2000'li yıllarda sinemanın korku filmi açısında sıkıntı çekmediği bir gerçek. Birçok popüler korku serisinin temellerinin atıldığı bu dönemden bazı filmler hala hatırlanırken bazıları o kadar da popüler olamadılar.
Son yıllarda korkunun yeniden yükselişe geçmesiyle, pek çok ölü korku serisi canlandırıldı, filmler yeniden çekildi, yıllar sonra devam filmleri geldi ya da hikayeler yeniden başlatıldı (reboot) ve izleyiciye sunuldu. Aslında 2000'li yıllarda çekilen "Tepenin Gözleri", "Mumya Evi", "Halloween" gibi filmler de önceki yılların korku filmlerinin yeniden çevrimleriydi.
2022'de gelen "Scream" ile Çığlık serisinin geri dönmesi, bu yıl vizyona giren "Evil Dead Rise" ile Evil Dead serisinin yeniden izleyiciyle buluşması gösteriyor ki korku filmleri, önceki yılların filmlerinden beslenmeye devam edecek. Öyleyse gelin, 2000'li yılların yeniden çekilmeye aday 10 korku filmine birlikte bakalım...
Davetsiz (2009)
"Karanlık Sırlar" adlı Güney Kore filminin yeniden çevrimi olan "Davetsiz", annesini evlerinde çıkan bir yangında kaybetmesinin ardından intihara teşebbüs eden ve akıl hastanesine kaldırılan Anna'nın eve geri dönmesiyle birlikte başlayan olayları anlatıyor. Anna ve kız kardeşi Alex'e göre annelerinin ölümünden babalarının yeni eşi sorumludur. Kızlar bu çatışmayla mücadele ederken, Anna, annesinin ölüm anını tekrar tekrar yaşamaya devam eder. Hem korku ögeleri hem de şok edici sonuyla "Davetsiz" günümüz bakış açısından yeniden çekilip izleyicileri etkileyebilecek bir film...
Ziyaretçiler (2008)
2000'li yılların en korkunç filmlerinden biri olan "Ziyaretçiler" aslında 2018'de Johannes Roberts tarafından "The Strangers: Prey at Night" adıyla yeniden çekildi ama hikaye tamamen aynı değildi. Orijinal film, ilişkileri çıkmaza giren bir çifti takip ediyor. Kristen (Liv Tyler), James'in (Scott Speedman) evlilik teklifini kabul etmez, ancak çift geceyi James'in ailesinin yazlık evinde geçirmek zorundadır. Birden ortaya çıkan maskeli kişilerin işkenceleriyle romnatik başlayan bu gece tam anlamıyla kabusa döner... "Ziyaretçiler"in hikayesi yeniden ele alınmayı kesinlikle hak ediyor.
Ölümün Sesi (2008)
2003 tarihli Japon korku filmi "Cevapsız Arama"nın yeniden çevrimi olan "Ölümün Sesi" cep telefonları ninni benzeri tuhaf bir melodiyle çaldıktan sonra kimliği belirsiz kişilerden sesli mesajlar alan kolej öğrencilerini takip ediyor. O dönemde hafızlara kazınan melodiyle hatırlanan film oldukça karanlık bir sona sahipti. Günümüzün gelişen teknolojisiyle birlikte yeniden ele alınabilecek bu film hikayesini daha da ilginç kılabilir...
Resimdeki Hayalet (2008)
Evli bir çift olan Ben (Joshua Jackson) ve Jane (Rachel Taylor), Ben'in fotoğrafçılık kariyeri için Japonya'ya taşınır. Ancak buradaki yeni hayatları kazayla öldürdükleir bir kadından sonra hiç de bekledikleir gibi gitmez. Kadın kazadan hemen sonra ortadan kaybolmuştur ve sonrasında gizemli bir şekilde Ben'in fotoğraflarında ortaya çıkmaya başlar. Jane'in tamamen habersiz olduğu bu kişi aslında Ben'in geçmişinden gelmektedir... Genellikle olumsuz eleştiriler ve düşük puanlar alan film yeniden uyarlanırsa, kadınların birbirini kollaması gibi güçlü temalarla bugünün korku filmi atmosferine oldukça yakışan bir yapım olacaktır.
Halka (2002)
Hideo Nakata imzalı, 1998 tarihli Japon korku filmi "Ringu"dan uyarlanan film 2000'li yılalrda oldukça popülerdi ancak popüler kültürdeki etkisi giderek söndü. Yüzünü kapatan uzun saçlarıyla televizyondan dışarıya tırmanan Samara'yla hala hafızalarda olan film, izleyen herkesin ölümüne yol açan bir video kasetin yarattığı dehşeti anlatıyor. Korku sineması eskiye bakmaya devam ederken, genç neslin yeni korku kraliçeleri Jenna Ortega ve Mia Goth gibi isimlerle birlikte "Halka" filmi de yeniden yorumlanabilir.
Garez (2004)
"Garez" de tıpkı "Halka" gibi bir Japon filminden uyarlandı ve 2020'de reboot olarak aynı adla yeniden çekildi. Ancak bu film hikayesini ve odağını büyük ölçüde değiştirdi. Orijinal film Tokyo'da yaşayan ve doğaüstü bir lanete maruz kalan Amerikalı bir hemşireyi konu alıyor. Basit ve geleneksel bir hikayesi olması "Garez"i her daim geçerli bir korku filmi yapıyor.
Molly Hartley’nin Laneti (2008)
Molly Hartley’nin Laneti / The Haunting of Molly Hartley
O zamanlar rol aldığı "Gossip Girl" ile oldukça popüler olan Chase Crawford'un rol aldığı film izleyicilerden ve eleştirmenlerden geçer not alamadı. Ancak karanlık konusu günümüzün popüler genç oyuncularıyla birleşirse ortaya bugünün izleyicilerine hitap edecek daha güçlü bir film çıkabilir. Film, 18. yaş gününde, ailesinin o doğduğunda yaptığı bir anlaşma yüzünden şeytan tarafından ele geçirilecek olan Molly Hartley'i konu alıyor. Yakın dönemde vizyona giren "Şeytanın Düşmanı" şeytan çıkarma temasını yeniden gündeme getirmişken, Molly Hartley'nin hikayesi de yeniden ele alınmayı hak ediyor.
Evdeki Düşman (2009)
"Evdeki Düşman" 2000'lerin sonunda izleyiciyle buluşmuş olsa da tüyler ürperten şaşırtıcı hikayesiyle o dönemin en akılda kalan filmlerinden biri. Filmin olmazsa olmaz detayı ise bir çocuk gibi görünen ama aslında yetişkin bir kadın olan Esther karakterine hayat veren Isabelle Fuhrman. Rolü ilk kez 12 yaşındayken oynayan Fuhrman, geçtiğimiz yıl vizyona giren "Evdeki Düşman: Başlangıç"ta 25 yaşındaki haliyle karaktere geri döndü. Modern teknoloji sayesinde Fuhrman, Ester rolünü oynamaya daha uzun yıllar devam edebilir, bu da serinin güncellenerek yeniden başlatılması için bir temel sunuyor.
Kara Büyü (2009)
"Güzel ve Çirkin"in anımsatan hikayesiyle, kendisine yardım etmeyi reddeden bir kişiyi lanetleyen yaşlı bir kadını ele alan film korkuyla komedi arasında bir yerlere düşüyor. Bazı sahneler yeterince ürperticiyken bazı sahneler ise kahkaha atmanıza neden olabilir. Sam Raimi imzalı bu film, korku ve komediyi dengelemesiyle oldukça beğenilmişti ve Raimi'nin Evil Dead serisi gibi yeniden ziyaret edilebilir.
Tepedeki Mezarlık (2009)
Tepedeki Mezarlık / The New Daughter
2000'lerin unutulan korku filmlerinden biri olan "Tepedeki Mezarlık"ta Kevin Costner, ailesiyle birlikte yeni bir eve taşındıktan sonra kızı birtakım güçler tarafından ele geçirilen ve adeta yeni bir insan olan sıkıntılı bir babayı oynuyor. John Conolly'nin kısa öyküsünden uyarlanan film oldukça kısıtlı bir sinema gösteriminin ardından DVD olarak piyasa sürülmüştü. Bir reboot filmi bu ilginç hikayeyi beyaz perdeye taşıyarak izleyicilerin dikkatini çekebilir.