Zack Snyder'ın DC Genişletilmiş Evreni'nden James Gunn'ın planladığı DC Evreni'ne geçişi sağlayacak olan "The Flash" filmi bu Cuma izleyicilerle buluşuyor.
Barry Allen / Flash olarak başrolü üstlenen Ezra Miller'ın şiddet, istismar, haneye tecavüz gibi suçlarla gündeme gelmesinin ardından iptal tartışmalarının odağında kalan film, iki ayrı Batman'i bir araya getirecek olmasıyla her şeye rağmen heyecan uyandırıyor.
Filmde Barry, geçmişini değiştirmek ister ancak gücündeki dengesizlik, zamanın akışını bozmasına ve kendisini meta-insanların olmadığı alternatif bir gerçeklikte bulmasına neden olur. Yani General Zod bu evrene saldırdığında onu durduracak bir Superman yoktur. Fakat yine de Barry'nin yardımını alabileceği birileri var. Michael Keaton'ın 31 yıl sonra yeniden canlandırdığı Batman'i de bu isimlerin başında geliyor.
Filmde ayrıca Snyder-Verse'in Batman'i Ben Affleck de rolle tamamen vedalaşmadan önceki son görünümlerinden birini yapacak. Affleck'in başrolünde olduğu bir solo Batman filmi, hayranların zaman zaman #MakeTheBatfleckMovie gibi sosyal medya kampanyalarıyla seslerini duyurmasına rağmen hayata geçmedi ve Affleck role geri dönmek istemediğini belirtti. Ancak neyse ki hayranlar hem "The Flash"ta hem de Aralık'ta vizyona girecek "Aquaman and the Lost Kingdom"da onu bir kez daha izleyebilecekler...
Biz de buradan yola çıkarak, Ben Affleck'in Batman'ini neden sevdiğimizi masaya yatırdık...
Gerçekten Batman Gibi Dövüşüyor
Ben Affleck'in Batman'i, şimdiye kadar gördüklerimizin arasında fiziksel olarak en tehlikeli olanı. "Batman V Superman: Dawn of Justice"de, Bruce Wayne'in cephaneliğindeki her şeyi kullandığı ve bir sürü insanı acımasızca dövdüğü, popüler Arkham oyunundan ilham alan sahneleri açıkça ortaya koydu ki Ben Affleck'in Batman'i "The Dark Knight Rises"ın yıldızı olsaydı, Tom Hardy'nin Bane'i mücadeleyi çok daha hızlı kaybederdi.
Affleck'in Bruce Wayne'i Mükemmel Bir Stratejist
Batman tüm hayatı boyunca savaş sanatını inceledi. Parlak bir stratejist olarak yeteneklerini kullanması, onun Adalet Birliği'ne yaptığı en büyük katkıydı. Rakiplerini düzenli olarak geride bıraktığını ve kazanmanın yollarını bulduğunu gördüğümüz Ben Affleck'in Batman'i neredeyse her zaman düşmanlarından iki adım önde.
Çizgi Romanlardaki Batman Gibi Görünüyor
Batman kostümünün işin büyük kısmını yaptığını reddetmiyoruz fakat Ben Affleck fiziken hem Bruce Wayne hem de Batman'e çok benziyor. Gündüz saatlerinde kendini beğenmiş, şık ama eziyet görmüş gibi bir görünüm sergiliyor, ağzında gümüş kaşıkla doğmuş ama yine de acı çeken biri. Batman olarak ise Kara Şövalye'nin hepimizin bildiği vücut yapısına, çene çizgisine ve tehditkar yüz buruşturmalarına sahip olarak bir Frank Miller çizgi romanının sayfalarından fırlamış gibi görünüyor.
Hem Bruce Wayne Hem Batman Olarak Çok İnandırıcı
Fiziksel uygunluğun yanı sıra Ben Aflleck, karakterin her iki yüzünü de başarıyla canlandırıyor. Michael Keaton harika bir Batman olduğunu kanıtladı, ancak Bruce Wayne'inde her zaman bir şeyler eksikti. Christian Bale'in Bruce Wayne'i ise Batman versiyonundan her zaman çok daha güçlü görünüyordu. Ben Aflleck, karakterin tüm yönlerini dengeli ve başarılı bir şekilde canlandırdı; zengin playboy Bruce Wayne, arka plandaki düşünceli Bruce Wayne ve vahşi bir hayvana benzeyen Kara Şövalye, Affleck'in performansıyla mükemmel bir şekilde hayat buldu.
Dedektiflik Yeteneklerini Sergiliyor
Söz konutusu Batman'in yetenekleri olduğunda her şey teknolojik aletlere ve yumruklara bağlı değildir. Ben Affleck'in Batman'i, bu karakterin neden dünyanın en iyi dedektifi olarak anıldığını yanstımakta oldukça başarılı ve bu konuda kendisinden önceki Batman temsillerinden ayrılıyor. Matt Reeves'in "The Batman" filmi de karakterin dedektiflik yeteneğine dayanan, daha çok 1990'lı yılların polisiylerini hatırlatan bir filmdi, ancak Robert Pattinson'ın genç ve henüz yolun başında olan Batman'ine kıyasla Affleck'in bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz.