Edirne Valiliği ve Edirne Belediyesi’nin destekleriyle 20 – 26 Kasım 2015 tarihleri arasında gerçekleştirilen I. Uluslararası Edirne Film Festivali şehre renk kattı! Festivalin başladığı cuma gününden bu yana özellikle hafta sonu seyircisinin yoğun ilgi gösterdiği festivalin biletleri için Edirneli sinemaseverler gişede kuyruk olurken, festivale katılan ünlü simalara da ilgi yoğun olarak devam ediyor.
Festivale yerli ve yabancı pek çok basın mensubu katılırken, Balkan sinemasından örneklerin ağırlıkta olduğu festival programına ilgi oldukça yüksek. Salonlar yüzde 90 dolulukla festival takipçilerini ağırlarken, film sonrası ekiplerle söyleşiler de festivalin Edirneliler açısından bir başka yeniliği oldu.
Festivali yerinde takip eden Beyazperde.com'un festival notlarını galerimizin devamında görüntüleyebilirsiniz!
Biletlerin gişelerde sadece 2 TL'den satışta olduğu festival 26 Kasım perşembe akşamı 21:30 seansına kadar Kipa Axtra AVm Cinemarine salonlarında Edirneli sinemaseveleri ağırlamaya devam edecek!
Filmin gösterim programına buradan ulaşabilirsiniz!
Dünyanın Sonundaki Köprü Söyleşisi
Yönetmenliğini Branko Istvancic’in üstlendiği ve savaş sonrası harap olmuş Hırvatistan topraklarında, hayatları da yerle bir olmuş insanların öyküsünü işleyen Dünyanın Sonundaki Köprü filminin gösterimi sonrası, festivalin davetlisi olan oyuncu Nela Kocis soruları yanıtladı. Balkan sinemasının 90’lı yıllarda yaşanan bu acı deneyimlerden insan öyküleri olarak halen beslendiğini söyleyen genç oyuncu, insanların geçmişten ders çıkartması gerektiğinin ve bu dersler sonucu geleceğe umutla bakmak gerektiğinin ve altını çizdi. Filmdeki köprü metaforuna özellikle değinen oyuncu, köprünün bu coğrafya için geçmiş-gelecek ilişkisini temsil ettiğini vurguladı. Geçmişe, geçmiş acılara ve nefrete takılı kalmadan, herkesin artık bir arada yaşayan insanlar olması gerektiğini dile getirdi.
Neden Tarkovski Olamıyorum Söyleşisi
Filmin yönetmeni ve yapımcısı Murat Düzgünoğlu, diğer yapımcısı Osman Özcan ve Ceyda rolünün yanı sıra yapım koordinatörlüğünü de üstlenen Vuslat Saraçoğlu Edirne’deki gösterim sonrası soruları yanıtlamak için salondaydı. Seyirciler genel olarak filmden çok etkilendiklerini belirtirken gelen bir soru üzerine yönetmen Düzgünoğlu senaryoda kendi hayatından otobiyografik öğelerin olduğunu dile getirdi. Yapımcının ofisine gittikleri sahnede, ofis sahibi yapımcı ile filmin içeriğine dair enteresan diyaloglar yaşadıklarını ifade eden ekip, filmin başkahramanı Bahadır’ın aksine kendi filmlerini çekme konusunda seti daha rahat kotardıklarını ifade etti. Beyazperde’den gelen "filmin adının soru cümlesi olmasına rağmen, yazılışta üç nokta yer alıyor" yorumu üzerine Murat Düzgünoğlu, üç nokta ile yoruma açık, doldurulabilir bir alan yaratmaya çalıştıklarını ve en başta var olan soru işaretini filmin geneline bir yükümlülük yüklememek için kaldırdıklarını ifade etti.
Nefesim Kesilene Kadar Söyleşisi
Festivali yerinde takip eden Beyazperde.com genel yayın yönetmeni Duygu Kocabaylıoğlu, Nefesim Kesilene Kadar filminin oyuncusu Rıza Akın ile film sonrası gerçekleştirilen söyleşinin de moderatörlüğünü üstlendi. Filmin senaristi ve yönetmeni Emine Emel Balcı ve başrolü Esme Madra adına Edirnelileri selamlayan Akın, bu filme dahil olduğu için çok memnuniyet duyduğunu dile getirdi.
Serap rolüyle pek çok ödüle uzanan Madra’nın oyunculuğunu öven Rıza Akın, filmin Zerre filmiyle olan benzerliğine dair gelen bir yorum üzerine “Anlatılan sınıfsal hikayelerde Ayşe, Fatma, Serap isimlerinin değişmesinin pek bir fark yaratmadığını, benzer kesimleri temsil eden bu öykülerin dertlerinin aynı olduğunu” ifade etti. Yönetmenin uzun bir gözlem ve araştırma süreci sonucu senaryoyu kaleme aldığını belirten Akın, yerli sinemanın bu tarz filmlere, öykülere daha çok ihtiyacı olduğunu da ekledi. Film süresi içerisinde kısa ama akışı derinden etkileyen baba karakterine dair gelen yorum içinse “Karakterinin pek çok sahnesinin aslında atıldığını ve bu sayede az görünen karakterin baştan aşağıya sorunlu, kötü bir baba olarak çizildiğini” ifade etti.
Cafe Bota Söyleşisi
Cafe Bota filminin yönetmeni Iris Elezi festivalin davetlisi olarak katıldığı filmin ilk gösteriminde, Edirneli sinemaseverlere gösterdikleri ilgi için teşekkür ederken, filmin tüm yapım aşamalarının tam 8 yılını aldığını ve bu işe çok emek harcandığını belirtti. Arnavutluk’un komünist dönemde yaşananlarla, geçmişle muhasebe yapması gerektiğini belirten yönetmen, filmin adı olan “Bota” kelimesinin Arnavutça dünya demek olduğunu ve seyirciyi filmde kendi dünyasına davet ettiğini de ekledi. Filmin çekildiği bölgenin yeni Arnavutluk’un gerçekten unutulan ıssız bir yeri olduğunu belirten Elezi, filmdeki kafenin yapımı için de çok emek verdiklerini dile getirdi.
Cel Ales / Seçilmiş Söyleşisi
Festivalin bir başka önemli konuğu ise Romanya Kültür Bakan Yardımcısı Bogdan Stanoevici oldu. Başrolünü canlandırdığı Cel Ales / Seçilmiş filminin Türkiye galası için Uluslararası Edirne Film Festivali’ne gelen Stanoevici yerli ve yabancının yoğun ilgisiyle karşılaştı. Hem gösterim sonrası söyleşide hem gösterim sonrası düzenlenen kokteyl davetinde basının sorularını yanıtlayan yönetmen Cristian Comega ve oyuncu Bogdan Stanoevici, filmin Edirne gösterilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. Yönetmen Comega ironik hatta gülünç yönleri olan filmin Romanya’daki komünist dönem gerçekliğini taşıdığını belirtti. Kendi hayatını seçmesi ve yaşamasına izin verilmeyen isimsiz bir adamın öyküsünü anlatan filmde özellikle Romanya’daki devrim günleri ile başkarakterin başka bir ülkede hapis hayatı sürmesinin tezatlığı da ele alınıyor.
Bogdan Stanoevici Kokteyli
Basın mensupları kokteylde Bogdan Stanoevici’e yoğun ilgi gösterdi. Romanya ve Türkiye arasında gerçekleşmesi planlanan çalıştay'ın ilk somut adımları da dün itibariyle atılmış oldu. İlkinin 2016’nın ilk aylarında Romanya’nın başkenti Bükreş’te yapılması planlanan çalıştayın ikinci ayağının da 2017 Ocak ayında Edirne’de yapılması kararlaştırılmıştı. Bu buluşmayla birlikte taraflar daha fazla işbirliği için basın karşısında da el sıkıştı.
Filmin Türkiye yolculuğu Edirne Film Festivali Yürütme Konseyi Başkanı Murat Tufan ve festivalin genel sanat yönetmeni Yıldırım Yanılmaz’ın 11 Ekim’de çıktıkları Balkan gezisinde atılmış ve filmin festivale katılması kararlaştırılmıştı. Bu kapsamda gerçekleştirilen gösterimde ve sonrasındaki buluşmada festivalin ‘Balkanlar’ teması da pekiştirilmiş oldu.