Geçtiğimiz günlerde ilk kez Türkçe yerel afişini Beyazperde.com takipçileriyle paylaştığımız Paddington filminin başroldeki sevimli ayıcığı ile yapılan söyleşi ilk kez ve sadece yine Beyazperde.com sayfalarında!
Orijinal seslendirmesini Ben Whishaw'ın üstlendiği, yönetmen koltuğunda ise Paul King'in oturduğu aile komedisi, Perulu bir ayıcığın ülkesinden kilometrelerce uzakta İngiltere'de, İngiliz yaşam koşullarına ve ev hayatına alışma hikayesini beyazperdeye taşıyacak. Paddington'ın Brown ailesine misafir olmasını ve bu süreçte yaşadığı türlü aksilikleri keyifli bir üslupla anlatan film, küçük sinemaseverlerin de ilgisini çekeceğe benziyor.
Paddington Medyavizyon firmasının dağımtıclığında Aralık ayında ülkemizde vizyona girecek...
Genellikle kibar davranmaya özen gösteriyorsun. Çocuklar (ve ayılar) için iyi davranmak neden önemli?
Bence iyi davranmak sadece çocuklar ve ayılar için değil herkes için önemlidir. Arkadaşım Bay Gruber (Jim Broadbent) herkes birbirine nazik davransaydı dünyanın çok daha iyi bir yer olacağına inanır ve Bayan Bird’in (Julie Walters) sıkça belirttiği gibi iyi davranmanın bir bedeli yoktur.
Londra’nın en sevdiğin simgesi nedir?
Londra’da görülmesi gereken çok fazla yer olduğu için bu soru biraz zor. Benim favori mekânım London Eye, özellikle de hava kararıp, bütün ışıklar görülür hale geldiğinde. Bu büyüleyici bir şey ve bana böylesine özel bir şehirde yaşadığım için ne kadar şanslı olduğumu hissettiriyor.
En sevdiğin atıştırmalık nedir?
Genellikle arkadaşım Bay Gruber (Jim Broadbent) ile birlikte atıştırırım. Gezmeye giderken fırına uğrar birkaç tane çörek alırım ve Bay Gruber da kakao yapar. Kışın onun antika dükkânının arka tarafındaki kanepede oturup çöreklerimizi ve kakaolarımızı paylaşırız ama yazın hava sıcaksa genellikle kaldırımdaki bankta atıştırırız.
Ayıcığı olan çocuklara tavsiyen nedir?
Ayılar pek çok insan gibi arkadaşlık etmekten hoşlanırlar bu yüzden onlarla sohbet etmek önemlidir. Çoğunlukla iyi dinleyicilerdir ve onlarla bir sırrınızı paylaştığınızda kimseye söylemeyeceklerinden emin olabilirsiniz. Lucy Teyze beni İngiltere’ye yaşamak için gönderirken üzerime astığı bir etikette bunu çok güzel özetlemişti: “ Lütfen bu ayıcıkla ilgilenin. Teşekkürler.”
Bavulunda ne var?
Marmelatlarım olmadan bir yere gidemediğimden her zaman bir kavanoz marmelatım vardır. Bunun yanında Lucy Teyze’nin bir fotoğrafını ve benim özel evraklarımı da bulundururum. Çantamın içinde gizli bir bölme de var ama tabi ki size içinde ne olduğunu söyleseydim bu sır olmaktan çıkardı!
Bize ilk banyo tecrübenden bahset…
Londra’ya vardığımda her şeyin doğduğum yer olan Darkest Peru’dakinden farklı olduğunu gördüm. Daha önce hiç banyo görmemiştim ve bu yüzden birçok zorluk yaşadım. Bay Brown ortalığın altüst olmasına gayet üzüldü ve benim ilk banyo deneyimimden sonra sigorta poliçesi denilen bir şeylerle başının derde girebileceğini söyledi. Metroyla ilk kez seyahat ederken de zorluklarla karşılaştım. Her tarafta üzerinde karmaşık talimatların olduğu bir sürü levha vardı. Sonra boyum pek uzun olmadığından bilet bariyerine takılıp kaldım.
Brown ailesiyle ilk Noel’in eğlenceli miydi?
Kraliçe gibi, ayıların doğumgünleri de yılda iki kez olur. Benim kışlık doğum günüm Noel’e denk gelir. Brown ailesiyle ilk Noel’imde hayatımda hiç görmediğim büyüklükte bir hediye yığınıyla karşılaştım. Noel pudingimin içinmde bir kemik bulacağımdan korkmama rağmen, birçok lezzetli yemek de vardı. Judy, Bayan Bird’ün (Julie Walters) her zaman pudinge madeni para gizlediğini söylemeliydi. Para saklamak için oldukça tuhaf bir yer olduğunu düşündüm ama bunu söylemeyecek kadar kibardım.
Paddington İstasyonu’ndaki heykelini görme fırsatın oldu mu?
Evet, oldu. Gerçi çok fazla yaklaşamadım çünkü yakınında bir güvercin gördüm ve beni heykelle karıştırıp yanlışlıkla kafama konmasından korktum.
Şapkanın altında bir şey var mı?
Şapkamın altında her zaman acil durumlar için sakladığım marmelatlı bir sandviç vardır. Tabii ki biraz önce acil bir durum yaşamış olmam ihtimali dışında... Böyle bir durumda, koyabildiğim en kısa zamanda yerine yeni bir tane daha koyarım.
Lucy Teyze sana “Paddington sert bakışı”nı öğretti mi?
Aslında öğretmedi. Çamaşır yıkamasına yardım ediyordum ve merdaneleri döndürüyordum. Önlüğünü merdaneye sıkıştırdım. Bana gerçekten sert bir bakış attı. Bu bakışı çok kullanmıyorum ama kullandığımda işe yarıyor gibi görünüyor.
Jonathan ve Judy’le geçirdiğin en hoşça zaman hangisiydi?
Jonathan (Samuel Joslin) ve Judy (Madeleine Harris) genellikle çok meşgul olurlar, bu yüzden onlarla çok fazla vakit geçiremiyoruz. Yine de okuldalarken onları özlerim. Ailece bir yerlere gittiğimizde, özellikle de Bay Brown’un önerisiyle nehir kenarında bir piknik yaptığımızda veya deniz kenarında bir gün geçirdiğimizde çok keyif alırım.
Bay Gruber’la yaptığın en keyifli gezinti hangisidir?
Sanırım en sevdiğim gezinti beni nereye götürdüğünü bilmediğim ve onun “gizemli tur" adını verdiği gezintilerdir. Harita okuma görevini bana verdiğinde Bay Gruber (Jim Broadbent) için sonucun gizemli sonuçlandığına da dikkatinizi çekerim.
Bay ve Bayan Brown’un sana öğrettiği en önemli şey nedir?
Bana öğretmelerinden ziyade daha çok benim onlarla yaşarken öğrendiğim şeyler var ama en önemlisi birlikte yaşamayı öğretmeleriydi. Londra’ya vardığımda kendimi yapayalnız hissediyordum ve Darkness Peru’daki evimden çok uzaktaydım. Brown’larla tanıştıktan sonra beni kendi ailelerinin bir parçası yaptılar. Bu yüzden halime şükretmeyi öğrendim, en çok da dostlara ve beni önemseyen bir aileye sahip olduğuma.
Kendi filminde başrol oynamak ne hissettiriyor?
Tuhaf ve aynı zamanda heyecan verici hissettiriyor. Bazen aynadaki görüntüm gözüme iliştiğinde bile şaşırıyorum, bu yüzden sinema perdesinde kendimin devasa halini gördüğümde ne hissedeceğimden emin değilim. Bir film yıldızı olduğumda benden çok fazla imza isteneceği konusunda uyarılmıştım ama ayılar yazı yazmada pek iyi değillerdir. Bu yüzden, umarım insanlar imza yerine bir pençe iziyle karşılaştıklarında şaşırmazlar.