricinde aynı filmler demek yanlış olmaz. Adeta Çığlık, I've Been Waiting For You'nun kaliteli versiyonu gibi. Bir grup lise öğrencisinin peşlerine takılan cüppeli ve maskeli bir katilden kaçmaya çalıştıkları temayı Wes Craven imzalı "Çığlık" fenomen haline getirirken, ekipten biri derin bir nefes alırsa seti her an yıkılacakmış gibi duran "I've Been Waiting For You" ise direkt televizyona satıldı.