Hesabım
    Arka Pencere
    Ortalama puan
    4,3
    302 Puanlama
    Arka Pencere hakkında görüşlerin ?

    54 Kullanıcı yorumları

    5
    17 Eleştiri
    4
    31 Eleştiri
    3
    3 Eleştiri
    2
    2 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    1 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Schopenhauer
    Schopenhauer

    17 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    1 Kasım 2020 tarihinde eklendi
    Nedir ki bir pencere? Bir açık kapı kadar saf ve geçirgen değildir, ama bir duvar kadar da izole değildir dış dünyadan. Bizim aslında dış dünyayla karşılaşma anımıza bir yarı geçirgen sınır çizer. Pencereden dışarıya bakan bir kişi belirli bir bakış açısına yerleşir. Dışarıya bakan tek bir göz çoğul bir alana bakmaktadır yani bir sürü başka pencereye. Ama kendisi de aynı şekilde başka tekil bir pencere için bir çoğul kümeler arasındadır.
    Dahası filmdeki mesele sadece bir pencere değil bir de arka penceredir. Yaşantıların karşılaşması için dolaysız bir ilişki kurulması amacıyla özellikle seçilmiştir. Çünkü ön pencere olması durumunda yaşantılar arasına yabancı nesneler girmekte, söz gelimi kaldırım, ağaçlar, arabalar, sokaktan geçen satıcının gürültüsü yaşantıların karşılaşma anını kesintiye uğratmaktadır. Filmde ortada bir avlu olsa da pencereler birbirine doğrudan bağlantılıdır. Bir müzisyenin çaldığı bir parça başka birini bir etkiye sokmaktadır.
    Aynı zamanda karşılaşan gözlerden de bağımsız olarak bir pencere kamusal alan ile özel alanın da karşılaşma anıdır. Çağdaş filozof Habermas'ın temel meselelerinden biri olan kamusal alan- özel alan ayrımı bir pencere metaforu ile filmde yansıtılmaktadır. Kamusal alan özel alana ne derece müdahil olabilir? Örneğin filmdeki gibi karşı pencerede işlendiği düşünülen bir cinayetin ortaya çıkarılması için harekete geçebilme meşruiyetini nereden alabilir? Tabii ki vicdan meselesi burada akla gelmektedir. Ancak film bize verildiği şekilde değil de Thornwald'un aslında cinayet işlemediğini, köpeği onun öldürmediğini, karısının bir gezintiden sonra eve döndüğü haliyle devam ettirilseydi bu durumda Jefferies'in eylemini bir kamusal vicdan değil de can sıkıntısından kaynaklı bir röntgencilik eylemi olarak nitelendirecektik. Filmde buna benzer bir çok başka örnek vardır. Bayan YalnızKalp'in karşısında biri varmış gibi iki kişilik bir sofra hazırlaması Jefferies tarafından kadının yıllar süren tek başınalığına bağlanmaktadır. Oysa kadın kalabalık geçen bir yaşantıdan sonra bilinçli yalnızlığa çekilmiş de olabilir.
    Filmde ayrıca en çarpıcı sahnelerden birisi de Thornwald'un Jefferies'in evine intikal ettiği sahnedir. Hep dış ses ve görüntü olarak sunulan adam bu sefer gözetleyicinin özel alanına gelmiştir. Sorgulanan sorgulayıcı olmuştur. Benden ne istiyorsun sorusuna Jefferies cevap veremez. Ve aydınlatıcı, göz kamaştırıcı bir ışık cihazını karşısındakine silah olarak kullanmaktadır. Bunu yaparken de kendisinin karanlıkta kalması gerekir. Böyle Buyurdu Zerdüşt'ün ön konuşmasında ilk cümlelerde Güneş'e şöyle seslenilir : ' Ey sen büyük yıldız! Aydınlattıkların olmasaydı, ne olurdu mutluluğun?'
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    6 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    SİNEMA TARİHİNİN EN BÜYÜK GERİLİM FİLMLERİNİN BAŞINDA GELEN GERÇEK BİR BAŞYAPIT 10/10

    Dial M for Murder (1954), The Man Who Knew Too Much (1956), Vertigo (1958), Psycho (1960), The Birds (1963) gibi başarılı filmlere imza atan, kuşkusuz sinema tarihinin en iyi yönetmenlerinden Alfred Hitchcock (1899–1980), “Rear Window” ile harika bir gerilim filmi çıkarmış. Cornell Woolrich’in (1903–1968) kısa bir hikayesinden yola çıkılarak çekilen film, kapalı bir stüdyoda çekilmiştir. Pencereyi odak noktası olarak alırsanız etrafınızda ve dikkatlice bakarsanız stüdyo olduğunu hemen fark edersiniz. Rear Window, gerilim türü açısından klasikler arasına girmiştir. Alfred Hitchcock gibi “ustaların ustası” olarak görülen bir yönetmenin çektiği bir çok film suan klasikler arasındadır. Rear Window’un en büyük özelliği bir kaç kamera acısıyla tek odada çekilmesi ve gerilimin son derece yüksek tutulması. İlerde tek mekan içeren bir çok filme ilham kaynağı olacaktır. Alfred Hitchcock’ın vazgeçilmez oyuncularından James Stewart’ı alçılı halde izlerken, Grace Kelly göz kamaştırıyor. Bir mahalle içerisinde olan biten her şeyi izlerken, görülmemesi gerken bir olaya şahit oluyoruz. O andan itibaren gerilim ve heyecan başlıyor. Tek mekan olmasına rağmen hiç sıkılmadan filmi izlemeye devam ediyoruz. Karşı komusunun perdeleri sürekli açık olması ya da pencerede saatlerce otururken kimsenin Jef’i fark etmemesini pek sorun etmiyoruz. Ufak tefek mantık hatalarını ararsak klasik filmlerin hiçbirinden keyif alamayız. Bezen klasik filmlerdeki küçük hataların olması daha ilgi çekicidir. Asıl o hatalardan dolayı film “kült” ve “klasik” hale gelmiyor mu? O mahalledeki havayı solumak istemediniz mi? Keşke ben de bir kaç dakikalığına da olsa orada bulunsam sonra tekrar buraya gelsem demediniz mi? Klasik filmleri baştacı yapan özellik; sizi mekanın için çekmesidir. Oradaki havayı solumak biraz gezinip gelmek istersiniz ama ne mümkün. Neyse ki klasik filmleri izleyerek orada olma “hissini” yaşıyoruz. Film de bir çok konuya değinilmiş. Evlilikler, aile yapısı ve insanin yalnızlığı, komşu ilişkileri gibi kavramlar üzerinden gerilim, “sözlü” olarak anlam kazanmıştır. Film hakkındaki detaylara gelecek olursak; Rear Window, Grace Kelly’nin (Lisa Carol Fremont) sigara içtiği tek filmdir. Filmde dış mekan sesi kullanılmamıştır, seslerin hepsi, kaynağını bilmediğimiz bir yerden geliyor. Filmin romantizm içeren sahneleri, savaş fotoğrafçısı Robert Capa ve oyuncu Ingrid Bergman arasındaki o dönem yaşanılan aşktan ilham alınmıştır. Evlilik üzerine geçen konuşmalar aşk ve mantık üzerinden yapılmaktadır. Film başlar başlamaz, açılan perdenin boyutlarına dikkat edin! Sinema seyircisi “röntgenci” konumuna düşürülmüştür. Karşı dairedeki müzisyenin yanında plakları karıştıran adam, Alfred Hitchcock’dir.

    Alfred Hitchcock denince ilk akla gelen filmlerden. Gerçi Hitchcock denince akla gelen epey film var ama Rear Window (1954) da o efsanelerden biri. Fakat bu kadar kült filmler çekmiş bir yönetmenin hiç oscar alamamasıda gerçekten ilginç kimin ayıbı bilemiyorum artık.100′den fazla yapımda yer alıp 10′larca unutulmaz filme imza atan James Stewart ile güzelliğiyle bir döneme damgasını vuran Grace Kelly başrollerde.Mesleği fotoğrafçılık olan ve bir iş kazası geçirip 1,5-2 ay kadar ayağı alçıya alınan Jeff’in Arka Pencere‘sinden komşularının hayatlarını takip etmeye başlaması ve bunu bir takıntı haline getirip o komşulardan biri ortadan kaybolunca da gizemin iyice artmasını konu alıyor film.İlk başlarda; sıradan bir şekilde tüm komşularını tanıyoruz. Balerini, bestekârı, içip içip yanında kocası var zanneden kadını, balkonda uyuyup köpeklerini bahçeye sepetle indiren çifti, yeni evlenen çifti ve bir de çatlak teyzeyi :) Sıcak bir yaz günüyle başlayan film, Jeff’in güzeller güzeli sevgili Lisa’yı tanımamızla daha da bir güzel hâl alıyor. Hele bir de bir bakıcı hemşiresi var ki, o muhteşem yorumlar o insandan nasıl çıkıyor hayretlere düşersiniz. Söylediği her şeyi bir kenara yazsak, ufkumuz açılır vallahi :) Tek mekanda geçen filmlerin özelliği sanırım şu olsa gerek;Gizemini her türlü koruyabilmesi ve tahmin etseniz de etmeseniz de finaline gelene kadar hiç sıkılmadan izlenebilmesi. '' 12 Angry Men '' de aynen böyleydi.Daha önceden hiç karşılaşmamış olsanız da sanki yıllardır tanıyor gibi olduğunuz oyuncular, itici gelen siyah beyaz görüntüler ve setvari mekanın verdiği olumsuzluğa rağmen; sıkılmadan, sıkmadan, gizemini koruyarak devam eden ve bekleseniz de beklemeseniz de hoşunuza giden bir finalle noktalanması.70 ve öncesinde doğan kime “Arka Pencere” filmini izleyip izlemediğini sorsam, “ohoo” “efsane o” gibilerinden cevap aldım.Ama kabul edersinizki bizim kuşakta artık böylesine efsane yapımlar ortaya çıkmıyor, özelliklede Hollywood’dan.50 yıl öncesinde böyle sağlam filmlerle gelen Hollywood, son 10 yılda epey bi’ gerileme dönemine girdi sanırım. Sürekli bir uzakdoğudan çalma çabası içerisindeler. Veya sırf gişe hasılatı yapsın diye yüzmilyonlarca dolar harcayıp içi boş ama görsel manada 10 numara filmler yaparak aktif olma çabasındalar. Olay yönetmende mi ? senaristte mi ? yoksa oyuncularda mı ? bilemiyorum ama böyle filmler görmek istiyoruz. Eski filmleri izlemenin zevki farklı olsa da, yeni filmlerde de bu tadı yakalamak istiyoruz. 10 / 9.4
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    1 Kasım 2014 tarihinde eklendi
    Türünün klasiği bir film,daha sonra defalarca taklitleri çekildi ama ilk fimlerin özgünlüğü apayrıdır.8/10
    Kuzeydebiryer.
    Kuzeydebiryer.

    Takipçi 16 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    24 Aralık 2013 tarihinde eklendi
    İnsan ruhunun derinliklerindeki merak ile olayları algılayışımız arasındaki ince çizgide durmayı başaran Hitchcock tarzı bir gerilimin hikayesi...

    Çevremizde olup biten olaylara duyarsız kalabilir miyiz? Komşularımızın dünyası bir pencere mesafesindeyken ahlaki kurallara sadakatimizi kaybetme ihtimalimiz var mıdır?

    Bir Alfred Hitchcock klasiği olan Arka pencere ve baş kahramanı Jefferies'in yaşamından izleyeceğimiz bu kesit, aklımızda ki bu ve buna benzer bir çok sorunun cevabı gerilim filminde salt gerçeği arayan bir izleyici kitlesi için gizem avcılığı yapmak keyifli olabilir ama bu filmin bundan öte bir yanı olduğu da şımızda beliren apartman dairesini gözlerken dış dünyamıza açılan bir arka pencereden ziyade ruhumuzun derinliklerine dokunan ve insanı anlatan bir hikayeye tanık oluyoruz.

    Kieslowski'nin hüzünlü bir aşk hikayesini ele aldığı Krótki film o milosci filminin baş karakteri Tomek'in hayata karşı savrulan duruşu ile Jefferies'in hayata kök salan duruşu arasında ki farkı bir kenara bırakırsak, iki karakterinde iç dünyalarındaki sorulara cevap arayışları Röntgencilik gibi toplumun hiç hoş karşılamadığı bir durumda ortaklık göstermekten hiç çekinmeyecektir.

    Röntgencilik hastalıklı bir durumdur, cinsel istismarda bulunma yollarının en bilinenlerindendir ama bu filmde fotoğraf makinesinin merceği Röntgenciliğe açılmayacak insanın varoluşundan beri en temel duygularından biri olan "merak duygumuz" için uzağı yakın bu merak, sıkıntının sonucu gelişecektir bir araba yarışında en iyi kareyi yakalama telaşı fotoğrafçımızın ayağının kırılmasına bu durumda doğal ev hapsine neden olacaktır.

    Hitchcock adeta mahkemede müvekkilini aklamaya çalışan bir avukat gibi Jefferies'in bu gözetleme işini zorunluluklara ve bu zorunluluğun sonucu her insanda oluşabilecek merak duygusuna bağlamaktadır dünyalar güzeli Lisa'yı en yakınındayken bile fark edemeyen ve çekimine kapılmayan bir karakterdir artık gerilim filminden beklenmeyecek kadar telaşsız olan Arka pencere, komşuların hayatına insani bir bakış atıyor yalnızlığa mahkum hayatları kimi zaman bir akşam yemeği masasında tek kişilik yemeklerde kimi zamanda piyanonun duygu telimize dokunan notalarında gözler önüne seriyor.Gözlerimiz ara sıra bir balerine, bazen de kapı eşiğinden geçen mutluluk adımlarına bakarken tam orta yerde beliren gizem ve gizemi araştıran minik çetemiz gerilimin yavaş yavaş tırmanmasına ve " komşum bir katil mi ?" sorusuna cevap aramamıza neden pencere, Kısıtlı mekan kullanımı ve ağır giden temposuna rağmen türünün izlenebilecek en iyi örneklerinden.
    greendestiny
    greendestiny

    Takipçi 192 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    21 Aralık 2011 tarihinde eklendi
    sonunun ne olduğunu bilmeme rağmen ( tekrarlarından dolayı) yinede sonuna kadar gerilimi bünyemde hissettiğim meraklandığım çok başarılı bir film...hele grace kelly yokmu ne kadar doğal bir oyunculuktu..
    kemerlee
    kemerlee

    Takipçi 693 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    Sinema tarihinin belkide en çok taklit edilen, en çok gönderme yapılan ve en çok saygı duruşunda bulunan filmlerinden.Aradan geçen 60 yıla yakın zaman ve defalarca benzerlerinin çekilmesiylede biraz eskimeye yüz tutsada tarihin en önemli gerilim başyapıtlarından olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    3 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    dönemine göre çığır açıcı bir etki gösteren ağır ilerlemesine rağmen insanı sıkmayan bir başyapıt 8/10
    MojoRising
    MojoRising

    Takipçi 380 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    1 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
    The Amazing Spider Man (2012) filminde Peter Parker'ın odasının duvarında asılı filmin afişini defalarca gösterdi yönetmen Marc Webb bizlere. ''Bende entelektüel'im, bakmayın Örümcek Adam gibi filmlerle uğraştığıma'' demek istiyor bizlere herhalde :) biz pek yemedik ya neyse :) Bu kadar geyikten sonra filme gelirsek Hitchcock sinemasının en iyi filmlerinden ''Arka Pencere''. İnsanın röntgenci yönüyle epey bir dalgasını geçmiş üstad. James Stewart ve Grace Kelly'nin uyumlu kimyası da filmi klasik mertebesine ulaştırmış. Günümüz gerilim filmleri tarzında birşey beklemeyin elbette. Döneminin gözlükleriyle izlenilmeli ve retro bir tad beklenilmeli filmden.
    electronica
    electronica

    Takipçi 228 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Dönemine göre türünün klasiği sayılabilir ancak günümüzde izlediğinizde sıkıcı bulabilirsiniz ...
    Film ağır ilerliyor ve gerilim unsuru filmin sadece sonunda var ...
    Günümüz filmlerine örnek teşkil etmesi bakımından Alfred Hitchcock ustaya saygı duyulabilir orası ayrı mesele ...

    Jeffries: - Niye bir adam yağmurlu bir gecede elinde valiziyle üç kere evinden çıkıp her seferinde geri döner?
    Lisa: - Karısının karşılama şeklini seviyordur da ondan ...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    19 Mart 2011 tarihinde eklendi
    rear window harika bir eser,övülecek yanları çok,fakat benim filmin ilk saniyesinden itibaren dikkatimi çeken şey hitchcockın harikulade "mekan kullanımı" oldu.sadece bir avlu ve iki üç pencereyle neler yapılabileceğini gösteriyor bizlere.gerilimi başlı başına yaratan bir unsur haline getiriyor mekan kullanımını.grace kelly ışıldıyor,stewart da her zamanki halinde.yaratıcı ve ilgi çekici bir konu bulmayı yine başarmış ünlü yönetmen.kendinden sonraki pek çok film için esin kaynağı oldu.tabii ki gerilim ile aynı anda yine tarzı olduğu üzere komediyi de işin içine katmaktan hiç vazgeçmiyor.sürekli bir merak ve şüphe dalgasına siz de kapılıyorsunuz hemen filmin başlarında.izlenmesi gereken klasiklerden.tekrar ediyorum,izlediğim filmler için "mekan kullanımı" konusunda kesinlikle ilk sıralarda yer alacak.seyirci de bir süre sonra jeff ile aynı pencereden bakmaya ve avluyu gözetlemeye başlıyor.çok iyi.
    sinema
    1 ziyaretçi
    5,0
    29 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    ölümsüz, zamansız bir film :) 10/10
    eMünazyr
    eMünazyr

    24 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    8 Ocak 2011 tarihinde eklendi
    Bir pencerem olsa ve "izlesem gerçekleri" "gerçeklerden habersiz" dedirten bir film... Alfred Hitchcock klasiği...
    DarkAngel2
    DarkAngel2

    Takipçi 39 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    19 Aralık 2010 tarihinde eklendi
    İzlerken sıkıldım ama asla kötü film diyemem
    l-i-l-a-H
    l-i-l-a-H

    Takipçi 2.129 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    15 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    Hitchcock un en sevdiğim filmlerinden biri...
    gordeslideniro
    gordeslideniro

    Takipçi 130 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    7 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    Filmin insanda uyandırdığı hisler çok samimi. Neredeyse tek bir mekan var filmin başından sonuna kadar ama aslında her bir pencere farklı bir dünyayı temsil ediyor.Yalnız kalmanın verdiği azabı alt kattaki komşuda, mesleki yapmacıklığı balerinde, hissetmeyi, azmetmeyi ve bazen de pes etmeyi piyanistte görebilirsiniz.Ayrıca kamera evin içine her döndüğünde toplumsal farklılıklar,kişisel tercihler,yapılmak istenenler ve yapılmaması gerekenler tek tek seriliyor önümüze. Köpeği ölen kadın diyoloğu modern dünyada yalnızlaşan ve birbirine yabancılaşan insanlara bir gönderme niteliğinde. Temposu açısından durgun ilerlediğinden fazlasıyla kendini kaptırmak gerekiyor filme. Kaptırmanızı da tavsiye ederim, hatta kendinizi o alçılı adamın yerine koyup filmi öyle izleyin müthiş zevk alacağınıza garanti veriyorum...
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top