Kimi yazarlar romanlarının beyazperde uyarlamalarıyla gurur duyarlar. James Dashner ve E.L. James bunlara en büyük örnekler. Ancak bir de durumun tam tersi olduğu senaryolar var. Kimi yazarlar film kendini kültler arasına sokmuş olsa da onlardan nefret ediyor! thechive'den derlediğimiz galerimizde bu isimleri bulduk.
Bakalım romanlarından beyazperdeye uyarlanan filmlerden nefret edenler kimlermiş?
Bret Easton Ellis – Amerikan Sapığı
Ellis'in filmle ilgili en büyük sıkıntısı filmin beyazperdeye uyarlanamaz oluşuydu. Filmin bilinçle ilgili olduğunu söyleyen yazar filmde karakterin cinayetleri işleyip işlemediğinin belirtilmesi gerektiğini, oysaki romanda belirsiz kalmasını tercih ettiğini söylemişti.
Stephen King – Cinnet
King'in filmden nefret ettiği bilinen bir gerçek. Kubrick'in baş karakterlerini değiştirdiğini, Jack'in kitapta çok daha sempatik ve başlangıçta makul bir adam olduğunu, eşi Wendy'nin ise asla filmdeki kadar aptal bir kadın olmadığını söyleyen yazar filmin ardından hayal kırıklığına uğradığını belirtmişti.
Anthony Burgess - Otomatik Portakal
Burgess'in temel şikayeti filmin tecavüzcü ve katil Alex DeLarge ile çetesini birer ikona dönüştürüyor olmasıydı. Karısının benzer bir çete tarafından dövülerek düşük yapması sonucu kitabı kaleme alan yazar filmin ardından karakterler bu kadar tutulduğunda adeta dehşete düşmüş ve romanı hiç yazmamış olmayı dilediğini söylemişti. Filmin yarattığı yanlış anlaşılmanın yükünü ölene dek taşıyacağı da sözleri arasında.
Winston Groom – Forrest Gump
1990'ların en önemli filmlerinden biri olan Forrest Gump'ın yazarı Groom ise filmden hiç memnun değildi. Yazar filmde romandaki önemli noktaların olmadığını, filmin romanla alakası dahi olmadığını, dilinin ve cinselliğinin azaltıldığını söyleyerek şikayet etmiş ve romanının 1995 yılındaki devam halkasında "Kimsenin hayat hikayenizi film yapmasına izin vermeyin" diye bir önsöz yazmıştı.
Ken Kesey – Guguk Kuşu
Guguk Kuşu En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Erkek Oyuncu başta olmak üzere 5 dalda Oscar'a layık görülse de romanının yazarı sonuçtan hiç memnun değildi. Normalde filmin yapımında yardımcı olması için anlaşılan yazar filmin başlangıcından 2 hafta sonra projeyi terk etti. Kesey özellikle şef Bromden'ın bakış açısının korunmamasına kızmıştı.
Roald Dahl – Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası
Dahl romanlarından beyazperdeye uyarlanan her filminden nefret ederdi. Ancak Willy Wonka ve Çikolata Fabrikası'na kini daha da büyüktü. Yönetmen Mel Stuart'ın hiçbir yeteneği olmadığını iddia eden yazar Willy Wonka karakterine ikonik bir boyut kazandıran Gene Wilder için de "yetersiz derecede eşcinsel ve yaşam dolu" demişti.
Anne Rice - Vampirle Görüşme
Filmin prodüksiyonu sürerken Rice, Lestat için seçilen Tom Cruise'u kesinlikle onaylamıyordu. Hatta yarattığı vampir Lestat'la Cruise'un kesinlikle uyuşmadığında bir hayli diretti. Role Cruise'un seçilmesiyle ilgili olarak da "Çok tuhaf" yorumunu yaptı. Ancak filmi izledikten sonra fikri değişti ve Cruise'u tebrik etti.
J.D. Salinger – My Foolish Heart
Salinger "Uncle Wiggly in Connecticut" adlı romanından beyazperdeye uyarlanan My Foolish Heart filminden o kadar nefret etti ki bir daha hiçbir filminin beyazperdeye uyarlanmasına izin vermeme kararı aldı. Bu nedenle büyük eseri Çavdar Tarlasında Çocuklar'ı hala beyazperdede göremiyoruz.
Richard Matheson – Ben Efsaneyim
Matheson 1964'ten beri her roman-film uyarlamasında gerginlik çıkarırdı. Will Smith'in Ben Efsaneyim filminde başrolü oynayacağı açıklandığında da yazarın yorumu, "Hollywood'un romanlarımdan uyarlanan filmleri asla yazdığım gibi çekmedikleri düşünülürse neden onlardan bu kadar etkilendiğini anlamıyorum" olmuştu.
Clive Cussler – Sahara
Dirk Pitt aksiyon serisinin yazarı Clive Cussler Hollywood'un yaptıklarından hiç memnun değildi. Raise the Titanic uyarlaması gişelerde bir fiyaskoyken Sahara da daha iyi sayılmazdı. Yapımı 145 milyon dolar tutan film yalnızca 68 milyon dolarlık bir gişe yapmıştı. Bunun sonucunda yazar yapımcıları dava etmekten geri durmadı.
P.L. Travers – Mary Poppins
