Pek çok yıldız oyuncu, kariyerlerini kötü etkileyeceğine dair endişeler nedeniyle kötü karakterleri canlandırmaktan özenle uzak duruyor ve bunun yerine erdemli karakterler olarak imajlarını geliştirmeyi tercih ediyor.
Hollywood'un klasik çağında, diğer bir deyişle stüdyo sistemi döneminde, oyuncular stüdyolara uzun süreli sözleşmelerle bağlıydı ve herkesin canlandıracağı karakter tipleri belliydi. Bunun dışına çıktıklarında izleyiciler tarafından kabul edilemeyeceklerine dair yoğun bir inanç vardı ve tabii ki kahramanlar, kötü adamlardan daha çok seviliyordu.
Bugün oyuncular, toplumsal algılarını şekillendirmede daha fazla özerkliğe sahipler ve filmografilerinde farklı rolleri keşfedebiliyor, sınırları zorlayan karakterleri tercih edebiliyorlar. "One Hour Photo"daki Robin Williams veya "Elvis"teki Tom Hanks gibi bazı "iyi adam" aktörleri kötü roller üstlenmeye cesaret ediyor ancak bunun sonuncunda oyuncular övgü alabildikleri gibi, doğal tavırlarına uymayan bir karanlığı tasvir etmeye çalıştıkları için eleştiri de alabilirler.
Özellikle bazı oyuncuların köklü markaları o kadar derinlere işlemiş ki kötü karakterleri canlandırmak imajlarını zedeleyebilir ve finansal başarılarına faydadan çok zarar getirebilir. İşte bu nedenle kötüleri oynamaktan kaçınan 10 yıldız oyuncu...
Jackie Chan
.
Dövüş sanatları süperstarı Jackie Chan kariyerinin başında, klasik Hong Kong aksiyon filmlerinin kahramanını alt etmeye hazır haydutları canlandırdı. 1995 yılında "Rumble in the Bronx" ile ABD'de başarı yakaladıktan sonra, bir aksiyon komedi yıldızı olarak sağlam bir yer edindi ve pek çok komedi oyuncusu kötü adamları canlandırırken, o hiçbir zaman bunu tercih etmedi. İzleyiciler, uzun süre Chan'in dudak uçuklatan dövüş sanatları performansını izlemek ve aynı zamanda gülmek için sinemalara akın ettiler ve kötü adamı oynamak bunu tehlikeye atabilir ve hatta belki de aktörün kariyerini etkileyebilirdi.
Dwayne Johnson
.
Dwayne "The Rock" Johnson, sinema kariyerine "The Mummy Returns"de kötü adam olan Akrep Kral'ı canlandırarak başladı ama bu karakterin köken hikayesini anlatan bir spin-off filmi yapıldığında, bu bir anti-kahraman hikayesine dönüştü ve Johnson'ın kariyeri için şablon haline geldi. 2005 yılındaki "Doom" video oyununun canlı aksiyon uyarlaması dışında, Johnson bir kötü adamı oynamadı; bunun yerine, her zaman günü kurtaran bir kahraman olarak markası etrafında bir imaj oluşturdu. "Black Adam"daki kötü adamı oynama şansı bulduğunda bile, onu yanlış anlaşılan bir anti-kahraman yapmak ve ardından savaşması için karşısına daha kötü birini çıkarmak zorundaydı.
Emma Watson
.
Emma Watson, oyunculuk kariyerine küçükyaşta Harry Potter filmlerinde Hermione Granger'ı canlandırarak başladı. "Güzel ve Çirkin"in canlı aksiyon yeniden yapımındaki Belle veya "Küçük Kadınlar"daki Meg gibi zeki ve cesur kahramanları canlandırmaya devam etti. Cast direktörlerinin onu oynadığı diğer rollerde de Hermione'den başkası olarak görememesi mümkün, bu da onun belli bir arketipten kurtulmasını zorlaştırıyor.
Adam Sandler
.
Adam Sandler "The Waterboy", "Hubie Halloween" veya "Hustle"daki gibi şanssız karakterleri canlandırabilir ama kötü adamları oynamaz. "Uncut Gems"te olduğu gibi eylemleri düpedüz bencil ve pervasız olsa bile, yarattığı imaj nedeniyle izleyicilerin Sandler'ı kötü niyetli biri olarak ciddiye alması pek mümkün değil. Aktör bir dizi gişe bombasından sonra, "You Are So Not Invited To My Bat Mitzvah" gibi son komedilerinde başarılı oldu ve "Hustle" gibi dramatik filmleriyle beğeni topladı. Ancak Sandler'in bir sonraki film rolü "Uncut Gems"e getirdiği akıl almaz kaosu yeniden yaşatacak bir kötü adam olabilir çünkü izleyiciler artık onu farklı rollerde görmeye daha hazır.
Jennifer Lawrence
.
Jennifer Lawrence'ın çığır açan rolü genç yaşta oynadığı Açlık Oyunları serisindeki kahraman Katniss Evergreen'di ve o zamandan beri farklı rollerde izleyici karşısına çıkmış olsa da hiçbir zaman filmin kötüsü olmadı. Her ne kadar X-Men karakteri Mystique biraz kötü niyetli olsa da onu hiçbir zaman çizgi romanlarda olduğu kadar acımasız hale getirmedi. "Passengers"tan "Silver Linings Playbook"a kadar nevrotik ve karmaşık karakterleri canlandırdı ama rollerinin hiçbiri Hollywood'un onun için belirlediği arketiple çelişmedi.
Gwyneth Paltrow
.
Gwyneth Paltrow, kariyeri boyunca "Aşık Shakespeare"de şairin peri benzeri ilham kaynağını, "Se7en"da Brad Pitt'in şanssız karısını, Iron Man serisinde ve diğer birçok Marvel filminde Tony Stark'ın sağ kolunu canlandırdı ama hiçbir zaman kötü bir karakteri oynamadı. Şu ana kadar kendi imajıyla çelişen rollerden uzak duran Oscar'lı oyuncu bundan sonra da bu rotayı keşfedecek gibi durmuyor.
Clint Eastwood
.
Clint Eastwood'un, Spagetti Western'lerle başlayan sinema kariyerinde ahlaken şüpheli karakterleri canlandırmış olsa da ilk dönemlerinden sonra kötü adamı oynamaya pek yanaşmadı. Daha sonraki yıllarda "Dirty Harry"de rol aldığında bile sahtekar bir polis değildi, sadece alışılmadık bir polisti. "Unforgiven"daki William Munny ve bazı diğer rolleri ahlaki açıdan belirsizdi, ancak aktör her zaman onların katı davranış kurallarının gerektirdiği eylemlere sempati duyulmasını sağlamaya çalıştı.
Jimmy Stewart
.
Arkadaşı John Wayne gibi Jimmy Stewart da Western filmlerinde nadiren siyah şapka takardı ve genellikle kahramanları ve vicdanı rahat insanları oynamayı tercih ederdi. Çoğu zaman dürüst adamları canlandıran çağdaşı Gregory Peck bile ara sıra kötülükle uğraştı, ancak Stewart "It's a Wonderful Life" ve diğer filmlerdeki rolleriyle düz ve istikrarlı bir yolda kaldı. Stewart, Amerika'nın en sevdiği oğluydu ve bir kötü adam olarak asla ikna edici olmayacak kadar kadar sıcaklık ve nezaket yansıtıyordu.
Sylvester Stallone
.
Sylvester Stallone, son dizisi "Tulsa King"de bir mafya babasını canlandırıyor ancak daha sert karakterlerinin çoğunda olduğu gibi her zaman altın bir kalbi var. "Rocky", "Rambo" ve "Cehennem Melekleri" gibi devasa aksiyon serilerinin yıldızı, izleyicilerin kahramana tezahürat yapmak ve kötü adamı yuhalamak için tiyatroya gittiği bir dönemden geliyor. Dolayısıyla genellikle ikisinin ortasında bir yerlerde kalarak çoğunlukla ortada bir yerde kalarak normalde sıradan bir kahraman olabilecek karakterlere derinlik sağlıyor.
Anne Hathaway
.
Kariyeri "The Princess Diaries" ile başlayıp "The Devil Wears Prada" ve "Les Miserables" ile devam ettiğinden beri Anne Hathaway kötü ya da kötü niyetli birini oynamadı, zaten kocaman gözleri ve sıcak gülümsemesiyle kimseye zarar verebilecek gibi görünmüyor. Christopher Nolan'ın Kara Şövalye üçlemesindeki Kedi Kadın gibi ahlaki açıdan belirsiz karakterleri canlandırdı, ama şimdilik genel izleyici kitlesinin Hathaway'i kötü bir karakter olarak görme ve onu sevmeme konusunda eğilimi var. Yıldız bu yüzden doğrudan kötü olarak etiketlenebilecek rollerden uzak duruyor.
Kaynak: ScreenRant