Gandhi, Manzaralı Oda, Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği, Sol Ayağım, Son Mohikan, Masumiyet Çağı, Babam İçin, New York Çeteleri, Jack ve Rose'un Şarkısı, Kan Dökülecek, Nine ve Lincoln gibi filmlerle hayatımıza giren, üç Oscar ödülüne sahip, güçlü karakter yaratma becerisi ve eşsiz bir yeteneği olan Daniel Day-Lewis'in en iyi filmlerine yakından bakalım. Keyifli seyirler!
#1
Benim Güzel Çamaşırhanem Omar Ali, 1980'li yılların Londra'sında Pakistanlı insanların yaşadığı bir mahallede yaşayan, idealist bir gazetecinin oğludur. Hem aile yaşamında hem de İngiltere'de yaşama konusunda büyük sorunlar yaşayan Omar çevresine karşı uyum sağlamada zorlanmaktadır. Omar, bir süre başarılı bir iş hayatına sahip olan amcasının yanında çalışır ve bir süre sonra eski dostu Johnny'nin yardımlarıyla kendisine ait bir çamaşırhane işletmeye başlar. Margaret Thatcher yönetimindeki İngiltere'yi ekonomik, sosyal ve politik anlamda peliküle yansıtan film döneme hakim olan 'ırkçı' bakış açısını da başarılı bir şekilde yansıtıyor.
#2
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği 1968 yılında Prag’dayız. Bir beyin cerrahı olan Thomas, o yıllarda ülkede esmekte olan özgürlük rüzgarlarının da etkisiyle hareketli bir cinsel hayata sahiptir. Çalıştığı hastanedeki hemşireler de hastalar da, adeta onu mutlu etmek için sıraya girmiş gibidir. Oysa Thomas’ın gözdesi kendisi gibi hayatı, cinselliği ve ilişkileri hafife alan Sabina’dır. Yakışıklı doktorun hayatına genç ve tuhaf bir cazibesi olan taşralı Tereza girdiğinde işler değişir. Tutku dolu genç kadınla evlenmeyi kabul da etse Thomas hastanedeki çapkınlıklarına devam eder ve Sabina’yı görmeyi sürdürür. Apolitik bir adam olan kahramanımız her ne kadar görmek istemiyor olsa da, ülkedeki özgürlük havası, Sovyetler Birliği’nin demir yumruklu müdahalesi ile yerini şiddete bırakmak üzeredir. Prag baharı sona ererken hepsinin hayatları derinden sarsılacaktır.
#3
Son Mohikan
18. yüzyılda, İngiliz ve Fransız askerleri, Kuzey Amerika’nın kontrolünü ele geçirebilmek için savaşmaktadırlar. Kızılderililer ve yerleşimciler, bu savaşın ortasında kalmışlardır. Yerleşimcilerden Cora ve kızkardeşi Alice’i, başlarına gelen bir beladan Şahingöz adında bir kızılderili kurtarır. Şahingöz, aslında bir yerleşimcidir fakat ailesi ölünce son Mohikanlar tarafından büyütülmüştür.
#4
Masumiyet Çağı
Newland Archer aristocrat bir aileden gelen zengin ve başarılı bir avukattır. 1870'lerin New York'unda geleneklerine bağlı bir tavır sergileyen sosyetede evlilikler ailelerin istediği şekilde yapıldıyordu. Genç ve güzel bir kız olan May Welland ile nişanlanan Newland için işler ailesinin istediği şekilde gidiyordu. Kocasından ayrılmaya karar verip kuzeninin yanına New York'a dönen May'in kuzeni Ellen'ın ortaya çıkmasıyla, Newland'ın rayında giden hayatı bir anda alt üst olacaktır.
#5
New York Çeteleri
1800'lü yılların ortalarında Amerika'nın Manhattan eyaletinin kenar mahallerinde yaşayan iki çete arasında şiddetli bir savaş hüküm sürmektedir. Bir yanda Amerika'nın yerlilerinden oluşan bir grup, diğer tarafta ise bu bölgeye sonradan göç etmiş olan İrlandalı katoliklerin oluşturduğu topluluk. Yerliler Bill the Butcher isimli acımasız bir lider tarafından yönetilmekte, İrlandalı göçmenlerin başında ise Dead Rabbits isimli bir lider bulunmaktadır. Aralarında başlayan kanlı savaş sırasında İrlanda çetesinin lideri öldürülür ve oğlu Amsterdam Vallon da babasının ölümüne bizzat tanık olur. Amsterdam, hem babasının katilinden intikam almak hem de şehrin hakimiyetini ele geçirmek için harekete geçmek zorundadır.
#6
Basit kaygıları olan saf İrlandalı genç Gerry Conlon, 70’li yıllarda Londra’ya gelir. Kendini hayatın akışına kaptıran delikanlı burada bir işgal evinde serbest bir hayat yaşayan gençlerle birlikte zaman geçirmeye başlar. Bir polis baskınında hiç ilgisi olmadığı 1974 Gyildford bombalamasından sorumlu tutularak tutuklanır. O dönemin İngiltere’sinde şimdikinden çok farklı olarak, terörle mücadele adına insan haklarının hiçe sayıldığı uygulamalar olmaktadır. Yoğun fiziksel ve manevi işkencelerin baskısı altındaki Gerry’nin ömrünün sonbaharındaki masum babası da, suç ortağı olarak hapse atılır. Kadın bir avukatın yıllar süren çabalarının da yardımıyla, Gerry maruz kaldığı adaletsizliğe direnmeye başlar.
#7
Sol Ayağım
İnsan doğuştan engelli olarak dünyaya gelse bile o engeli aşmanın ve imkansız denilen şeye hayat vermenin bir yolu mutlaka vardır. Bunun için gereken tek şey istektir. Christy Brown, beyin felçli olarak dünyaya gelir ve hiçbir zaman hareketlerini kontrol altında tutamaz. Ayrıca tüm yaşamı tekerlekli sandalyede geçer. Bir gün sol ayağının bu felçten etkilenmediğini keşfeder ve onunla hayata bambaşka bir biçimde tutunur. Bu onun için bir şanstır. Üzerinde çalışmaya başlar ve bu yolla kendi ruhunda saklı yeteneği açığa çıkartır. Sadece sol ayağını kullanarak yazdığı romanlar ve şiirler, onun İrlanda edebiyatının saygın isimleri arasına girmesini sağlar.
#8
Lincoln
Film, Amerika Birleşik Devletleri'nin 16. Başkanı olan ve kuzey eyaletlerinde 1861-1865 yılları arasında yaşanan iç savaşa öncülük eden Lincoln'un son dönemlerine ışık tutuyor. İç Savaş'ın hararetli günleri geride kalınca, Abraham Lincoln ile kabinesi arasında fikir ayrılıkları da su yüzüne çıkacaktır. En ciddi görüş ayrılığı ise kölelik konusunda yaşanacaktır...
#9
Kan Dökülecek
Daniel Plainview, 1900'lü yılların başlarında ıssız bir bölgede, petrol arama çalışmalarını sürdüren bir şirketin sahibidir. Daha fazlasına sahip olmak isteyen bu hırslı adamın hayattaki tek varlığı küçük oğludur. Petrol buldukları bu bölgeyi yörenin yerlilerinin izniyle arama iznini satın alan adam hırsın götürdüklerine tanık olacak, diğer yandan ise kasabanın gencecik rahibinin yaşantısındaki hırs faktörü de Daniel'da olduğu gibi, sahip olduğu yegane şeyi mahvedecektir.
#10
Danny Flynn oldukça yetenekli bir boksördür. Gençlik zamanlarındaki başarıları göz kamaştırmakta ve gelecek vaat etmektedir. Boksörün İrlanda bağımsızlık hareketi IRA ile olan bağlantısı ortaya çıkınca, bütün hayatı alt-üst olur. 14 yıllık bir mahkumiyet süreci onu beklemektedir. Geçen uzun yıllara rağmen, hapishaneden çıkar çıkmaz yeniden ringlere dönen Danny, başarı alışkanlığını devam ettirmeye kararlıdır. Ardı ardına alacağı galibiyetler, umutsuz Belfast halkını umutlandırmaya yetecek midir?