Son derece ilgi çekici çıkış noktalarına sahip olan filmlerin bazıları, uygulamada bocalayarak potansiyellerini boşa harcarlar.
Bir film için harika bir fikir bulmak kolay değil ve dahiyane bir konsept, diğer ayrıntılar ne olursa olsun pek çok insanı sinemalara çekebilir. Ne yazık ki, gerçekte işler her zaman kağıt üzerinde olduğu gibi yürümüyor ve iyi fikirlerin hakkı her zaman verilemiyor.
Bazen bir konsept, karakterler ve olay örgüsünü ikinci plana atacak kadar dikkat çekici ve zekicedir. Ancak başlangıçtaki önerme ne kadar büyüleyici olursa olsun, daha ince ayrıntıların ihmal edilmesi sinema açısından felaketlerle sonuçlanabilir.
Bilim kurgu türü bu konuda kötü bir üne sahip olsa da, diğer pek çok film de etkileyici konseptlerin tam olarak hayata geçirilememesinden dolayı hayal kırıklığı yaşatıyor.
İşte harika fikirlerin hakkını veremeyen 10 film...
Downsizing (2017)
Downsizing (Küçülen Hayatlar) - Ekolojik açıdan bilinçli bilim kurgu
Alexander Payne'in yönettiği film yeni bir teknolojinin insanları küçültebileceği ve böylece hayatta kalmak için ihtiyaç duydukları kaynakları azaltabileceği bir dünya hayal ediyor. Bu, filmin aşırı nüfus, iklim değişikliği ve kaynak kıtlığı gibi ileri görüşlü endişeleri keşfetmesine olanak tanıyan ilginç bir kavram. Ne yazık ki "Downsizing" bu potansiyeli tam olarak keşfedemiyor ve muhteşem ilk yarısından sonra zayıflıyor.
Bright (2017)
Bright - Karanlık kentsel fantezi
İnsanların, orkların, elflerin ve perilerin, yani kısaca bütün fantastik ırkların bir arada yaşadığı bir zaman dilimini anlatan film, sosyal yorumların, polis dramasının ve geleneksel fantezinin bir karışımı ancak birbiriyle çelişen unsurların tamamını tutarlı ve ilgi çekici bir anlatıda dengeleyemiyor. Ton sorunlarını çözmüş olsaydı, fantastik yaratıkları ırksal eşitsizlik için bir alegori olarak kullanmak işe yarayabilirdi.
In Time (2011)
In Time (Zamana Karşı) - Vakit nakittir
"Zamana Karşı", insanların genetik olarak sonsuza kadar yaşayacak şekilde tasarlandığı, ancak kalan zamanlarının para birimi olarak kullanıldığı bir gelecekte geçiyor. İşçi sınıfı hayatta kalma mücadelesi verirken, zengin insanlar aslında ölümsüzdür. Gelir eşitsizliğine dair güzel bir alegori olsa da film bu fikri keşfetmeye çalışmak yerine genel bir aksiyon gerilim filmine dönüşüyor.
The King's Man (2021)
The King's Man (The King's Man: Başlangıç) - Birinci Dünya Savaşı'nda küresel casusluk
Kingsman serisi, kendisini küresel barışı sürdürmeye adamış bir İngiliz gizli servisinin hikayesini anlatıyor. 2021'deki ön bölüm "The King's Man", örgütün I. Dünya Savaşı'nın sancıları sırasındaki doğuşunu anlatıyor. Savaşın büyük ölçeği heyecan verici bir konsept gibi görünüyordu, ancak filmin absürt tarihsel revizyonizmi ve ilhamsız aksiyon sahneleri, serinin geri kalanına yetişemedi. Sonuçta film, oldukça zengin bir hikayeye sahip bir seride tamamen hayal kırıklığı yaratan bir ön bölüm olarak değerlendirildi.
Batman V Superman: Dawn Of Justice (2016)
Batman V Superman: Dawn Of Justice (Batman v Superman: Adaletin Şafağı) - İki ikion karşı karşıya
Tüm zamanların en ikonik iki süper kahramanını karşı karşıya getirmek, türle özellikle ilgilenmeyenler için bile heyecan verici bir konsept. Ama maalesef Batman v Superman: Adaletin Şafağı, görsel efektlerin sert kullanımı ve sert tonu nedeniyle sekteye uğradı. Filmin senaryosu eleştirilerden nasibi fazlasıyla alırken, mizahtan uzak tutumu da fazla kasvetli bir havaya yol açtı. Sonuçta bugüne kadarki en hayal kırıklığı yaratan süper kahraman devam filmlerinden biri olarak anılmaya devam ediyor.
Waterworld (1995)
Waterworld (Su Dünyası) - İklim değişikliği distopyası
Deniz seviyelerinin yükselerek dünyadaki karaların çoğunu kapladığı bir gelecekte geçen Waterworld, giderek tuhaflaşan aksiyon sahneleri için geleneksel kıyamet sonrası sosyal yorumlarından vazgeçiyor. Filmin temposu dengesiz sıkıcı derecede yavaş, ayrıca karakterizasyondan çok aksiyon sahnelerine odaklanıyor. Aslında konsepti, sınırda yaşayan yağmacılar hakkında heyecan verici bir distopik drama yaratabilirdi...
Cowboys & Aliens (2011)
Cowboys & Aliens (Kovboylar ve Uzaylılar) - Türler arası cesur bir karışım
Farklı türlerin bir araya getirilmesi yeni bir şey değil, ancak Kovboylar ve Uzaylılar'ın önermesi o kadar basit ki, fantastik bilim kurgu ve B-filmlerinin birleşimi gibi görünüyordu. Eğer gerçekten eğlenceye yönelmiş olsaydı, o zaman öncül tür parodisi ve sinsi endüstri hiciviyle dolu bir hikayeyi taşımak için yeterli olabilirdi, ancak film aşırı ciddi bir tondan muzdarip. İki temel konseptin uyumlu bir birleşiminden ziyade bazı böcek gözlü canavarların varlığıyla mahvolmuş harika bir western gibi hissettiriyor
Army Of The Dead (2021)
Army Of The Dead (Ölüler Ordusu) - Zombili soygun gerilim filmi
Zombi türünü yeniden canlandırmak için Army of the Dead, bir soygun filmini kıyamet sonrası Las Vegas'a taşıdı. Film, hem eğlence hem de aşırılık duygusuyla gelişen iki türü akıllıca birleştiriyor. Ancak soygun unsurları çalışmıyor. Bu türde genellikle hırsız ile kurban arasındaki entelektüel çekişmeden kaynaklanan mizah, kurban beyinsiz bir zombi olduğunda tamamen ortadan kalkar. Army of the Dead'de zombi öldürme de yeniliğini kaybediyor çünkü ayaklarını sürüyen sürüler makineli tüfeklerle defalarca biçiliyor.
Colossal (2016)
Colossal - Sürpriz sonlu kaiju psikodraması
Anne Hathaway, New Hampshire'da yaşayan alkolik bir yazarı canlandırıyor ve farkında olmadan Güney Kore'nin Seul kentini kasıp kavuran devasa bir sürüngen canavarı kontrol ettiğini keşfediyor. Film, bağımlılık ve kendini yok etme için akıllıca tasarlanmış bir metafor, ancak dengesiz bir tona sahip. Dram, komedi, korku ve bilim kurgu öğelerinin tümü gerekli incelik olmadan bir araya getirilmiş. Karakterlerin motivasyonları ve kararları çoğu zaman kafa karıştırıcı ve bu da olay örgüsünün yapmacık görünmesine neden oluyor.
Passengers (2016)
Passengers (Uzay Yolcuları) - Bilim kurgu romantizmi
Galaksiler arası bir yolculuğa çıkan bir yolcu, varış noktasına gelmeden 90 yıl önce kriyojenik uykudan uyanır ve bir başka yolcuyu da uyandırmaya karar verir. Bu uzayın sonsuz boşluğundaki bir gemide geçen gerilim yüklü bir hikaye için harika bir bilim kurgu öncülü ama film ne yazık ki bu temayı işlemek yerine romantizm ve aksiyona kayıyor. Özellikle Jennifer Lawrence'ın karakteri, bir erkek fantezisinin içi boş bir temsili gibi görünüyor ve film, Chris Pratt'in karakterinin davranışının ahlaki boyutunu asla incelemiyor. Görsel tasarımı muhteşem olsa da Passengers tüm zamanların en hayal kırıklığı yaratan filmlerinden biri.
Kaynak: Screenrant