En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
duygudhd
44 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
30 Haziran 2007 tarihinde eklendi
ustanın filmi olduğunu bilmeden tesadüf eseri tv.de izledim çok şaşırmıştım o yıllarda böyle bir psikolojik gerilim tabi sonrasında şaşırmadım ondanda bu beklenir. çocukluğumun alaca karanlık kuşağı tek kelime ile harika...
Hitchock'un master calısması olarak kabul edilen film yavaş yavaş ilerleyen psilolojik bir çalışma olarak kabul edilebilr. Karışık bir hikaye, iyi oyunculuk, görsel öğeler ve mükemmel mzüiklerle urgulanmış iyi bir takıntı portresi çıkartılmış ortaya usta aktör stewart ve kusursuz güzel Novak'ın birlikte oynadıkları bu ilk filmleri (Bell Book and Candle) hiç kuşkusuz birçok kişi için unutulmazlar arasına girmiştir. Aynı zamanda Sahildeki sahne birçokları tarafından Şu ana kadar cevrilmiş filmlerdeki en şık sahne olarak nitelendirilmektedir.
Vertigo yükseklerde başlayıp yükseklerde biten bir filmdir. Arada geçen sürede ise seyircinin birkaç kez çakılmasına neden olur. Çocukluk takıntılarıyla ilişkilendirilebilecek tekrarlanan düşüş rüyasının izini görürüz filminde. Ancak gerilimin kaynağı rahatlamayı sağlayacak düşüşün gerçekleşm*mesidir. Vertigo düşle gerçek arasında yalpalayan, ölüm korkusu ile ölüm arzusunun arasındaki gergin ipte yürüyen ama düşmeyen bir cambazdır.
artık herşeyi olağan karşıladığımız 2000 li yıllarda tam 48 sene önce yönettiği film le beni şaşırtmayı başarmış usta yönetmenin güzel filmi. ölümünün 26. yılında hitchcock u tebrik izlemeyenlere tavsiye ederim
Hey gidi Alfred Hitchcock!Her adını duyuşumda sinemasal belleğimden bir dizi görüntü akıyor.Özelikle Gary Grant’ın boş bir arazide kendisini takip eden helikopterlerle oynadığı o şaşırtıcı oyunu unutamıyorum.Gerçektende 1895 yılında Lumier kardeşlerle açılan sinema çağının en dahi yönetmenlerinden biriydi Hitchcock.Çok büyük bir görsellik yaratıcısı,’thriller’ türünün yenileyicisi,gerilim filmlerinin en ’’baba’’yönetmeniydi.Sinemada kurgu ve görsellik onun için herşey demekti.Bu nedenle görselliği diyaloğa yeğ tutuyor,sinema tekniği kuramı üzerine ciddi anlamda kafa yoruyordu.Kamerada ’’derinlik algısını’’en iyi kavramış yönetmenlerden biriydi.Aynı dönemde sinema yaptıkları meslektaşı Eisenstein nasıl ki kurguda ’yakın plan’unsurunu bütünün anlamsallığı içerisinde vererek yeni bir sinema dili yaratmışsa,(bkz Potemkin Zırhlısı)o da ’’zoom’’lama tekniği ve özellikle maket dekor çalışmalarıyla birlikte yol verdiği kamera devinimleriyle dünya sinemasında bir rönesansın başlamasını sağlamıştı.(Dipnot:Hitchcock bir kenara bırakılısa genel olarak yeknesak bir çizgi izleyen klasik sinema anlayışı Jean Luc Godard ve ’’Yeni Dalga’’akımıyla yenilenmiş,çok uzun plan-sekanslara dayalı parçalı ve kararsız gibi gözüken bir kurgu anlayışı devrimci bir sanatsal atılımın parçaları olarak sinema tarihi içerisinde gözde yerini almıştı...) Hitchcock filmlerinde beliren en temel öğe ’’kuşku’’öğesiydi.Kuşku öğesini gerilimin ayrılmaz bir parçası olarak bizlere veren yönetmen bir ölçüde de 2.Dünya Savaşı öncesi dünya toplumlarının bilinçaltı korkularına sesleniyordu.Hitchcock’un filmlerinde ana karakterler kendilerini hep çözülmesi zor bir sorun yumağı içerisinde buluyorlardı.Bir tür çarpıcı gizem perdeden izleyiciye ulaşıyor,karmaşık bir bulmacanın parçaları zamanla yerli yerine oturuyordu.Kimi filmlerinde Freudyen bir yaklaşımın izleri de vardı.Psikanalitik yöntemi filmlerine ustaca yediriyor,filmlerini adeta bir ’’bilim adamı’’titizliğiyle oluşturuyordu.Bu minvalde çekilmiş ’’Spellbound’’,kendi adıma çok sevdiğim bir filmdir. Peki ya ’’Kuşlar’’?O filmin final sahnesini Hitchcock hayranları şüphesiz bilir.Evin etrafında saldırıya koşullanmış bir kuş öbeğinin arasından usulca geçen Tippi Hedren’i unutmak mümkün mü'Kuşlardan bile böylesine bir gerilim çıkarabilen başka bir yönetmen var mıdır?’’Sapık’’taki merdiven sahnesi de şüphesiz yaratıcı bir zekayla açılanabilir.İzlediğim diğer filmleri Rebeca,The Lady Vanishes,Notorius’da da zihnime kazınmış birçok sahne vardır... Onun bizlere kazandırdığı asıl önemli unsurlardan biri de,(az kalsın atlıyordum!...)alımlı sarışın kadınlardır.Joan Fontaine’i,Kim Novak’ı ya da İngrid Bergman’ı hatırlamamak mümkün müdür? Son olarak ’’Vertigo’’filminin başta özetlediğimiz sinema anlayışıyla oluşturulmuş tipik bir Hitchcock filmi olduğunu belirtelim ve sizleri perdeden yayılan bir ’’Hitchcock aydınlığı’’nın ışıltılı sularına bırakalım...
beni etkilyen filmlerden. belki bu filmden sonra bu tarzda birçok film çekildi. ama bunun yeri onlardan çok ayrı . bu alfred filmlerinde müzikler çok etkileyici oluyor. sihirli bir ses. oyunculuğca gelince kim novak ı çok beğpendim çok iyi bir performans . özetle çok iyi bir film.
ustanın psycho su kadar iyi değil ama çok güzel bir film.insanın içinde kalan korkularını su yüzüne çıkartan nefis filmlerinden biri daha.senaryodaki sürprizlerde cabası.kaçırılmaması gereken bir hitchcock klasiği.ayrıca sahildeki öpüşme sahneside çok hoş...
Vertigo yükseklerden baslayan ve yukseklıkle bıten,gerçekle düş arasında kaybolmayan,ölüm korkusu ve ölüm isteginin arasında atılan ip üzerinde gidip gelen asla düşmeyen,gerilim ve romantizmi bir biri içinde homojen bi şekilde karıştırarak seyirciye sunması,film boyunca seyirciye eşlik eden San Fransisconun kendine has güzellikteki sokakları ile unutulmaz bi film olarak kalıcak.
Tıpkı diğer filmlerindeki gibi, seyirciyi sorular diyarında gezdiren;bu gizemli yolculuk sırasında 7.sanatın tüm marifetlerini ustalıkla sergileyen kusursuz bir sinema şöleni...
ustanın pscyho filmi ile beraber izlediğim en iyi filmi diyebilirim.filmde kurgusal açıdan sürekli değişimler ve ustanın kilise sahnesindeki yükseklik derinliğini kamera oyunlarıyla anlatımı hakikaten kusursuzdu.senaryosuyla,kamera kullanımıyla ve müthiş sekanslarıyla tam bir basyapıt...
Döneminin şaheseri Vertigo,tam bir görüntü filmi,kullanılan sahnelerin doğal görünüşlerinin saflığına bakarmısınız.Olağanüstü güzel oyuncu Kim novak ve James stewart dahası Alfred hitchcook.....
Müthiş bir senaryo. İzlemeyen birine anlatmayı denemek iyi bir macera oluyor. Başrol oyuncularının öpüştüğü sahnede kameranın etraflarında tam tur atması unutulmaz bir sinemasal an. Kim Novak'ın ne kadar güzel bir kadın öyle. Tekrar tekrar seyredilip bıkılmayacak bir film.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.